• 1767-1830 yılları arasında yaşamış filozof. sözlükte halen başlığının açılmamış olması beni hayretlerden hayretlere sürükledi. bu sürüklenmenin etkisinden olsa gerek süpper bir entry yazamayacağımı, aklımda constant'a dair kalan naçizane bilgileri sıralayacağımı şimdiden ukteci arkadaşa bildirmek isterim.

    benjamin constant lozan'da protestan bir ailenin oğlu olarak doğdu. babası albaydı. gençliğinde seyahat etme fırsatı bulan constant'ın siyaset felsefesini biraz da bu geziler şekillendirdi desek yanılmış olmayız. fransız devriminin ateşli olmasa da savunucusuydu. 1815 tarihli "principes de politiques applicables à tous les gouvernements representatifs" isminde bir eseri mevcuttur.

    klasik parlamenter rejimin ilk teorisyeni olan constant bireyi yalnızca devlete karşı değil diğer bireylere karşı da koruma altına almayı hedeflemiştir. rousseau'ya direkt demokrasi konusunda karşı çıkmış ve rousseau'yu kendi görüşünün uygulanamazlığını itiraf etmekle itham etmiştir.

    kişilerin egemenlik haklarının kısıtlanmasından yana bir görüşü savunur. çünkü egemenlik sınırsız olduğunda sorunlara yol açar. temel özgürlüklerimizin bir şemasını çizmiştir. bünyamin amcaya göre temel hak ve özgürlüklerimiz şunlardır:
    -kişi özgürlüğü
    -din ve vicdan özgürlüğü
    -fikir özgürlüğü
    -mal varlığına sahip olma özgürlüğü
    -keyfi yönetimlere karşı korunma özgürlüğü

    yalnız burada dikkatimizi çeken bir konu vardır ki bahsetmeden geçmeyeyim. bu temel haklar oldukça bireysel bir perspektifte ele alınmıştır. dikkat ederseniz aralarında dernek kurma ve katılma, toplu eylemde bulunma özgürlüğü gibi topluluğu ilgilendiren nosyonlara yer verilmemiş.

    sonuç olarak 1831 monarşisi üzerinde ciddi bir etkisi olmuş, belçika anayasasının şekillenmesine katkıda bulunmuş, çeşitli ülkelerin hatta cumhuriyetlerin kamu hukukunun yontulmasında öncülük etmiş bir insandır kendisi nur içinde yatsın.

    edit: aslında benim vermeyi düşündüğüm bir ukte idi bu. başlığa da o yüzden girdim. meğer benden önce taa ağustos ayında bu başlığı açıp ukteyi veren birileri varmış. madem ukteyi veremedim bari doldurarak katkıda bulunayım dedim.
  • en ünlü eserleri, cecile ve adolphe'tur
  • kendisinden yapılacak şöyle bir alıntı hakkında bilgi verebilir düşüncesindeyim:

    "aşk bir savaş gibi yaşandığında sevgilimiz esir alınması gereken bir düşman askeri gibi görünüyor gözümüze. tüfeğimizin şarjörünü fedakarlıklarla doldurarak sonsuz bir aşk uğruna daracık bir alana hapsedip özgürlüğünün efendisi olmaya çalıştığımız esirimizin başına doğrultuyoruz. ama esir başına dayanmış silahın sahibini sevemez. sonunda silah ya esirin eline geçiyor ve biz en güçlü olduğumuz anda vuruluyoruz ya da esir alınmış birinin sozsuz aşkın aktörü olamayacağını anlayıp esiri vuruyoruz."
  • sanat sanat içindir belgisini 1804'te dillendiren yazar. madame de stael'in arkadaşıymış aynı zamanda. yazdıklarının ve kendisinin büyük ölçüde unutulmuş olmasına karşın bir sözünün anonimleşerek yaşaması ilginç tabi.
  • fizik ya da kimya yerine, felsefeyi secmis olmasi hayirlara vesile olmustur soyadindan kelli.
  • 'özgürlükten kişinin otoriteye boyun eğmesini anlıyorum.' demiş. burada otorite derken sadece kralı kast etmiyor bu başka kitlelerden de gelebilir. krallık kalktığı halde, plebistle iş başına gelen bir sezar da kendini meşrulaştırıp despot kesilebilir. buna en güzel örnek napolyon olmuştur.

    montesquieu 'nün sürdürücüsü olarak parlamenter monarşiyi savunan constant bir adım daha atarak kabinenin iktidarını aktif bir iktidar, kralınkini ise pasif iktidar olarak adlandırmıştır. kral tarafsız bir hakem olmalı sadece, der. böylece kabinenin yanı bakanlar kurulunun sorumluluğunu savunuyor.

    idari adem-i merkeziyetçilikten yana olan constant'a göre kitlelerin etkisini azaltmak için sınırlı oy gerek , yani ancak mülk sahibi vatandaşlar oy verebilmeli.
  • "benjamin constant'dan sonra hiç kimse hayal kırıklığının tonunu bulamamıştır."

    cioran
  • krallar ve hükümdarların hakim olduğu dünya yerine, tüccarların hakim olduğu bir dünyayı tercih eder. çünkü ona göre ikincisi daha az savaş, daha çok barış demektir. fakat son iki yüz yıl göstermiştir ki tüccarların hakim olduğu dünya en büyük savaşları yaşamıştır.
hesabın var mı? giriş yap