• eugene kennedy'nin "if you really knew me would you still like me?" adıyla 1975'te argus communications'tan basılmış; 1992 yılında da nesrin şahin tarafından türkçeye çevrilip imge yayınlarından çıkmış olan psikoloji kitabı.
    sevgili lacrima'nın değerli araştırması sonucu, http://www.amazon.com/…f=sr_1_1/104-8051258-4013568 adresinde kitaba ilişkin notlar bulundu.
    on yıl önce okuduğum kitaptan, benim aklımda kalanlar ise, özgüven eksikliğine iyi gelebilecek reçeteler barındırdığı, partilerde herkesin ne denli sahtekar olduğu gibi gözlemlere yer verildiği, hatta kokteyllerde elde taşınan içki kadehlerinin şövalye zırhlarına benzetildiği (kitabın ilk sayfası amazon'da var; bu benzetme de ikinci cümle imiş; sanırım o cümleden sonra ben de ilgimi yitirmişim esere karşı); "kendimiz sevmek" "kendimizle barışmak" gibi bir takım ana başlıklarının olduğu ve çeviride bazı boşluk*lar bulunduğu.
    yine de adı çok hoş değil mi? zaman zaman, özgüven eksikliğinden bağımsız olarak, kısa bir süre için de olsa, hepimizin aklından geçiveren; kendimizdeki "kötü"yü abarttığımız anlara ait doğal bir iç ses.
  • "hepimiz boğazına kadar boka gömülü insanlarız" hayat görüşünü benimseyen ve buna `psikoloji adını veren insanbilime sorulması gereken soru.
  • "beni gerçekten tanısaydın, sevmezdin.."
    (bkz: nesrin hisli sahin)
  • cevabı yine bir soru ile verilebilecek olan soru.bazı şeyleri tanıdığımız için mi seviyoruz? tek kelime fransızca bilmezsiniz ama fransızca müzik dinlemeyi sevebilirsiniz. çünkü size hissettirdikleri vardır, hatırlattıkları, düşündürdükleri vardır. birşeyler hissedebilmeniz için fransızca bilmenize ihtiyacınız yoktur. aslında biliyorsunuzdur fransızcayı. ama sadece kendi içiniz de kendi yüreğinizde. onu sadece siz biliyor, siz anlayabiliyorsunuz. aynı şekilde bir kıza veya bir erkeğe aşık olduğunuz zaman da onu tanımaya ihtiyacınız yoktur. çünkü aşıksanız siz onu zaten tanıyorsunuzdur. belki hayallerinizden, hayatta karşınıza çıkan, sadece selam verebildiğiniz kişilerden, film yıldızlarından, roman karakterlerinden, hayranı olduğunuz sanatçılardan biliyorsunuzdur. o sizin farkında olmadan kafanızda yarattığınız, mükemmel eş, ideal eştir. bunu onu görünce anlarsınız. duruşundan, bakışlarından, gülüşünden, el hareketlerinden anlarsınız. evet dersiniz! ben onu tanıyorum. onu tanıyorum. o an işte,onu seversiniz ..
hesabın var mı? giriş yap