birol

• gün gelir devran döner o da hüzünden uzaklaşır dediğim insan...akrep burcu erkegi kalıplarını zorlayan, içinde herşeyi barındıran bunları sesine ve yazdigi sözlere yansıtan tez zamanda milyonları söylediği bestelerle ağlatacağına, alkol ırmaklarında sürünmemize neden olacak kişi...tüm ince beller köledir buna...(bkz: aglatan infolar)
• (bkz: birol namoğlu)
• çok karşılaşılmayan bir erkek ismi.bu ismi söylemek çok zevklidir.hatta arada bulunan mesafe ne kadar uzunsa o kadar zevklidir.bu isim yakından söylenmez eğer söylenicekse kurulucak tek cümle ''birol, biraz uzaklaş'' olmalıdır.
• kafamda şöyle bir hikayeye yelken açtıran erkek ismi:
  
  hamile kadının karnı gereğinden fazla şişmiştir fakat devrin şartlarında yeterli teknoloji olmadığından kaç çocuk olduğu anlaşılamamaktadır. iri bir bebek midir yoksa küçük ikizler mi ? iki bebeği kaldıramayacak maddi veya manevi durumdaki baba, anne doğum yaparken o kelimeleri usanmadan sayıklar : "nolur bir ol lan, hadi be bir ol, bir ol be, bir ol lan bir ol" ve ebenin tamamdır hatununuz da iyi durumda diyerek, tek ve sağlıklı bir oğlan teslim etmesiyle ellerine babanın, baba o heyecanla son bir kez daha sayıklar ve biraz da haykırır istemeden : "birol!". işte ilk birol böyle geldi bence ve sonra da yaman ve alp birol'lar gelmeye devam etti. he aralarında kötü birol'lar da olabilir. ben hiç birol tanımadım.
• 90'lı yılların sonunda, ya da 2000 miydi, "vururum kendimi" diye bi şarkı yapan şarkıcı kardeşimiz. söz müzik serdar ortaç'tı. klibini bulamamakla birlikte şununla idare etmek de fena olmamalı.
• bürol diye okunur.
• sesini, kokusunu, dokunuşunu, sarılışını, öpüşünü, bakışını, sohbetini, huzurunu özlediğim... beş harften ibaret olmayan içerisine beşin yüzlerce katı kadar anlam yükleyebileceğim tını... ilk ve en sevdiğim, hep seveceğim.. özlemim...senin adına bir şey yazıp yazmadığımı merak etmiştin bir ara...hatırlıyorsan ve okuyorsan şu anda bu satırları şayet; sandığın gibi zaman iyileştirmiyormuş .. yanıldık.. sensiz daha güzel geçireceğime inandığın o hayat yarım kaldı... zaman boşluğundan ibaret şimdilerde. günleri hala sayıyorum ama geçercesine değil, geri gitmesini istercesine...umarım sen de o deniz olmayan şehirde bir şekilde beni özlüyorsundur... oysa ki pembe panjurları değil ama sardunyaları olacaktı evimizin,moda'da gördüğümüz o evde olduğu gibi... izmir usulü balkon keyfi yapacaktık seninle, ben çay sen kahve ile değil ortak zevkimiz olan türk kahvesi yanında ikimizin de sevdiği o naneli çikolata ile... işten güçten hayallerimizden bahsederken saatlerce yürüyecek saçma sapan şeylere kahkahalarla gülecektik yine... güzel bir mekan keşfedecektik seninle kapanana kadar kalkmayacaktık yerimizden, sonrasında yine soğuğa aldırmadan saatlerce vedalaşamayacaktık belki de...
  günler günleri ne kadardır kovalıyor bilmiyorum, senin yokluğunda her zamanki gibi yok hükmünde zaman... ama keşke diyorum keşke bir mucize olsa ve dönsen... sesimle tınlamasını bile özlediğim isim...
• (bkz: birolum)
• lakap olarak (bkz: boris)