• alındığında travmayla birlikte ruhsal çöküşe, gerçek-dışı korkulara, derin umutsuzluğa ve karamsarlığa sebep olan hap.

    red pill olarak bilinen şeyleri, bunlardan bihaberken acı şekilde deneyimlemek de diyebiliriz.
  • yutması zordur. bunu aldıktan sonra yaşamanın bir şekli kendinizi iyiden iyiye ironiye ve kinizme vurmaktır. üzücür.
  • blue pill ve red pill köpeklerinin yutmaya korktuğu babalar gibi bir pill. gerçek er meydanı hapı. tokken alınız.

    (bkz: türkiye simülasyonunu başarıyla geçtiniz)
  • yarından sonra türkiye’nin büyük bir kısmının yutacağı hap.
  • binlerce yıl önce hali hazırda yapılmışlığı vardır
    (bkz: stoacılık)
  • bu çeşit -analoji midir metafor mudur her ne haltsa- piller çok komik geliyor bana. aynı ölçüde de aydınlatıcı, ama aydınlatması dünyanın bilmem ne gerçeklerine değil, çağın ruhuna yönelik. "şu pilli al tüm sorunların çözülsün. her boka ayrı ilaç ama sorunun kendisiyle uğraşma. önceden hazırlanmış şu paketi alırsan şu sorunlarına, şu diğer paketi alırsan da şunlara iyi gelir, yok aşırı cengaverim diyorsan (ego boost hurray) şu en kallaviyi al, o zaman herkesten iyi olacaksın, ama bunun bir bedeli var......."

    dostlarım, öyle tek bir kavrayışla falan ayılan gerçekler yok, bunlara öyle tek katmanlı, basit çözümler hiç yok. varolan her şey aşırı karmaşık, ve varlık öyle oldu-bitti durağanlığında değil. aksine her şey sürekli bir oluş ve akış halinde. tam yakaladım dediğin anda sorarlar "pardon neyi yakaladın bi daha baksana" diye. analizin çarpıp durduğu bir duvar olamaz, çünkü her şey birbirine bağlı ve sürekli bir hareket içinde. ve dahası, geliştirilen çözüm de öyle aydınlanmak ve bu bakış açısını korumakla değil, o sürekliliğin içinde kendi sürekliliğini ortaya koymakla olur. yani bi şeyi anladın, çok güzel, ama o en baştaki sorun neyse onun nihai cevabı değil, olamaz. çözümün de yaparak, senin bir çeşit aktör olarak bir şeyi sürdürmenle olur.

    yani şunu demek istiyorum; toplumsal bir saçmalığın farkında vardın mesela. ama mesele orda bitmiyor, onun nedenlerinin nedenleri ve bağlandıkları zibilyon tane yer var. ve bir kere uyandım deyip kendini o sorgulama halinden geri çekersen bu sefer de haklı bir anlayışı dokunulmaz bir yere koyarak sanrılaştırabilirsin.

    sanırım ultimate black pill yokluğa 3 saniyelik falan ciddi bir bakış olurdu. orda paralize eden bir şey var ve bundan kaçış yok. ama o zaman ordaki sonsuz denize dalıp orda denenebilir. yokluk ne menem bir şey? o zaman varlık ne? kimler buna ne demiş, benim içim ne diyor, nasıl uğraşırız vs.

    ve aslında en başta söylemeye çalıştığım da şuydu; o en sarsıcı karşılaşmalar bile eğer aktif olarak sürdürülmezse çarpıcılığını yitiriyor. yani yokluğa bi kere baktın diye hayatının geri kalan her gününü bu farkındalıkla geçireceksin değil; aksine ben artık biliyorum sanıp o karşılaşmayı kovalamayı bırakacaksın büyük ihtimalle. pillin tehlikesi de bu işte; bu işler öyle tek seferlik değil, olamaz. "bir şeyi bi kere anladım öğrendim, o nedenle de asla eskisi gibi olamam" dünyanın en yanıltıcı düşüncesi olabilir. o "bilgiler", "aymalar" katılaşıp etkisini yitirmiş, ama zamanında kesin oldukları için şimdi hiç dokunulmayan, kutsallaştırılan boş tekerlemelere dönebilir.
  • bazı erkeklerin (ki bu grubun oldukça geniş bir kitleyi kapsadığını düşünürler) genetik olarak şanssız doğduklarını ve ne yaparlarsa yapsınlar yalnızlığa mahkum olduklarını öne süren ideoloji.

    kısmen katılıyorum. şöyle ki; genetik olarak çekici olmayan bir tip ve beyinle doğmuşsanız (fikrimce erkeklerin minimum %50'si bu niteliktedir) ne yaparsanız yapın kadınları etkileyemezsiniz, burası doğru. amma velakin elde edebilirsiniz. ha, sizden etkilenmeyen bir kadını elde edip napacaksınız o ayrı mesele..
  • esasen black pill ile yeni tanışan insanlar için yazıyorum, yuttuğun bayatlamış pill kana karışmadan...(*)

    bir erkek kadınlar tarafından seçilmekten bahsediyorsa black pill diyerek maval okumasın kimseye; zira erkeklerin kadınlar tarafından seçildiğini iddia eden kişiler sadece üstü kararmış bir blue pill almışlardır, başka bir şey değil!

    her ay ruhsal durumları değişen, ota boka dahi aşık olabilecek kadınların sorunlu doğasının farkında olmayan, onları manipüle edemeyen bir erkeğin tipinde değil, ancak duygusal zekasında zayıflık vardır.

    aslında black pill yoktur, çirkin olduğuna inanmış ya da inandırılmış veya gerçekten çirkin olan ergen ve ümitsiz bireyler vardır. evet, kesin olan tek şey şu ki, bu bireylerin düşünsel olarak ergen olduklarıdır.

    her vicdansız insan kendi cehennemini kendisi yaratır. black pill felsefesine sahip insanların içinde bulunduğu durum da böyledir. kendisiyle barışık olmayan bir erkekle değil herhangi bir kadının beraber olmasını hiç kimsenin birlikte olmak istemeyeceği bir gerçektir. doğrusu şu ki insanın kendisini sevmesi için aynadaki görüntüsünü beğenmesine de gerek yoktur!

    bu bireylerin enerjisi o kadar düşüktür ki, onların varlıklarını hissedebilmeniz için illa onları görmeniz icap etmez. onları hissedersiniz, çünkü düşünceler enerji yayar.

    sürekli olarak olumsuz ve art niyetli duygular insanın gözüne, attığı adıma, duruşuna yansır. onları gördüğünüzde gözlerinden çıkan enerji sizi rahatsız edebilir; ta 50 metre ileriden adamın gelişinden, yürüyüşünden, bakışından bellidir bir sorun olduğu. onları durdurup 'aklından ne geçiyor, kafana taktığın şey ne?' deyip hesap sormak isteyebilirsiniz.

    kendilerine karşı acımasız olan bu bireylere birkaç yersiz ve gereksiz tavsiye olacaktır belki ama...

    - burnunu beğenmeyen bir insansan, bu durum senin psikolojini bozuyorsa kibirli burnunu aşağı indirip bir estetik cerrahına görünebilirsin.
    - şayet çeneni beğenmiyorsan o zaman da boş lak lak yapan ağzını kapatıp yine bir estetik cerrahına görünebilirsin.
    - alnını mı beğenmiyorsun, bak onun için de estetik yapıyorlar.
    - göbeğin mi var, onun için de liposuction diye bir şey var.

    her şeyin bir estetik çözümü olur da, kendine haksızlık eden akıl için olmaz, yalnızca ve her şeye rağmen pozitif düşünebilmekten, sevebilmekten, affedebilmekten başka.

    (*)...bu aptal pill'i kus evlat.
  • öncelikle, "what you think is what you become." bu cümle black pill olarak ileri sünülen düşünce akımının neden ezik, gereksiz ve saçma olduğunu açıklar. öncelikle, belirli nedenlerden dolayı [boy, yüz, aile, para vs.] kendini diğer erkeklerden aşağıda gören bir kişi zaten çoğu zaman bu düşünceden dolayı çekici gelmiyor. kadınların erkeklerde aradığı şeyin, erkeklerin kadında aradığı şey olduğu yanılgısı; örneğin bir erkeğin görünüşünün çok önemli olduğu yanılgısı, gülünçtür. bir erkek için bir kadının görüntüsü çok önemlidir ve aslında erkeği çeken kadının görüntüsünün onun statüsü ile bir ilgisi yoktur. halbuki, bir kadının erkeğe baktığında gördüğü statüdür.

    anlatmak istediğim, örneğin, 185 boyunda yakışıklı bir adam karşısında yer alan 170 boyunda ortalama yakışıklılıkta bir erkek, yalnızca ilk erkekten daha kısa ya da daha az yakışıklı olduğu için kaybetmiyor [şimdi, aslında gariptir ki, bu her ne kadar önemli olsa da, aslında kadın gözünde küçük -*daha uzunun daha güçlü olduğu ve onu koruyabileceğini bildiği için-* bir etkiye sahiptir.] bundan ziyade, ikinci erkek zaten ilk erkek ile yarıştığı ilk anda zihninde beliren kendini aşağılayıcı düşünceler nedeni ile kaybediyor. yani, o benden uzun, o benden yakışıklı gibi düşünceden dolayı. tabii, bu düşüncelerin belirdiği zaman kişinin kendine olan güveni de çok önemli. zaten, kırılmaya meyilli bir kalp ve hastalıklı bir zihin yapısında ise ikinci kişi, ilk karşılaşma da bile kendi içerisinde derin bir eziklik hisseder.

