*

  • ingilizce'deki will be + v(ing) kalibinin türkçedeki karsiligi olup, yerinde kullanildiginda herhangi bir yanlislik icermedigini düsündügüm kaliptir.
    -yarin bu saatlerde gelismeleri size bildirecegiz dendiginde sanki kisa bir sürede bu islem olacak ve bitecek gibi birsey anlasilirken, bildiriyor olacagiz dendiginde bir sürerlik vurgusu yapilmakta olup, bu islemin belli bir zaman boyutunu kapsayacagi vurgulanabilir.
  • anlama biraz da kaypaklık katmak maksadı içerir. iş dünyasında kimse sorumlulukları karpuz kucaklar gibi kucağına almak istemediğinden böyle alttan hafif kaçamaklar, açık kapılar sezdiren ifadelere sığınır. -yarin bu saatlerde gelismeleri size bildirecegiz diyen kardeşten ertesi gün ses seda çıkmazsa muhatap kişi "-hani arayacağıdın yarram" mealli bir geri dönüş maili döşenebilirken, halbuse kaypak kardeşimiz "-...bildiriyor olacağız" diyeydi, karşıda da bu kardeşten bugün yarın iş çıkmayacağına dair bir hissiyat oluşur, "-du bakalım belki ertesi gün ararlar" der, soliterine döner idi.
  • bilhassa insan kaynakları personeli tarafından kullanılan kalıptır.. muhtemelen kızılay'ın verdiği bir eğitimde böyle derseniz çok şahane olur, acayip kariyer yaparsınız diye bir öğüt vermişler bu kardeşlerimize.. o sebeptendir ki, bütün insan kaynakları camiası bu şekilde iletişim kurar.. hiç kimse bir şeyi yapmaz.. yapıyor olur..

    günlük hayatlarında kullansalar anlayacaklar durumun embesilliğini ama nafile..

    -hayatım nereye gidiyosun?
    +mutfağa gidip su içiyor olacağım bebeğim..

    (bkz: oh yeah)

    x iyor olmayın arkadaşım.. bizzat -yorun.. ha sorumluluk almam kıla tüye dokunmam modundaysanız da gidin evde örgü örün, kahvede okeye dönün..
  • öncelikle olmaz olsun böyle tamlama. türkçedeki zamanların yetersizliği, başlıklardaki nvarchar(50) limiti sinirlendiriyor bazen beni ki şu anda gergingen* daha bir sinirlendirdi. ayrıca bilgisayarcı dediğin kimdir yani. neyse.

    asıl beni geren şey bu zaman kalıbının son zamanlarda etrafımda çokça duymaya başlamış olmam. bunu kullananlar da hep bilgisayar ilimiyle uğraşan insanlar. birkaç örnek vermek gerekirse:

    "ayın 18'inde tatile çıkıyor olacağım."
    "sınavda %80 teori, %20 pratik sorularını cevaplıyor olacaksınız."
    "yarın sabah toplantıya katılıyor olacağız. öğleden sonra da seninle konuşmakta oluyor oluruz."* gibi.

    la noliy? nedir yani. ne yapmaya çalışıyorsunuz? nedir sizi yoğun bir şekilde böyle konuşmaya iten? valla sinirlerim oynuyor olmaya başlayacak yakında. belki sinirlerimin zaten bozuluyor olmuş olmasından dolayı olabilir böyle asabi hissetmem. onları bunu kullanmayı itenin de ne olduğunu bilmiyorum. üzerleinde hissettikleri strong presence olabilir belki de. ayrıca birazdan bu entry'yi bitiriyor ve yolla tuşuna basıyor olacağım.
  • halk arasinda "bilkent, bogazici, odtu ingilizcesi" diye bilinir. tabii ki bu uc universite ile sinirli degildir, genel olarak turkilizce sorunudur.
  • - seni bu akşam tarabyada sinanların evinde sikiyor olacağım.
    - bu akşam sinanlara gelmek ister misin, evi boşmuş, eğleniriz filan demek istiyorsun?
    - olumlu.
    - peki peki... *hay şu kalbimi sikeyim*
  • kendi dilini bilmeyen veya kendi dilini, yine kendi dilini bilmeyenlerin yazdığı kitaplardan okuyarak öğrenenlerin yanlış zannettikleri kullanımdır. bu uyanık afacanlar, türkçe içerisinde böyle bir kullanım yok sanırlar, ingilizlerin köpekleri kullanıyor sanırlar, kullananların türkçe' nin yetersiz olduğunu düşündüklerini sanırlar.

    fakat bu afacan dönisler' in akıllarına hiç gelmez, bu yapıların kural dışı gözükmesinin sebebi; dilbilgisi yapılarının güncellenmemiş, türkçe eğitiminin yeniden düzenlenmemiş olmasıdır.

