birinci tekil şahsın sözlükteki yeri *
-
clairvoyance doğru söylüyor: yok boyle bi$ii???.
ekşi sözlük, kutsal bilgi kaynağı, zaman zaman yazarların tümünde böyle bir eğilim görülse de günlük, forum, irc*, mantar pano* değildir. sözlükte birinci tekil şahsın başından geçenlerin kimseye faydası olmayacak bir biçimde anlatılmasının, her ne kadar burada fayda son derece göreceli olarak kalsa da, anlam*ı yoktur. birinci tekil şahıs çekimi ile kurulu başlıkların açılması doğru değildir. ille de dün gece yaptığım şey demek isteyen var ise, bunu en azından ekşi sözlük konsept limitleri çerçevesinde formüle etmesi beklenmektedir. -
kesinlikle olmayan bir yerdir bu. birinci tekil şahısla çekilmiş fiillerle kurulan cümlelerle bezeli entry'ler şüphesiz ki göze batmakta ve nahoş görüntüler oluşturmaktadır. örnekleyelim;
moderatörlere çok iş düşüyor
1. bugünkü tematik çalışmamda başıma gelenlerden sonra düşündüğüm şey. oysa ne güzel bir amacım vardı, sevgi barış kardeşlik, kestane gürgen palamut. sözlük burda moderatör nerde, mağdurum.
(tematikcan, 07.12.2002 00:20)
ingiliz aksanı
54. geçen hafta içinde bulunduğum ama sevemediğim aksan. abartılı bulduğum, duymak istemediğim şey. ben, ben, ben!
(megalogül, 05.10.2001 13:34)
gibi mesela. -
-
olmayan yer. durumun vahimiyetini kavramak için bikez daha örnekleyelim
liseyi özlemek
13. şu an hissettiğim duygulardan biri..
(depresyon adamı, 07.11.2002 07:20) -
yoktur. birinci tekil sahislar icin hali hazirda guncem com gibi bir sanal ortam mevcuttur.
-
-
kocasının yanıdır.
-
kanımca düzgün ve abartılmadan kullanıldığı müddetçe sözlükte yeri olmasında sakınca yoktur. kişinin kendi beninden açımlayarak yazdığı şeyler, birer olasılık olarak dünyaya* gelmiş bizlerin tamamen farklı taraflarımızla ele alınması gibi bir yanlışı güder. halbuki farklı taraflarımızın ötesinde, farklı taraflarımız kadar çok olmazsa da benzer taraflarımız bolcadır. turgut uyar'ın "40 sene sonra ben diye yazmamam gerektiğini anladım, şimdi bir 40 sene kadar daha bunu öğrenmem gerekecek!" diye talihli bir açıklamada bulunması tam da benim bahsettiğim minvalle ilişkilendirilebilir. kimi zaman kendimizi hep ben diye yazan bir şairin bir şiirine kaptırıyor olmamız, kimi zaman birinin günlüğünde okuduğumuz satırların bizi içine alması, ortak bir paydada topluyor olması, ya da ne bileyim işte bir marcel proust romanı okurken de -hiç alakasız-kendimizden bir çok parça bulmamız; başkalarının birinci tekil şahıs çekimlemelerinden bağımsız olmadığımızı ve başkalarının yaptıkları ile etkileştiğimiz müddetçe aslında kendimizi bulduğumuzu işaret ediyor olabilir.
başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
yaprakla yağmurun aşkı meselâ
kim olsa serpilen coşturuyor bizi
imreniyoruz başkalarının mahvına.
(...)
başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya
aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı
(...)
başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
başkalarının düşünceleriyle değil
(...)
başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
ve devam ediyor başkalarının hınçlarıyla
(...)
diyorum hepimizin bir gizli adı olsa gerek *
belki çocuk ve ihtiyar, belki kadın ve erkek
hepimiz, herbirimiz gizli bir isimle adaşız
yoksa şimdiye kadar hesapların tutması lâzımdı
hayatımıza kendi adımızla başlardık
bilmediğimiz bir isim, hesaptaki bu açık
belki dilimi çözer, aşkımı başlatırım
aşk yazılmamış olsa bile adımın üzerine
adımı aşkın üstüne kendim yazarım.
ismet özel'in bu güzide şiirinde** bahsedilen "aşk" ı, aslında bizim anladığımız "aşk" kavramından soyutlayıp bu entry için konuşlanmış bir benzetme olarak alırsak dediğim herhalde daha iyi anlaşılacaktır. -
kulturel birikimime ve yaptigim arastirmalara gore sozlukte birinci tekil sahis kullanimi kacinilmazdir.*
-
yeni nesiller tarafından gafletle ön planda olduğu zannedilen yerdir. halbuki esas yeri entry dolu sayfalar değil çöp kutusudur.
ayrıca dün yaptığım şeydir. süper olaydır. ibneleşiyorum muntazamandır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap