• küçükken babam beni bira kuruyemiş vs almaya gönderdiğinde anlam veremediğim bir olaydı bu.elime hep siyah poşet verirdi.vermese bile kuruyemişçilerde hep siyah poşet olurdu.yıllar geçti hala daha anlamlandıramıyorum bu olayı.zaten şangır şangır sesler gelen bir poşetten kim şüphelenmez? hadi ses gelmedi herkes siyah poşetlerde bira taşındığını bilir.yani şimdi birayı siyah poşette taşıyınca "bak ahmetgiller alem yapacak ama,adabıyla yapacaklar çocuk siyah poşette götürüyo nevaleyi.helal olsun" mu demelerini bekliyoruz acaba bu davranışı sergilerken?
  • annemin kesinlikle tınmadığı, hatta kendisini son derece sinirlendiren gerekliliktir.

    anne kişisi: altı tane bira lütfen.
    bakkal amca (siyah torbayı uzatır): buyrun.
    a: beyefendi, bu ne?
    b: buyur?
    a: diyorum ki, bu siyah torba neyin nesi? saklayacak bir durumum mu var benim?
    b: ...
    a: koskoca kadın olmuşum, kimden niye gizleyeyim bira içtiğimi? ayıp mı şimdi benim alkol tüketiyor olmam, ha?nasıl bi densizlik bu şimdi?
    b: ama hanfendi, bis şey, herkeze ööle şey ediyoduk..
    a: susun, yok bunun şeyi meyi, değiştirin şunu! aaa, deliler mi ne?
    b:pöf!

    yıllar sonra gelen edit: annemin asabi kişilği dolayısıyla cereyan etmiş gerçek bir olaydır. hikayesini ne kadar kötüleyen olursa olsun annem böyle kalacaktır. istirham ederim.
  • (bkz: orkid paketini gazete kagidina sarmak)
    (bkz: orkid paketini giysinin kolunda saklamak)
  • adı üstünde bir gerekliliktir. siyah poşetten çıkarmadıkça içtiğim biradan keyif alamıyorum nedense.
  • (bkz: şarabı gazete kağıdına sarmak)
  • mahalle bakkalımızın, çocukluğumda kulağıma küpe ettiği gerekliliktir. şöyle anlatmıştır:
    eskiler, sepete zembil derlermiş. file ve dahi poşet icat edilmemişken alışverişlerde kullanılır, alınan ıvır zıvır, elde açıkta taşınmaz, sepete konurmuş.
    fakat zembilin asıl adı "senbil" imiş. yani sepetin içine koy, içinde ne olduğunu yalnızca sen bil. görünür şekilde taşıma, gösteriş yaptığın zannedilmesin.
  • eğer alınan kutu biraysa, içerken de gazete kağıdına sarıp içilerek tamamlanması gereken konsept.

    (bkz: birayi gazete kagidina sarip icmek)
  • mahalle baskısı denen şey tanımsa bu en güzel örneğidir sanırım. sokaklarda, parklarda içki içtirmeyen bizi bizden çok düşünen polisimiz önderliğinde sanki onun midesine gidiyormuş gibi rahatsız olan -gerçi şu ana kadar hiç denk gelmesem de- mahallelinin gözünden sakınmanın yoludur siyah poşet. hoş kafanız bozuksa, hemen sokakta içmek istiyorsanız güzel kamuflajdır aynı zamanda, belki de bakkal abi bize güzellik yapıyordur nebleyim.
  • satın alınan biranın ancak efes dark olması durumunda bir anlam taşıyabilecek gerekliliktir.
    belki de satın alanın zenci olması da bir tür ahenk yaratabilir, görüntü itibariyle...
    (bkz: zencinin yavrusu yine zenci olur)
    (bkz: matruşka)
  • bir ulkenin geri kaldigini anlamak icin yeterli bir sebep degildir. "geri kalmamis" bircok ulkede de alkollu icecekler kesekagidina sarilir.
hesabın var mı? giriş yap