• ing.kara deniz
  • burhan ocal albumu icin (bkz: karadeniz)
  • kerem görsev meeting point albümünün tarafımdan en fazla dinlenilmiş, dostlara tavsiye edilmiş, hatta zorla dinlettirilmiş parçasıdır. bende doping etkisi yaptığı kesin, balkona çıkıp şarkı söyleyesim var denize karşı ve avaz avaz.
  • çok güzel bir sleepin pillow şarkısı.

    your name eve and i'm the snake
    you hold the truth i'm crawlin' fake
    the ghost of love upon my head
    you offer me the barcode egg

    the baptist serving cup of tea
    there is a star shines in the black sea
    i wrote a poem just for you
    the baptist said it's just for you

    love me forever love me now
    if love is maths and gates is poor
    i never fell in love with you.
  • fahir atakoğlu üstadın istanbul in blue albümünde yer almakta olan harika bir çalışma. adından anlaşılacağı gibi karadeniz rüzgarları estirir.

    http://www.youtube.com/watch?v=ddutn9dcliy
  • içinde jude law'un da yer aldığı 2014'te gösterime girmesi planlanan film. http://www.imdb.com/title/tt2261331/
  • fragmanı düşmüş olan jude law filmi.

    http://www.youtube.com/watch?v=urrve_j9f_g

    devam filmi white sea'nin ne zaman geleceğini rte yakında açıklayacakmış.

    (bkz: akdeniz white sea olarak adlandırılır)
  • sağlam kadroya rağmen ne yazık ki başarısız bir film.

    --- spoiler ---

    bir kere çoğu sahne oldu bittiye getirilmiş, hatta bu yüzden ısrarla filme bağlı kalmak isteyen seyirci aptal yerine konmuş. başta bu denizaltıyı finanse eden ve bunun için mafya tiyatrosu tezgahlayan şirketin, kahramanımız robinson'dan istediği tam olarak nedir bilinmiyor. adamlar bunu işten çıkardılar daha neyin peşindeler ki onu tutuklatmak istiyorlar? hani filmde bu şirket gizli işler çeviriyordu da robinson sırları biliyor diye yakalatmak mı istediler, ben mi kaçırdım. altınları bulabileceğini de düşünmüyorlarmış madem. fraser denen adamın rus denizciyi bıçaklaması ve sonrasında çıkan karışıklık, işte sırf karışıklık çıkarmak için başka parlak fikir bulunamamasından. kimsenin bulamadığı altınlarla dolu nazi denizaltısını da kazara buluyormuş gibi gösterip elleriyle koymuş gibi bulduran senarist arkadaş tam bir oldu bitticiymiş.

    robinson da dahil, filmde hiçkimse karakter olamamış sanki. psikopat görünümlü adamların bile içi doldurulamamış. sevimli bir finali var filmin. ancak o kadar dibe battıktan sonra kurtarma giysileriyle su yüzüne nasıl çıktı bu iki arkadaş diye de sormadan olmuyor. hem neden tüm mürettebata o giysilerden verilmemiş de sadece finalde canlı kalan üç kişiye üç elbise ayrılmış, onu yine senariste sormak lazım. gerçi o da ayaklanma çıkmasın diyeymiş. bu arada kendisi, henüz ilk uzun metrajını yazmış olan dennis kelly diye bir arkadaş. kendisi tesadüflere, şansa fazlaca inanan bir tip sanırım. sanki senaryo nicholas cage filmi için yazılmış da, bir son dakika torpiliyle jude law başrolüne dönüştürülmüş havası sezdim. yazık olmuş.

    --- spoiler ---
  • guzel film, izlenir, izlenmezse hicbirsey kaybedilmez ama lan film yok bi film olsada izlesek diyenlerdenseniz izleyin.
    karakterleri daha iyi tanitip, daha guzel dialoglar yazabilseydi senarist, cok daha iyi bir film olurdu, otuz yil once cekilmis olsaydi, ve saglam ozgun bir yonetmen tarafindan cekilmis olsaydi, vay be diyecegimiz filmlerdendi, ama bu yonetmen bu senaristle olacagi bu, kotu mu degil, vasat veya vasatin biraz ustu, benim gibi zilyon tane film izlemis bir insansaniz yokluk cekiyorsaniz izleyin.
    bu arada jude law u da genc kizlarin, yani bizim zamanimizin genc kizlarinin sevgilisi olarak bilirdik ya, sadece oyle degilmis, aslinda saglam oyuncuymus.
hesabın var mı? giriş yap