bir su yılı denebilirdi...
-
bir su yili denebilirdi geldi gecti
ustunde durmuyorum
terledim, bulanik baktim
ne varsa kendiligindendi
hemen hemen evden cikmadim.
sanki avuclarimda surekli
yikanmis, tabaga konmus bir meyvenin ellenmisligi
ola ki makyaji bir oyuncunun karismis gozyaslarina
yeni kireclenmis bir duvarin kireci
avuclarimda surekli
bir su yili denebilirdi ustunde durmuyorum
kalmissa kalmistir bir comak gibi
kuru
artik kullanilmayan bir demiryolu
kararmis, kirik dokuk
ustunde bir yuk vagonu.
mavi bir araba kapimin onunde
butun yil
bir su yili
kapisini kimse acmadi
acip kapamadi hic kimse
aslinda mavi de sayilmazdi pek
balkiyip duruyordu kirmizi bir sakayigin renginde
yani sabah guneslerini denizde
gunbatimini denizde
severek yasayan bir balik da denebilirdi ona
cunku dusler gercekle
gercekler dusle
anlayinca bir gun bulustugunu
gecirir her gunceye kisa bir yolculugu
ama bir taki eksik gibidir bir sozcukte
damagin dudagin aliskanligina karsi
kalbin atislariyla cok uyumlu bir de.
hadi anlat deseler anlatamam
bir yere gidiyorken cayip bir baska yere gitmeyi
yani bir kunduzu karsidan karsiya yuzduren sezgi
nedir ben bilemem ki
belki bir raslantidir da ondan mi sevdanin yeri
en yakin yeri
en uzak yeri
bitmeyen yeri
bitecek yeri
farkedilmez zaten anlasilmis sevdanin
anlasilmaz sevda ile butun ekleri.
gozlerim sevdim seni
koklerim gozlerimin
suyunu benden icen issiz bir kasaba gibi
edip canseverden... -
bir su yılı denebilirdi...
bir su yılı denebilirdi geldi geçti
üstünde durmuyorum
terledim, bulanık baktım
ne varsa kendiliğindendi
hemen hemen evden çıkmadım.
sanki avuçlarımda sürekli
yıkanmış, tabağa konmuş bir meyvenin ellenmişliği
ola ki makyajı bir oyuncunun karışmış gözyaşlarına
yeni kireçlenmiş bir duvarın kireci
avuçlarımda sürekli
bir su yılı denebilirdi üstünde durmuyorum
kalmışsa kalmıştır bir çomak gibi
kuru
artık kullanılmayan bir demiryolu
kararmış, kırık dökük
üstünde bir yük vagonu.
mavi bir araba kapımın önünde
bütün yıl
bir su yılı
kapısını kimse açmadı
açıp kapamadı hiç kimse
aslında mavi de sayılmazdı pek
balkıyıp duruyordu kırmızı bir şakayığın renginde
yani sabah güneşlerini denizde
günbatımını denizde
severek yaşayan bir balık da denebilirdi ona
çünkü düşler gerçekle
gerçekler düşle
anlayınca bir gün buluştuğunu
geçirir her günceye kısa bir yolculuğu
ama bir takı eksik gibidir bir sözcükte
damağın dudağın alışkanlığına karşı
kalbin atışlarıyla çok uyumlu bir de.
hadi anlat deseler anlatamam
bir yere gidiyorken cayıp bir başka yere gitmeyi
yani bir kunduzu karşıdan karşıya yüzdüren sezgi
nedir ben bilemem ki
belki bir raslantıdır da ondan mı sevdanın yeri
en yakın yeri
en uzak yeri
bitmeyen yeri
bitecek yeri
farkedilmez zaten anlaşılmış sevdanın
anlaşılmaz sevda ile bütün ekleri.
gözlerim sevdim seni
kökleri gözlerimin
suyunu benden içen ıssız bir kasaba gibi
edip cansever -
bir su yılı denebilirdi geldi geçti
üstünde durmuyorum.
terledim, bulanık baktım.
ne varsa kendiliğindendi
hemen hemen evden çıkmadım.
sanki avuçlarımda sürekli
yıkanmış, tabağa konmuş bir meyvenin ellenmişliği,
ola ki makyajı bir oyuncunun, karışmış gözyaşlarına
yeni kireçlenmiş bir duvarın kireci
avuçlarımda sürekli..
bir su yılı denebilirdi üstünde durmuyorum
kalmışsa kalmıştır bir çomak gibi
kuru
artık kullanılmayan bir demiryolu
kararmış, kırık dökük
üstünde bir yük vagonu.
mavi bir araba kapımın önünde
bütün yıl
bir su yılı
kapısını kimse açmadı
açıp kapamadı hiç kimse
aslında mavi de sayılmazdı pek
balkıyıp duruyordu kırmızı bir şakayığın renginde
yani sabah güneşlerini denizde
günbatımını denizde
severek yaşayan bir balık da denebilirdi ona
çünkü düşler gerçekle
gerçekler düşle
anlayınca bir gün buluştuğunu
geçirir her günceye kısa bir yolculuğu
ama bir takı eksik gibidir bir sözcükte
damağın dudağın alışkanlığına karşı
kalbin atışlarıyla çok uyumlu bir de.
hadi anlat deseler anlatamam
bir yere gidiyorken cayıp bir başka yere gitmeyi
yani bir kunduzu karşıdan karşıya yüzdüren sezgi
nedir ben bilemem ki
belki bir raslantıdır da ondan mı sevdanın yeri
en yakın yeri
en uzak yeri
bitmeyen yeri
bitecek yeri
farkedilmez zaten anlaşılmış sevdanın
anlaşılmaz sevda ile bütün ekleri.
gözlerim sevdim seni
köklerim gözlerimin
suyunu benden içen ıssız bir kasaba gibi..(bkz: edip cansever)
"köklerim gözlerimin suyunu benden içen ıssız bir kasaba gibi..." sadece bu dize bile başlı başına bir şiirdir. bütün yaşanmışlıklarımı bu bir tek dize bir çırpıda anlatıveriyor. belki sayfalarca, kitaplarca anlatılacak bir şey işte öylesine saf şekilde dile geliyor. edip cansever muhteşem bir şairdir. " -
ötesi var mı, var mı, yok.
delireceğim bu şiirle.
--- spoiler ---
çünkü düşler gerçekle
gerçekler düşle
anlayınca bir gün buluştuğunu
geçirir her günceye kısa bir yolculuğu
ama bir takı eksik gibidir bir sözcükte
damağın dudağın alışkanlığına karşı
kalbin atışlarıyla çok uyumlu bir de
--- spoiler ---
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap