• aristotales'e göre iki tür bilgiden biri. diğeri deneysel bilgidir. bilimsel bilgi, kavram, yargı ve akıl yürütmeye bağlı; tek tek var olanlardan kalan bilgi olmayıp, genel ve tümel olanı kavramaya yönelik rasyonel bilgidir.
  • bilimsel konusmalarda aktarilan bilgidir bu. misal olarak istiklaldeki ecnebi civirlarin kaynagi uzerine teorik onermeleri bilgi isiginda irdeleyelim. bugunku odevimiz de bu olsun.
  • kendine özgü konusu, amacı, yöntemi ve genel geçerliliği olan, kesin, genelleştirilmiş, objektif, düzenle ve sistemli bir bilgidir. (akla ve aklın yönettiği deneye dayanan bilgidir)
  • nasıl oldu da geçerli, doğru, sahih bilginin yerine kullanılır oldu anlamak güç.

    ana kategori bilgi, bilimsel olması bilginin niteliğini belli eden sıfatı.

    bir bilgi türü olan bilimsel bilgi nasıl oldu da diğer bilme türlerini lav etme aracına dönüşüverdi?

    tür olarak insanı kabul edip diğer canlıları tür saymamak gibi. yüce tür ilan edebilirsin ama bu bir iddiadan öte geçmez sanki.
    oysa zaten tür dediğin insan dışı türler olduğu için ortaya attığın bir kavram. bilimsel bilgi dediğinde diğer bilgi türleri olduğu için ortaya atılan diğer bilgilerle ayrımını ortaya koymak için kullanılan bir ara kavram.

    tüm bilgileri kapsadığı algısı ve dışında kalanların bilgi sayılamayacağı inancı nasıl oturdu peki ve zihinler buna nasıl direnmedi?, anlamadım gitti.

    kurşun kalem'in bir süre sonra kalem kategorisinin temel algılanma biçimi olması ve kurşun kalem olmayanların kalem sayılmaması, kalem oldukları gerçeğinin yalanlanması ve kalem olarak kullanılabileceklerini red edilmesi örneğini verebilecek duruma geldi iş.

    bilmeyi netleştirmek için kullanılan bir türün bilme alanının daraltılmasıyla sonuçlanması garip. belki de şu kelimelerdedir bağlantının ip ucu:
    (bkz: scholastic) *
    (bkz: scholar)

    şimdiki çağın düşünen zihinleri bilginin tanrısal olma, ruhbanın elinden dağıtılma fikrini düşürdü belki ama düşünen zihinlerin kendini ruhban, var saydığı bilgisini hakikat sanma sanrısı sabitlenmiş gibi.
  • bir odadasınız ve dışarıdan nal sesleri geliyor. normal olarak, orada bir at olduğunu düşünürsünüz. böyle düşünmenize kimse, saçmalık, demez. diyelim ki, bulunduğunuz odaya girdim ve dedim ki, “dışarıdaki at ne güzel değil mi?”. benim bunu söylemem, gelen seslere bir de şahit eklenmiş olmasından dolayı, orada, henüz görmediğiniz bir at olduğu düşüncenizi pekiştirir ve bu fikre daha çok inanırsınız.

    tüm bu yaşadıklarınız, dışarıda bir at olduğu anlamına gelir mi? maalesef, hayır. bunlar sadece, dışarıdan gelen nal sesleri olduğu anlamına geliyordur. dışarıdaki atın varlığıyla ilgili bir bilgi arayışı içindeysek yapmamız gereken bizzat dışarıya çıkıp atı görmek, ona dokunmak, ölçmek... bilimsel bir bilgi ancak bu şekilde ortaya çıkar. gözlemleme, ölçme ve deneme.

    şu halde, örnekle ilgili elimizde tek bir bilimsel bilgi var: dışardan, nal sesleri geldiği. bunun dışındaki tüm bilgi türleri inanç kapsamına girer.

    bir inanç ise, muğlak bir zeminde var eder kendini. ön kabullerin alanıdır, inanç. ön kabul, elbette bilimce de kullanılır ancak o düzlemde kalınmaz. ön kabuller, bilimde ispata giden yolların çıkış noktasıdır. ama bir inanç dizgesinde ön kabuller, sadece muğlak bir zeminde, salınır dururlar. gerçeğin araştırılması için değillerdir, zaten inancın gerçekle bir alış verişi de yoktur, o zaten, “kabul eder”.

    bilim, kimsenin şahitliğine gerek duymadan, hatta tüm dünya tersini düşünse de sarsılmayacak verilerin peşindedir. bu bakımdan bilim, en basit anlamda, bir gerçeklik arayışıdır. ama elbette bilimsel gerçeklik...

    o zaman, gerçeklik nedir? gerçekliğin tanımını, * bakın nasıl yapıyor:

    gerçeklik, bilgisi edinilecek nesnenin (olgunun, olayın), “özne” den bağımsız durumudur. üzerinde “özne “ tarafından onun bilgisinin edinilmesini sağlayacak, onu etkileyip değiştirecek bir karışmada bulunulmasından önceki nesnel (öznenin algılamasına bağlı olmayan) varlığıdır. (şenel, alaeddin (editör). 50 soruda bilim ve bilimsel yöntem. istanbul, bilim ve gelecek kitaplığı, 2012)

    bu tanım kendiliğinden, bir ispatın zorunluluğu durumu getiriyor. bilimsel bilgiyi, diğer bilgi türlerinden ayıran en önemli özellik de budur. ancak, ispat deyince hemen doğrulamak kelimesi akla gelmesin. gerçi popper'a kadar, bir şeyin doğrulanması, ispatın tek yolu olarak görülmekteydi. popper ise bambaşka bir şey sundu: ona göre, bir gerçeklik (bu noktada yukardaki tanımı hatırlayın), aynı zamanda yanlışlanabilir de olmalıydı.

    bilimin ispat yöntemlerinin dahi gelişmesi, ilerlemesi, hiçbir bulguyla bir mutlaklık bağı kurmaması, onun en nesnel yönü gibi gözüküyor. insan gibi bir varlığın, içinde yaşadığı cosmos'u anlama çabasının en iyi yolu.

    mutlaklığı değil, gerçekliği arayarak, tüm yaşamı anlatan yegane olgudur, bilim.

    orjinal kaynak
  • pek ilgilenmediğim bilgidir. geçerliliği %100 olsun, her şeyi açıklasın, ne olduğumuzu ve nerede olduğumuzu söylesin; bana bir anlam veremediği sürece gereksizdir. benim kısa yaşamımda hakikati-varsa- açıklayamıyorsa beni ilgilendirmez. ne kadar birikime sahip olsak da hâlâ "evimde evsiz" hissetmeme engel olamıyor. saçma.
  • bilimsel yontemlerle elde edilen ve bilimsel olcutlerle dogru oldugu gosterilebilen bilgidir.
  • bilimsel araştırmalarda bir veri olarak kullanılabilme güvenilirliğindeki bilgidir.
  • genel olarak bilim, kişilerin iradesinden bağımsız, genelin kabul edebileceği görece doğruları ortaya koyar, ama bilimde kesinlik yoktur. hiç bir bilimsel çalışma ve bilimsel bilgi değer yargısı taşımaz ve bilimsel bilgi, kişisel düşünce görüş ve inançlardan bağımsızdır.
hesabın var mı? giriş yap