• hep varolan ve varolacak insanlardır. farketmeyi tercih edersiniz ya da etmezsiniz, ama onlar hep, vardır.

    -merkezi ben olan bir dünyadan, ikinci çoğula bildirelim:
    varoluşunun en acı verdiği zaman, tabi konumuzun aşktan açıldığı satır arasına sokuşturulmalı, sevdiğiniz kişiyi sizden daha çok sevdiğini anladığınız zamanlara eş gibi. ya da bunun ayırdına varmak kötü bombok bir his olduğundan ve yoğun bi şekilde hissetttiğimden bir zaman, bana öyle geliyordu-r.

    sizin tüm varlığınızla sevdiğiniz, bu güne dek en çok sevdiğiniz, aşık olduğunuz ve dahi daha fazla his hissetmeyi bilmediğiniz bir kişiyi, tahayyül edemeyeceğiniz bir yoğunlukta sevebilen; onun için yine tahayyül sınırlarınızı zorlayacak fedakarlıklarda bulunabilen bir başkası misal, daha doğrusu onun somut varlığı; nasıl bir etkide bulunmalıdır sevginizin varlığına--üzerinizde?
    ya da daha basitten almalı belki de, o bir başkası sizi etkilemeli midir?

    uzun uzun zamanlar boyunca düşünmelerim sonrası bu soruya "evet" yanıtını çıkardım tüm o bencil "ama ben de seviyorum"larıma karşın. zor bir evet. olay sadece bir başkasının varlığından kaynaklanmayan bir boyutta idi çünkü. basitten yavaştan alarak gidelim. sevgi denilen kavram nedense "hak etme" ile özdeşleşiyor pek de mantıklı olmayan bi şekilde kafamda. daha çok içgüdüsel, mantıksızlıktan ziyade. yani, sevgi asla ayrılamasa da sahip olma isteğinden; hakettiği şey, sizin olamayacak kadar büyük bir güzellikse- ki burada o bir başkası kavramı giriyor hayatınıza yazık ki- o zaman tam da o güzellikte hayat bulmalıdır. yani, başka bir formda, konu olan bir başkasında.

    yani siz tüm o sevgi verme ve alma eksikliklerinize inat, sırf sevgiye olan inançtan-hürmetten- adına ne derseniz işte- sevginin yakınından gitmek zorunluluğundasınız bu durumda bence. ve bu öyle menem bi ahlak anlayışı ya da dramatikleştirirsem, fedakarlık da içermiyor aslına bakarsanız. hayat zaten başkaları ile birlikte, vıcık vıcık bir akışkanlıkta ilerleyen bir döngü olduğundan, yani o binlerce bir başkasının yönlendirmesine her nefes alışta açık olduğunuzdan; hayatı anlamlı kılan sevgi-sevme-aşk-bunlardan doğan ilişkiler de bir başkası tarafından yönlendirilebiliyor/yönlendirilebilir, isteklerden ve dileklerden bağımsız bir şekilde.

    ve dünyanın en kötü sonuçlarına sebep olan ve her daim olacak duygusu olan sahiplenme, konumuz içerisinde yerini bencillik ve değer bilmeme ile özdeşleştiriyor vazgeçilmezse..

    -sonlan.
  • gökhan türkmen'in en baştan isimli albümündeki güzel şarkısı. sözleri de şöyle;

    aşk bize bir şans daha verecek mutlaka
    sakın korkma
    ah sana bir başkası dokunduğunda
    adımı hatırla
    bir hayal miydin nasılda gerçekçi
    hem uzak hem yakın
    biz dokundukça matlaştı renkler
    şarkılar sessiz bir tavır takınmışlar
    neden ne zaman sönmüş ışıklar
    fark etmeden
    nerdeyse başarmıştık
    ne kadarda yanlıştık anlamadık içindeyken
    aşk bize bir şans daha verecek mutlaka
    sakın korkma
    ah sana bir başkası dokunduğunda
    adımı hatırla
    aşk bize bir şans daha verecek mutlaka
    sakın korkma
    ah sana bir başkası dokunduğunda
    adımı hatırla
    her çocuk tanıdık izler biriktirir
    büyür içimizde
    nerdeyse öğrenmiştik
    ne kadar da değiştik eğilmedik ikimizde
    aşk bize bir şans daha verecek mutlaka
    sakın korkma
    ah sana bir başkası dokunduğunda
    adımı hatırla.
  • en acılı günlerimin yanında olacağım
    seni mutlu günlerine terk ederek
    bir başkasının yapacağım seni
    onun olmanı sağlayacağım
    zevkine körelttiğin beni
    başlı başına bir ben
    bir kendime geri kazandıracağım
    masumiyetime akıttığın kötü kokulu gözyaşlarını
    geri dökeceğim sana
    onlarla yıkayacaksın bedenime kustuğun fahişe ruhlu hayallerini
    çocuksu bedenimi ele geçirdi her seferinde yakarışların
    topluma kazandıracağım seni
    ben başka nefese toprak açarken
    tutkularına asacağım tüm uğruna vaad ettiğim saflığımı
    ben ikimiz adına sonsuzluk için savaşırken
    senin bolluğunun dikenleri batıp durdu kararsız kalbine
    kanıyorsun işte
    kan görmeye dayanamıyorsun
    bu hoşuma gidiyor artık
    ben kendi kanıma bulanıyorken
    sana istediğini yapacağım, inan bana
    sadakat sancısı çeken it’im
    seni bir başkasının yapacağım
    onun olmanı sağlayacağım
    ben yeni sokağımda
    etimi köpeklerinin kuduz dişlerine kaptırıyorken
    hala senin yaşamın uğruna parçalanıyor olacağım
  • eskiden mastürbasyon bir başkasıyla ilişkinin ikamesiydi. narsistik yeni dünyada ilişki mastürbasyonun yerine geçen oldu. her çağda her ikisi vardı, önem ve öncelik sıraları değişti.

    "bir başka insanı, kendimizi anladığımız ya da anlamaya çalıştığımız gibi anlarız. kendimizde anlamadığımız şeyi başkasında da anlamayız. bu nedenle onun imgesi çoğunlukla öznel olacaktır. bildiğimiz gibi, çok yakın bir arkadaşlık bile nesnel bilgiyi garanti etmez." carl gustav jung - rüyalar

    "aşk nedir? bir başkasıyla aynı zamanda, aynı düzeyde, aynı şiddette buluşmaktır." jiddu krishnamurti

    "genellikle bağlanımlarımı bir başkasıymışım gibi yerine getiririm; sevgilerimde ve davranışlarımda dürüstümdür, ama heyecanlarıma sadık değilimdir." jean-paul sartre - les mots

    (bkz: öteki/@ibisile), nesne, kendilik nesnesi
    (bkz: birisi)
hesabın var mı? giriş yap