• je est un autre'ın türkçe söylenişi.
  • "oteki" ye selam olsun demenin bir başka şeklidir..
  • kendine bir başkası aracılığıyla ayna tutmak
    (bkz: aramak)
  • türkiye ye gelip, kapkaç kurbanı olmuş japon turistin yarım türkçesiyle, "ben başkasıyım." demeye çalışması. türk polisi önünde neden "ben başkasıyım.." demeye çalışmıştır, bilinmemektedir.
  • insani olusturan, kisiligini belirleyen temel etmenlerden birisi; kendisini vareden toplumsal kosullari olsa gerek. siz kendi yarattiginiz ayri bir dil ile iletisime gecip farkina varildiginiz sürece siz oluyorsunuz. disiniz, iklim degisikliklerinin yani sira, beslenmeniz ile degisime ugrayan, yasinizi aldikca farklilasan bir organizma olsa da icinizi belirleyen, sizi o sekilde olduran, bir baska sekle ihtimal birakmayan cevreniz, kendinizi buldugunuz yer, toplum, iletissel aglardir. dolayisla, 25 yildir icinde bulundugunuz, sizi vareden ve varolabildiginiz bir toplumsalin disina ciktiginiz anda aslinda ben bir baskasidir gibi bir mealin icine düsüyorsunuz bilerek ya da bilmeyerek.. ben bugün baska bir ülkede, baska bir ben yaratiyorum. orada biraktigim kendim'in, masallahi vardi; dilini ögrenmis, okuma yazmayi sokmüs, okulunu kazanmis, arkadaslar edinmis, ehliyetini almis, evini tutmus, komsusunu edinmis, bakkalini cakkalini ihmal etmemis,pek cok yönden tamamlamis kendisini. yurt disina cikan birey olarak yapilan bütün eylemleri tek tek, atlamadan bastan bir daha edinmek, ogrenmek, yapmak zorunda kalmisim. bugün bana yurt disinda yasayan biri olarak özledigin seyler nelerdir gibi bir soru yoneltiyor. bakiyorum, ilk bakista bulamiyorum. yiyecek, icecek ? hayir burada da var, tipa tipindan.. türk bakkalarini saysam türkiyedekiler ile yarisir. arkadaslara duyulan özlem ? hepsi ile hemen hemen iletisimimiz devam etmesi bir yana, burada da yabana atilmayacak dostluklar kuruyorum. biraz berberleri, biraz cakmagi isterken kategorilendirilmis her türlü insanima bilincli yaklasimi sergileyebilecek konuma gelmis bireyin kültürel bir eksikligini ekleyebilirim belki. lakin en cok neyi özledigim derseniz ? ik iyil boyunca bir an olsun beni yalniz birakmayan bu hüznün arka bahcesinde oturan terkedilmis "kendim". bir baskalasiyor insan, bir tuhaflasiyor. cok genc yasimda arthur rimbaud'un "ben bir baskasidir" soylemi ile karsilastim. yillarca bu cümleye farkli anlamlar yükledim. insanin kisilik gelisiminde ne kadar önemli oldundan bahsettim. bu noktada, kendisine, mikro düzeyde dahi olsa sürekli bir degisim icerisinde olan insanin, kendisine disaridan bir nesne olarak bakabilmesinin azimsanmayacak miktarda bir farkindalik kazandiracagindan dem vurdum. sürekli olarak zamani durdurup az onceki borges'i bir baskasi gibi yorumlamaya, kendi üzerimde objektif kimi cikarimlar yapmaya, yasarken yasamin hem nesnesi hem öznesi olmaya gayret gösterdim. basardigimi sandigim anlar oldu, ama simdi ilk defa gercek anlamda basarabildim. rimbaud bunu sair olmanin temel kistasi olarak belirlemis. kisi, yasadigi duygulari kendisine bir baskasi olarak bakip duyumsayabiliyorsa eger gercekten sair olabilir rimbaud'a göre. bunun da bugün gecerliligini görebiliyorum. sair olmuyorum, ama sair olabilmeyi anlayabiliyorum.

    "hayat kalan ve giden benlerin arasina sikisiverdi aniden.. hersey karisikti, karmakarisik oldu.. ben ve ben yüzünden.."
hesabın var mı? giriş yap