bir kere gelinen hayatta türkiye'de doğmak

• öleceğin yeri kendin seçebilirsin. en azından mücadele edebilirsin.
• afganistan veya hindistan olmadığı için şanslı sayılabiliriz. ama norveç, kanada gibi cennet diyarlar varken bu bataklıkta doğmak da ne bileyim biraz koyuyor insana
• zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiysen ne mutlu bee
• sıkıntı türkiye'de doğmak değil, zaman - mekan - olanak - erişim gibi parametrelerin bazı talihsizliklere denk gelmesidir.
  
  20. yüzyıl başlarında doğsanız, türkiye, avrupa fark etmez, iki adet dev savaşa denk gelip üzerine kıtlık, yoksulluk, evceğizinizde oturmak zorunda kalmaktan daha zor durumlara denk gelecektiniz.
  
  19. yüzyılda doğsanız, çalışma ve yaşama koşullarınıza üzülecektiniz. düşünsenize evde her gün kullandığınız makineler, internet, neflix, spor ayakkabı, hayatın basit konforlarından hiç biri yok. 3. nesil kahveci yok, tükenir giderdiniz valla.
  
  18, 17, 16 yüzyıllar olsa, salgınlar, kolonileşme, şu bu derken yine mutlu olmayacaktınız.
  
  sizi memnun etmek de ne zor yahu. yer fark etmez, zaman da fark etmez. hayat devam edecek, biz de kendi koşullarımız içinde kendimizi tüketmeden yaşamayı öğreneceğiz. istediğimiz an ölemeyeceğimize, boyut değiştiremeyeceğimize, ışınlanamayacağımıza göre...
• hayatta bir insanın başına gelebilecek en büyük şanssızlık türüdür.
• bir kere gelindiğine emin misiniz? :)
• istanbul' da doğduğum, büyüdüğüm için kendimi çok şanslı hissediyorum.
• platform filmini izlediyseniz, orada orta katlarda olmak seklinde nitelenebilir turkiyede dogmak. artiklarla besleniyoruz ama yine de karnimiz doyuyor.
• zordur. fakat aklıma direkt hindistan'i getirmiştir. beterin beteri var mıdır acaba.
• insan doğmadan yaşayacağı hayatı seçiyormuş.
  seçtiğim hayata bak mk.
  seçsene işte kuzey avrupa, ingiltere, amerika filan. ne bok yemeye orta doğu seçtiysem.