• henry labroustenin mimarı olduğu, 1868 de pariste inşaa edilen kütüphane. mimarlıktaki endüstri devrimi ile görünen gelişmenin en iyi örneklerinden biridir. metal kolon ve kirişler ile mekanda ferahlık sağlanmıştır. bir kütüphanenin en büyük gereksinimi olan ışık, tavana açılan çatı pencereleri * ile sağlanmıştır.
    arşivleme bölümü metal ızgaralardan oluşan köprülerden oluşmaktadır. bu sayede gün ışığı katlar arasında dolaşabilmekte ve gün ışığı ile aydınlanma sağlanmaktadır.
    bulunduğu sokağın mimarisine uyması için dış cephesi taş kaplama olarak tasarlanmıştır.
  • paris'te, yeni hali camlarının arkasında yer alan tahtalar sayesinde sanki eski belgelerle kaplanmış gibi duran bir binaya sahip, post kolonyalist, post yapısalcı tarihçi mekkesi. neden? çünkü fransızlar'ın cezayirlilerle ilişkisi bu akımların can damarlarından birini oluşturmaktadır. misal: 1968 senesinde foucault neredeydi? el cevap: cezayirli yavrular için cezayirde. peki bu yavruların cinsiyeti ne idi? el cevap: tööbe tööbe.
  • tapınak gibidir. rez de jardin, alt kat araştırma yapanlar için ayrılmıştır, buraya giriş kartı alabilmek için mülakata girmeniz gerekir. bu kat rezervasyon sistemiyle çalışır. fransa'da şu ana kadar basılmış olan tüm kitapların burada olduğu söylenir. ben bugün ufak bir gezinti sonucu 1400 yılında basılmış kitaba rastladım mesela. çok değerli eserlerin bulunması sebebiyle araştırma bölümüne girene kadar 3 tane güvenlik noktasından geçersiniz, şeffaf çanta taşıma zorunluluğu vardır, içeride sıvı olarak sadece su tolere edilir onu da masaların üstüne koymak yasaktır. paralıdır ama öğrenciler senelik üyelik için paris şartlarında komik bir rakam öderler. masaları, ışıkları, sandalyeleri, tavanı, camları, koridorları bir bütün halinde post modern tasarımdır. paris 13. bölgenin mimarisi ile uyum içerisindedir. kompleks yapısı ve büyüklüğü karşısında bundan bir ay önce bir anlık "ulan bu kadar büyük kütüphane yapıyosun arkadaşım da o kadar insan var mı ilgilenen?" gafletinde bulunmuştum. bugün içeri girmek için 20 dakika kuyrukta bekledikten sonra son sosyalist başkana şükranlarımı sundum bize bu kadar klas bir bilgi anıtı bıraktığı için.
  • bu kütüphaneden bahsederken gerçekten de rez de jardin'ın üzerinde ayrıca durmak gerekiyor. bu kısımdan, yani kütüphanenin araştırma salonlarından yararlanmak için, sizinle görüşme yapacak görevliye, araştırmacı olunduğuna ilişkin belgeleri, doktora kaydıdır vs.. ibraz etmek gerek. ayrıca yıllık kart ücreti normal tarifede 55 euro, indirimli 27 euro. okuyucu salonlarında bu, 18 euro.
    on iki araştırma salonunda bin altı yüz küsur yer kapasitesi olmasına rağmen, gitmeden önce kural olarak internet üzerinden rezervasyon yaptırmanız uygun olur. aksi takdirde rağbet yüzünden girişte bir süre, özellikle şu bahar aylarında beklemek zorunda kalıyorsunuz.
    kullanılacak kitapların da önceden rezerve edilmesi imkanı var. yine gün içerisinde bir çalışmayı istediğiniz zaman maksimum yirmi yirmi beş dakika içinde geliyor.
    önceden bilinmesi gereken bir kaç pratik husus var:
    birincisi fotokopinin, ortalama altı - yedi sente mal edebileceğiniz diğer paris kütüphanelerinin aksine, deli pahalı, sayfasının otuz sent olması, yani başka bir kütüphanede bulunmayan sadece bnf de bulunan bir kitap veya başka bir dokümandan fazlasıyla sayfa almanız gerekiyorsa, yanınızda bir fotoğraf makinesi götürmenizde fayda bulunmakta.
    diğer yandan geçici olarak (içeride bir kafeterya var, ancak bunun dışında yemek yemek veya sigara içmek gibi gerekçelerle) dışarı çıkmak için, geçici olarak çıktığınızı ilgili yerdeki görevlilere bildirmeniz, ayrıca kullandığınız kitapları da - yine geçici kaydıyla - bırakmanız gerekiyor. aksi takdirde yerinizi kaybediyorsunuz...
    kablosuz internet bağlantısı yok, her iki okuyucu için bir internet kablosu koymuşlar, o yüzden rezervasyon yaparken internet bağlantılı bir yer istemeniz gerekiyor.
    her şey bir yana on dört milyon kitap var burada. dile kolay..
  • simdilerde onu yaptiran francois mitterrand'in adini tasiyan, bu karizmatik ama karisik gecmisli politikacinin 1980'lerdeki sov amacli buyuk projelerinden biri olan kitapli bina.

