bengül güngörmez

• aşağıdaki metinleri bir yazısında kullanmış şahsiyettir:
  
  "tarihten daha güçlü yargıç yoktur."
  
  "... 'insanlar özgür olmaya zorlanmalıdırlar' ..." (jean jack rousseau'dan alıntı)
  
  "devletin gücü bireyin güçsüzlüğünden beslenir."
  
  ... sosyal ilişkiler ve kurumlar bireyleri despotik güce karşı koruyacak bariyerlerdir."
  
  "yirminci yüzyıl insanı kendisini yabancılaşmadan, hayâl kırıklığından, güvensizlikten kurtaracak olan cemaatlerin arayışı içindedir."
  
  "... kendi kaderini kontrol edebilen özerk sosyal gruplar ..."
  
  "fransız devrimi, muhafazakâr ideolojinin kurucusu olan edmund burke'ün deyişiyle 'insan ruhunun hanlarını ve dinlenme yerlerini' yâni yönetici güçle halk arasında tampon işlevi gören aracı kurumları yıkmıştı." (tom bottomore ve robert nisbet'e referansla)
  
  "... burke'e göre bütün doğal otoritelerin erozyonunun ödülü hükûmetin artan askerî hâkimiyetiydi."
  
  "... gücü özgürlük adına mutlaklaştırma ..."
  
  "... 'devrim hükûmeti özgürlüğün tiranlığa karşı despotizmidir.'" (robert nisbet'e referansla robespierre'in sözü)
  
  "fransız devrimi, tanrı'yı tahtından indirerek insanı tanrılaştırmıştır."
  
  "rasyonalite, tutkunun, ön yargının ya da hurafenin olmadığı, vahye dayanmayan objektif düşünme anlamına geliyordu."
  
  "... 'dogma olmaksızın hiçbir toplum gelişemez; hiçbir toplum varolamaz.'" (tocqueville'in sözü olarak nisbet'ten alıntı)
  
  "'sorgulama düşüncenin ibadetidir' der heidegger."
  
  "nisbet'e göre faşizm, komünizm gibi ideolojik hareketlerin çok sayıda taraftar bulmasının sebebi ... cemaat arayışıdır."
  
  "geleneksel düzende insanların güven, korunma, âidiyet, bağlılık gibi ruhsal ihtiyaçlarının içinde tatmin edildiği cemaatlerin yerini modern dünyada bu duygularının sömürüldüğü seküler cemaatler almıştır."
  
  "yalnızlık modern çağın hastalığı ..."
  
  "... tarihsel ve felsefî çerçeve düşünüldüğünde muhafazakârlığı yalnızca pejoratif anlamıyla kullanarak, onu 'gerici' güçlerin, dar kafalıların ve tutucuların işi olarak yaftalamak aslında gericiliğin, tutuculuğun bizatihi kendisidir ve bu katı tutum muhafazakâr düşüncenin arkasındaki tarihsel dinamikleri görememektedir."
  
  "nuhafazakârlık modern dünyanın hastalıklarına ve düş kırıklıklarına verilmiş bir cevaptır."
  
  "muhafazakârlar modernizmi eleştirirken aslında onu tanımlamışlardır."
  
  not: "muhafazakârlığın sosyolog havarisi: robert nisbet" başlıklı, kasım/03'te yayımlanmış bir makaleden yazımı korunarak alınmıştır.
• şimdilerde prof olan bu hocamızın daha doktorken yazdığı bir makaleye denk geldim. gerçi makale mi akp icraat listesi mi belli değil. (bkz: #141017202)