    kadınlar, yakışıklı erkek aramıyor; yakışıklılığı nedeni ile kendine muazzam bir güveni olan erkekleri çekici buluyorlar. bir kadın için bir erkeğin yakışıklı olması, evrim açısından nasıl önemli olabilir ki? bir kadın, doğası gereği kendini her açıdan koruyacak, yükseltecek ve sevecek bir erkek arar, yakışıklı erkeği değil. bir kadının en çok önemsediği birkaç şeyden birisi, bilinçli ya da bilinçsiz, erkekteki öz güven ve öz saygıdır. bununla birlikte, bundan sonra erkeğin gücü gelir, yani para; ve para, öz güveni ve öz sayıgıyı yaratır; öz saygı ve öz güven de parayı. bu bir döngü...

    165 boyunda ve çirkin sayılabilecek bir şahıs zaten sürekli kendini buna empoze ettiği için tüm çekiciliğini yitiriyor, bu şahısta ne öz güven ne de öz saygı kalıyor, dolayısıyla bu güvensizlik nedeni ile hiçbir şey de başarılı olamıyor. halbuki görüntüsüne rağmen başarılı olsa, öz güvenini yüksek tutsa ve para kazansa, şimdiki halinden çok daha çekici olacak.

    demek istediğim şey, tabii, doğuştan gelen fiziksel özelliklerin tamamen etkisiz olduğu değil. yakışıklı ve uzun boylu bir şahısın, diğer vasat rakipleri karşısında önde olduğu gerçek; ancak aralarında var olan bu mesafeyi kapatacak olan vasat erkek, kendini belli alanlarda geliştireceğine, black pill gibi düşünce akımları ile vasatlığını ya da ezikliğini pekiştiriyor ve bunu kutsuyor.

    hayır. hiçbir şekilde böyle düşüncelerin kabul edilmesi mümkün olmamalı. bir erkeğin varlığı, gerçek bir erkeğin varlığı bir kadın için bulunamaz bir nimettir ve günümüzde, gerçek bir erkeğin bulunması o kadar güçtür ki. porno ve mastürbasyon bağımlısı, oyun oynayan, sosyal medyada vakit öldüren bir erkeğin gerçek bir erkek olduğu yanılgısı hakim. gerçek bir erkek, maskülen, girişken ve öz güvenlidir; bu nedenle inisiyatif alır, liderdir ve yalnız başına yükselmeyi bilir. mutluluğunu kendi yaratır ve yarattığı bu mutluluktan sonra kadınları hayatına alır ya da bu mutluluğu nedeni ile zaten kadınlar ona gelir. ancak, mutsuzluğu bir kadın ile kapatmak düşüncesi ne kadar da alçakça ve çocukça, büyük bir hata!

    vücut geliştirmek, kitap okumak, sağlıklı yaşam, disiplin, kendi paranı kazanmak ve en önemlisi, her olay karşısında sarsılmaz bir zihin yapısı inşa etmek; her daim kazanan ve yükselen bir erkeğin belirli aksiyonlarıdır.

    ezikliği kabul etmek yanlış; kadınsız yaşayacağım diyorsan (bkz: mgtow). ve belli açılardan mantıklı. ancak kadınlardan nefret etmek yanlış. kadın, doğası gereği tabii ki en güçlü erkeği seçecek. sen, erkek olarak yükselmiyorsan ve yerinde dahi saymıyor, sürekli kendini dibe çekiyorsan, kadınların seni seçmesini bekleme.

    kısa boylu, çirkin olabilirsin. eğer vücudunda bir engel yoksa güçleneceksin ve emin ol, iyi bir gelir elde ettiğinde, zihnini ve vücudunu güçlü kıldığında bunların doğal getirisi olarak öz saygı ve öz güven kazandığında kadınları elde edeceksin; şimdi bundan sonra ister onlar ile takılmalık ilişki yaşa ya da evlen. senin tercihin.

    bugünden itibaren (bkz: nofap) veya (bkz: semen retention) uygula. vücut geliştirme yap. sağlıklı beslen ve her daim pozitif ol. ingilizce bilmiyorsan en azından anlayabilecek düzeye getir ve ingilizce kaynaklardan yararlan. kitap oku. hiçbir zaman negatif düşünme, negatif düşünce seni mahveder. kendine odaklan ve daha çok para kazanmaya bak. eğer bir ezik olmak istiyorsan, hiç üstün bir çaba sarf etme ve sözde kaderini kabullen.
  • aga sen ne anlatiyorsun denilesi entryler barindiran baslik.

    just be confident bro
hesabın var mı? giriş yap