• kulağa onur ünlü filmi gibi geliyor ama değil. emre erdoğdu'nun yeni projesi. kar'daki oyuncular ve yapım ekibi ile birlikte olacaktır yüksek ihtimalle yine.
  • çekimleri geçen günlerde bitti sanırım.ne olur nasıl bir şey çıkar bilemiyorum ama yönetmenin ilk filmi kar hiç de fena değildi.sanırım can evrenol da var bu filmin bir yerlerinde oyuncu olarak.
  • siyah beyaz çekilen filmin başrolünde halil babür oynuyor.
  • yönetmenliğini emre erdoğdu'nun yaptığı, oyuncu kadrosunda halil babür, hayal köseoğlu, ahmet rıfat şungar, sermet yeşil, sinan arslan, aykut akdere, nazlı bulum, cem uslu, süreyya güzel gibi isimlerin yanı sıra onur ünlü, can evrenol, özgür sevimli ve burak çevik gibi yönetmenlerin de yer aldığı film.

    film, türkiye prömiyerini 40. istanbul film festivali'nde gerçekleştirecek.

    yönetmen, oyuncu, yapımcı, müzisyen ve yazar tayfasının yaşamayı tercih ettiği cihangir'de geçen film; sevilme, onaylanma ve gruba dahil olma duygusunun vahametini işliyor. bir zamanlar sinema sektörünün içinde yer almış ama uyuşturucudan dolayı kurduğu ilişkilerle konumunu korumayı başaramayan yılmaz karakterine odaklanan film, gittikçe derinleşen bir anlatımla sevilme ihtiyacını adeta uyuşturucu bağımlılığıyla bağdaştırmayı başarıyor. dahil olduğu grubun uyuşturucu ihtiyacını karşılarken kendisinin de "beni sevenler listesi"ni oluşturan yılmaz'ın karakter yapısı ayakları yere son derece sağlam basan bir anlatımla veriliyor. bu noktada karaktere hayat veren halil babür'ün de oyunculuk başarısı ve senaryonun da onun üzerine yüklenmesi yadsınamaz bir gerçek tabii ki. kendi arkadaş çevresini kaybetmenin psikolojik düşüncesi ve ağırlığı ile yapmayacağı bir işe soyunan yılmaz'ın bu uğurda girdiği yol, filmin başlangıç sahnesindeki "ben bu işe nasıl başladım biliyor musun?" sorusunun son anlarda cevabını bulmasıyla açıklığa kavuşuyor.

    yılmaz ve arkadaş grubunun yer aldığı çevre üzerinden sinema ve dizi sektörüne dair de bir bakış fırsatı veren filmin hikayesi, samimi ortam, bol küfür, uyuşturucu, alkol, sigara ve atmosferiyle seyirciyi anında hikayenin içine dahil etmeyi başarıyor. tamamı siyah-beyaz olan filmin bu kontrast farkı da yılmaz ve diğer karakterler arasındaki görünmeyen farklılığını teknik olarak yansımasını sunuyor. yılmaz'ın hikayenin ilk dakikalarındaki eğlence ortamının giderek yalnızlığa bürünmesi ve bir çıkış yol ararken de sıkışmışlık halindeki durumunu 4:3 formatla vermeyi tercih eden yönetmenin bu tutumu, renk tercihi kadar cesurca karşılanacak cinsten. video-art ve siyah beyaz çekmeyi seven yılmaz'ın gerçek hayatta çekmesi muhtemel bir film de ortaya koyan yönetmen, böylelikle de karakterin anlatmak istediği şeyin de yolunda ilerleyerek kendi tarzını yansıtıyor. oyuncu kadrosunda onur ünlü ve can evrenol gibi iki isme de oldukça yakışmış iki rol veren yönetmen, bu anlamda da bir deneme yaparak farklılığını vermeyi başarmış.

    ilk filmi kar (film)'ı beğenmiş biri olarak diyebilirim ki yönetmen ikinci uzun metrajında da farkını ortaya koymuş ve keyifle izlenecek bir iş çıkarmış. gördüğünüz yerde mutlaka izlemeye çalışın.

    filme puanım: 7
  • fragmanı ile merak uyandırmayı başarmış, siyah beyaz yapım. kadro pek güzel görünüyor, merakla bekliyoruz efenim.
  • bu gece yönetmeni, başrol oyuncuları ve film ekibiyle birlikte 40. istanbul film festivali'nde dünya prömiyerini izlediğimiz film.

    cihangir bohemlerinin yaşamında uyuşturucu tedarikçisi olarak kendisine yer bulan yılmaz'ın hikayesi gerçekten izlemeye değer. ekibe teşekkürler.

    yılmaz'ın cemiyette varlığını yalnızca uyuşturucu tedariği devam ettikçe sürdürebildiğinin farkında olup bu gerçeği, 'arkadaşların birbirlerine karşı sorumlulukları vardır' ilkesiyle kabul etmeye çalışması etkileyiciydi. yılmaz'ın tedariği devam ettirmek için kendisini tehlikeye atmak pahasına çaresizce yollar araması kar odaklı bir uyuşturucu satıcısı yaklaşımına değil, arkadaşlarına olan sorumluluğunu yerine getirme amacına dayanıyordu. izmir otogarındaki tuvalet sahnesinde içeri bir polisin girmesini ve reservuar dogsfilmindeki mr. orange'ın tuvalette polislerle olan hikayesinin bir benzerini görmeyi bekledim bir an. eminim çekerken yönetmenin de aklına gelmiştir. ancak kabin içi sahnesi filmin ritmine çok daha fazla yakışmış.

