• elinizde değildir. en yakın dediğiniz arkadaşlarınızın hatta aile fertlerinizin (belki sevgili de girer bu kategoriye, bilemiyorum.) bile gözlerine bakamazsınız çoğu zaman. refleksif bir hareketle o gözler kaçar, başka yerlere -ve genellikle yere- odaklanır. konuşurken de yere - göğe - elinizdeki kağıt parçasına baka baka konuşmak zorunda kalırsınız ki bunun karşı tarafı zaman zaman rahatsız edebileceğini bilmenize rağmen elinizden birşey gelmez. üstesinden gelmeye çalışmak da kötü sonunçlar doğurur zira bu teması kurmaya çalışmak beyninizi sandığınızdan daha çok meşgul eder, ya karşı tarafı dinleyemezsiniz ya da konuşurken ne anlattığınızı unutursunuz. acayip bir şeydir. düşmanımın başına vermesin.
  • (bkz: yenilmek)
  • insanın bir de hoşlandığı kişiyle bu durumu yaşaması sözkonusudur ki en kötü olanı bence.tanışmıyorsunuzdur tek yolu onun gözlerinin içine bakıp kendinizi farkettirmenizdir ama yapamazsınız.bakmiyim ama beni farketsin dersiniz içinizden tabiki elinize birşey geçmez bu şekilde hatta çok beklersiniz.gün gelir onu kolunda sevgilisiyle görürsünüz ve rahatlarsınız..oohh be dersiniz kurtulursunuz bu bakmalıyım yok farkeder rezil olurum çelişkisinden *
  • bazen yaşadığım olay. ne zaman yaşadığımı bilmiyorum. genellikle konuşurken insanların gözlerine bakarım ama zaman zaman* göz teması kuramıyorum, nedense rahatsız oluyorum. sanırım karşımdaki insan konuştuklarımı çok dikkatli dinleyince oluyor bu. gerçekten çok rahatsız edici bir durum. hem dinleyen, hem konuşan için.
  • sarhosluga delalettir. tam butun cesaret toplanip bir hedef yakalanmisken ulen sag goz hangisi, sol goz nerde, neden kasinin ustunde gozu var bunun gibi sorular kafadan isik hiziyla gecerken hedef kacirilir, ulen gene agzimla icemedim denip o sinirle iki shot daha ismarlanir.
  • bir topluluga konusma yahut sunum yaparken, toplulugun icinde, farkli yerlerde oturan bir kac kisi secip, rotasyon taktigiyle bu insanlarin gozune en az 3-4 saniye bakmak gereklidir, yoksa konusmayi dinleyen topluluk huzursuz olur, dikkati dagilir. bir saniyeden uzun goz temasi kuramayan bir kisiyseniz, ve bu saydiklarimi yapmak durumunda kalacaksiniz, bu huyunuzdan kurtulmaya calisin. ayni sekilde satis, pazarlama ve halkla iliskiler gibi alanlarda calisan kisilerin de goz temasi surelerini yukarilara cekmeleri gerekiyor. zira bu bir saniyeden uzun sure goz temasi kuramamak genellikle ya asik olmaya ya da yalan soylemeye delalettir.
  • gözbebeklerinde titreme ya da kayma gibi rahatsızlıkları olan bireyler de konuşurken göz teması kurmakta zorlanabilirler. göz teması kuramayan bireyler günlük hayatta çoğunlukla yere baktıkları için göz tembelliği gibi ek sorunlar da ortaya çıkabilir.
  • zavallı benin yıllardır müzdarip olduğu eksiklik. ne sokaktaki bir yabancı, ne bakkal amca, ne hoca ne de sevgili vs... anne babayla bile konuşurkan göz teması kuramaz bu zavallı kulunuz. yanlışlıkla göz göze geldiğinde, suç işlemiş gibi gözlerini kaçırmak, konuştuğun kişinin gözleri hariç yüzündeki her noktaya odaklanmak. garip olan ise; konuşma esnasında göz teması kurmam gerektiğini hatırlamam ile, göz teması kurmaya çalışmam fakat bunu da becerememem, sadece kaçamak bakışlar atmak, karşıdaki kişinin yalan söylediğimi düşündüğünü düşünmek, madem göz teması kuramadım bari başka bir yere bakayım derken gözleri iyice uzaklaştırmak, beyin tüm bunlarla haşır neşir olurken konuşacağın şeyi unutmak ve eziş büzüş ortamdan ayrılmak. (bkz: ezik)
  • karşıdaki kişinin ''beni dinliyor musun?'' diye sormasına sebep olan davranış. benim de muzdarip olduğum bu sorun, babamın bir zamanlar ders anlatırken ''tavana değil bana bak!'' demesine, arkadaşlarımın önemli birşey anlatırken, onları dinlemiyor oluşumdan şikayet etmelerine yol açardı çoğu zaman. onlar zamanla alıştırlar, ben hala alışamadım..

    ayrıca bu sorundan muzdarip olanlar için en kötüsü birebir görüşme yapmaktır, düşüncesi bile işkencedir, zira karşıdaki kişi size bakıp konuşurken sizin dağa taşa, yere, tavana bakmanız hoş olmayacaktır.
hesabın var mı? giriş yap