    gereksiz masraflarla sisirildigi daha binalarin disindan gorulen bu yerde bir de kilometrelerce uzunlukta kablolu sistemlerle ozel kutularda kitap tasiyor bir yerden bir yere. open access tabii hak getire. 1970'lerin bu tasima teknolojisinin ana merkezleri ziyarete kapali, ama ozel bir vesileyle gorme olanagim oldu. uzay gemilerindw ana gemiden cikacak kucuk araclarin onlarcasini havada asili ve borusal kablolarda giderken dusunun. iste oyle bir goruntu.

    kutuphanede guzel seyler de var. uygun fiyata uye olup cok sayida kaynaga belli surelerde bekleyerek ve vaktinde talepte bulunarak ulasabiliyorsunuz.

    en komik kismi labo denen dogu girisindeki herkese acik yer. buradaki standlarda sanki son teknolojiymis gibi ekitap okuma cihazlarini tanitiyor, kac yildir mevcut olan dokunmatik buyuk ekranda coklu gorsel arac calistirma isini bakin bu da en son calismamiz diye gosteriyorlar.

    daha eski eserler, manuscripte/elyazmasi ve haritalar icin ise bnf'in diger binasi olan richelieu'ye gitmeniz gerekecek.

    simdilik bu kadar.
  • ilkokulda mıydık ortaokulda mı, ders kitaplarımızdan birinde (yani demek ki '70'lerin sonları ya da '80'lerin başlarındaki bir ders kitabında) bu kütüphaneyi anlatan, öve öve bitiremeyen bir okuma parçası vardı. eski yazarlardan birinin kütüphaneye yaptığı ziyaretten izlenimleri. yazar kimdi hatırlayamıyorum ama o gün bugündür o yazıda okunuşuyla verilen "bibliyotek nasyonal"i unutmadım.
  • richelieu binası dışarıdan bakıldığında hiç de o kadar görkemli durmayan ama içine girdiğinizde bir kitap mabedine geldiğinizi anladığınız muhteşem kütüphane. içeriyi gezip dolaşmak için şöyle bir türkçe yazı var:

    bibliothèque nationale de france - site richelieu / fransa ulusal kütüphanesi - richelieu binası

    şöyle bir kısa video da mevcut:

    https://youtu.be/t1iixwmlc2y
  • dünya üzerinde web arşivleme ve e-kitapları ulusal miras olarak depolama, sunabilme kapasitesine sahip nadir kurumlardan birisi.

    2000'li yıllarda başladıkları bu serüvende çok yol katetmiş olmalarına rağmen bütçe ve biraz da personel/veri yükü sebebiyle işler harika bir şekilde başarılamıyor ama adamlar pek çok ülkenin yapamadığı şeyleri yapabiliyorlar.

    binası, okuma salonları konu alanlarına göre bölümlendirilmiş bir mekan ve meşhur richelieu binası kesinlikle gidilip görülmesi gereken bir yer, üstteki entrylere katılmamak imkansız.

    neyse, en baştaki fasıla döneyim; bir ülkenin web arşivlemesi yapabilmesi, sosyal medya refleksleri üzerinden vaka analizi yapabilecek yeterliliğe gelmesi falan muazzam olay. kaldı ki adamlar bu mevzunun gerideki ülkelerinden...

    of of ne diyim; darısı başımıza.
hesabın var mı? giriş yap