    --- spoiler ---
    http://turkoloji.cu.edu.tr/…rk dili/gulsevin_02.pdf
    --- spoiler ---
  • konuşmasına profesyonel bir hava katmak isteyenlerin kullandığı bir tarz. fazla kullanıldığında inanılmaz rahatsız eder. çok sıradan cümleleri bile bu şekilde söyleyip iyi izlenim vermeye çalışanlar vardır

    - oldu x hanım tekrar görüşmemiş çok iyi oldu vs vs
    - evet evet, zaten ben posterleri de size atıyor olacağım tekrar haberleşiriz
  • ingilizcedeki "will be" kalıbının türkçeye devşirilmesi ile ilgili olarak; emareler o yönde ama aklı başında ingilizler* kalkıp yerli yersiz "will be coming, will be going" diye konuşmaz. içinde ıskartaya çıkarılabilecek* kelimeler barındırdığı için bu kipin düşüncesizce kullanılması o diyarlarda da sakil kabul edilir. sık kullanan hakkında bir yere küçük bir zihin notu düşülür.

    şayet yorolacağım'ın izlerini ingilizcedeki bu kalıba kadar sürebiliyorsak, türkçeye pek de matah bir uyarlama olmamıştır diyebiliriz. lakin şayet bu toprakların plazalarından fışkırmış hüdainabit bir yerel varyete ise, temel sorun, "olmak" fiilinin anlam haritasını iyi okuyamamaktadır, zira türkçede istismara en açık kelime bütün kipleriyle ve ondan türeyen tüm yardımcı fiil, sıfatımsı ve edatlarla birlikte "olmak" fiilidir. silkeleseniz, bir sayfadan ilk önce onlar dökülür. mesela, bkz. olarak. esasen, hakkıyla alınmış bir ilköğretim diplomasının bu sorunu çözmesi beklenir.

    dil polisliği yapacak halimiz yok. isteyen istediği gibi konuşsun. doktoralı de'cilere, edebiyat ödüllü ki'cilere laf etmiyor olduktan sonra yorolacağız diye konuşuyor olanlara mı tepki gösteriyor olacağız?

    desteksiz tahminimce bu iş yurtdışında mba yapmış ürün müdürleriyle başladı ve onlarla muhatap olan ajans müştemlerine geçti. oradan sekreterlere sirayet etti. ters bir manevrayla genel müdürlere bulaştı. oradan da onların metreslerine, metresten kuaföre, kuaförden de kokoreççiye, söylemesi ayıp.

    neticede, bu kalıbın epidemiyolojisi farklı olsa da yerleşik demografisinin bayan kelimesine benzediği görülüyor. bayan'ı benimsemiş biriyle sohbet ederiz, samimi oluruz, icabında evimize de girip çıkar ama mesela bir ömür boyu aynı yastığa baş koymayız. yorolacağızcılar da aynı; onlar bizim canımız ciğerimiz, başımızın üstünde yerleri var ama öyle konuşan birinden çocuğumuz olsun istemeyiz. o ayrı.
  • plaza insanlarının kullandığı dile ait yaygın bir kalıptır. kurumsal kültüre dair herşeyden nefret ederim ama bu kalıbı kullananlara duyduğum tiksinti nefretimin önüne geçiyor.

    bu yeni yıl ile birlikte internet bankacılığını kullanabilmek için şifrematik denen zamazingo gerekli biliyorsunuz. şirketin banka ile olan işlerinin bir kısmını da ben yürüttüğüm için geçenlerde bir anda şöyle bir telefon aldım:

    - "alo?"
    - "alo fataliyev bey merhaba, ben citibank'tan john leshiba moshoeu* nasılsınız?
    - "iyiyiz..."
    - "şimdi biliyorsunuz bu yeni yılla birlikte internet şubesine girişte şifrematik kullanıyor olacaksınız* blablablablablablabla (mevzuatı özetleyen bir tirad) cihaz elinize ulaştı mı?
    - "evet?"
    - "güzel,* ben yeni pin'inizi aktive ettikten sonra size tekrar geri dönüş yapıyor olacağım. bu aktivasyondan sonra birlikte yeni şubemize giriş için gerekli işlemleri yapıyor olacağız..

    ..............

    ...ya arkadaşlar ben yapamayacağım. yaşadığımı anlatmam için yazdığım bu entry'nin öyle uzun olması gerekiyor ki... fakat ne bunun için gerekli enerjiye sahibim, ne de böyle sikimsonik bir konu hakkında bu kadar uzun yazma şevkine. ama şu kadarını söyleyebilirim, karşımdaki kurumsal hıyar ağası hemen her yüklemini x'iyor olacağız kalıbını kullanarak oluşturdu. beni türkçe'den soğuttu.

    ha bir de turkcell ile çalışan bir arkadaşım var, kendisi bu kalıp için "bunu kullanmak bizim şirkette bir gelenek." demişti gerinerek. onur senin de kalıbını sikeyim oğlum.
hesabın var mı? giriş yap