    yalnızca filmin hikayesinin siyah-beyaz anlatımı gerektirdiğini düşündürecek bir sebep bulamıyorum. yanlış anlamadıysam yönetmen söyleşi sırasında siyah-beyaz tercihini "yılmaz bir film çekse siyah-beyaz çekerdi" diyerek gerekçelendirdi. açıkçası bir seyirci olarak bu beni tatmin etmedi.

    art-house festival filmi çekiyorum, bir de siyah beyaz olsun denilmiş hissi veriyor. bu da eleştirim olsun.
  • yönetmen emre erdoğdu'nun filmidir. bugün 40. istanbul film festivalinde uniq açık havada izleme fırsatı buldum. şimdi gelelim yorumlarıma "bence" --- spoiler ---

    yönetmen her karakteri tek tek düşündüm desede ben tutku karakteri için pek öyle olmadığını düşündüm. filmde aşık olmam, ne o öyle vıc vıc dediğinde bir yerde "kesin aşık olacak bak gör" dedim kendime ve öyle de oldu. birde bana itici bir karakter gibi geldi. pandemide o kadar alışmışız ki filmleri netflixten ya da başka platformlardan izlemeye, bilgisayar başında olsaydım izlerken net geçerdim.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    yılmaz evet üzerinde düşünülen asıl karakter nitekim filmin yıldızı. tüm film boyunca kendini izleten insan, bakışlar, mimikler yani her şeyiyle inanılmazdı. ne zaman kriz geçirecek diye bekledim bekledim, ve tuvalette ağlama ile güçlü durma arasında adının hakkını vererek keyiflendirdi bizi. söyleyecek pek bir şey yok yılmaza mükemmel diyelim.
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    toplu olarak listesi verilen arkadaşlara bakarsak tutku da dahil, sizleri sinir edecekler, çıkar işi hepsinde ayrı ayrı var, yeni içmeye başlayan arkadaş dışında, o da zaten film devam etse 1 saat daha onlar gibi olurdu. "sar sar ya " demeler filan. yılmazın evine gelen abimiz ise gözden düştü yılmaz'ı döverlerken sadece ne oldu diye sormasıyla, sen malı götür ama aşağıda kıyamet kopsun kuru kuru ne oldu diye sor. bardaki eleman ise zaten yakında overdose dan filan ölebilecek gibi biriydi. asla ayık olmayan, derdinin yrrk olması dışında pek bir etkisi yoktu.
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    onur ünlü, evet olmuş mu olmuş ama başka tip aradı gözler, daha değişik, karakteristik suratı olan biri olsa acaba nasıl olurdu diye düşündüm onur ünlüyü. onun dışında küfür müfür aynı yani. onur ünlü klasik. kendi gibi
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    çok komik belki ama en sevmediğim detay izmirdeki o sakallı taksiciydi. sıradan biri neden olmadı ki acaba dedim film bittiğinde ekipten olduğunu öğrendik. sahnede duruyordu çünkü. bence yanlış seçimdi. ne kokuyor bu valizler demesi bile samimi gelmedi.
    --- spoiler ---

    neyse işte bu kadar. ben otorite değilim tabiki, sadece çok ama çok film-tiyatro izleyen biriyim o kadar. işin okulunu okuyanlara ayıp olmasın. emek var her filmde olduğu gibi. güzel zaman geçirdim mi? evet. izletti mi? evet

    --- spoiler ---

    bir de filmin başındaki müzikle sohbetlerde müziğin sesi konuşmaları bastırıyordu. asla duyamadık uniq te. belki açıkhava diye bilemedim.
    --- spoiler ---
  • lobicilik ve tayfacılık ile istanbul film festivalinden ulusal altın lale ödülünü almış filmdir. filmde onur ünlü ve can evrenol'u oyuncu kadrosunda görünce, film'in yapımcısını görünce ve filmde oynayan tayfacı, çete oyuncuları görünce ulusal altın lale ödülünü alacaklarını daha filmi izlemeden tahmin etmiştim ve yanılmadım da.

    başrol halil babür çok iyi bir oyunculuk göstermiş ve en iyi erkek oyuncu ödülünü hak etmiştir ama film'de halil babürün oyunculuğu dışında güzel bir şey yok. çok spoiler vermek istemiyorum ama senaryo ve kurgu ortalama, filmin siyah beyaz çekilmesi anlamsız aksine filmin konusu renkli çekilse filmin izlenebilirliğini kat kat arttırırdı. ünlüler ve uyuşturucunun olduğu bir film, parti ortamları var ama sahneler renksiz, cansız. yan rollerin oyunculukları ve diyalogları zayıf, hiç konuşturmasalarmış daha iyi olurmuş, sahneler arası geçişlerdeki akıcılık iyi değildi, izlerken bir an önce bitsede gitsek isteği uyandırdı. filmi izledikten sonra halil babürün çok iyi oyunculuğunu izlediğimiz için mutlu ayrıldık ama filmin geri kalan kısımları bizi tatmin etmedi, tekrardan ulusal altın lale ödülünü hak etmediğini düşünüyorum.
  • 3 yıl önce beyoğlu sinemasında “kar” adında bir film izlemiştim. halil babür'ü ilk orada tanıdım ve oyunculuğunu inanılmaz sevdim. kar filminin yönetmeni de emre erdoğdu bu açıdan film bende çok çok daha fazla merak uyandırıyor. halil babür sürekli üstüne koyarak ilerliyor. rotasını sanat filmlerine çevirmiş, çok da iyi etmiş. yakında filmi izleyebilmek umuduyla
hesabın var mı? giriş yap