• konusu mafya, adli tıp, polis, siyasi kaygılar ve kokain üzerine kurulu sürükleyici bir robin cook kitabı.
  • (bkz: kör nokta)
  • (bkz: kör görüş)
  • 2006 yapimi yonetmenligini lucy walker'in yaptigi film.
  • biyolog ve bilimkurgu yazarı peter watts'ın 2006 yılında yayınlanan, karakterizasyon ve öyküleme açısından şaheser sayılmasa bile insanın kimlik sorununa ve toplumsal psikopatolojinin kaynağına getirdiği eleştiri şimdiye kadar bir bilimkurgu eserinde görülmedik derecede derin olan başyapıtı* .
    roman; insanın evrensel zeka, bilinç ve hayat kavramlarına ne kadar dar pencerelerden baktığını, dünya dışı bir zekayla karşılaşmamız halinde iletişimin hiç de öyle küçük yeşil adamlarla el sıkışma derecesinde basit meydana gelemeyeceğini karşı çıkılamayacak bir kesinlikle okuyucuya aktarmayı kesinlikle başarıyor diyebilirim.
    ayrıca peter watts'ın bilimkurgu literatürüne kazandırdığı en karizmatik karakterlerden biri için:
    (bkz: jukka sarasti)
  • "ben, bıçağın ağzıyla merkezdeki ölü nokta arasındaki köprüyüm. oz büyücüsü ile perdenin arkasındaki adamın arasında duruyorum; ben perdenin ta kendisiyim."

    "ona loş bir akşamüstü, ışığın en mükemmel olduğu anda bir demet çiçek götürdüm ve sevişmek üzereyken, bu romantik geleneğin arkasındaki ironiye işaret ettim: başka bir türün cinsel organlarını, çiftleşme öncesi bir rüşvet olarak karşı cinse vermek. neyin yanlış gittiğini hala bulabilmiş değilim"

    "bilinçli bir varlıkla ancak böyle diyalog kurabilirsiniz; canını yakarsınız ve yakmaya devam edersiniz, ta ki çığlıkların içinden anlamlı bir kaç cümle çıkarana kadar"

    "bütün konser piyanistleri, muhteşem bir performansı berbat etmenin en kısa yolunun parmaklarının hareketlerinin farkına varmak olduğunu bilir. bütün dansçılar ve akrobatlar, en iyi yolun vücutlarının kendiliğinden hareket etmesi olduğunu bilecek kadar mesleklerine hakimdir. direksiyonun başındaki herhangi bir insan, gideceği yere istisnasız olarak dönemeçleri ve ışıkları saymaya gerek duymadan varabilir. yaratıcılığın zirvesinde ya da binlerce kez tekrarladığınız bir rutinin içinde olun; hepiniz uyurgezerlersiniz."

    "evrimin öngörüsü yoktur. karmaşık makineler kendi süreçlerini yaratır. beyinler hile yapar. geri besleme döngüleri, sabit kalp atışlarını sağlamak için evrimleşir ama bir yerden sonra kalbin ritmine ve müziğine kendini kaptırır. doğal fraktalların oluşturduğu panik, yaşam alanı seçimi için üretilen algoritmalar sonunda sanatın içine yayılır. bir zamanlar zor yoldan öğrenilmek zorunda olan hayatta kalma güdüleri, artık anlamsız bir içgörü yoluyla edinilebilir. estetik, trilyonlarca dopamin alıcısından kontrolsüz şekilde yükselir ve tüm sistem organizmayı modelleme işlevinin ötesine geçip modellemenin kendisini modellemeye başlar, her an daha fazla kaynak tüketerek; döngüsel ve manasız simülasyon modelleriyle kendini boğmaktadır artık. her türlü doğal gene tutunup çoğalan parazitik dna gibi yerleşir, şişer ama kendisinden başka bir şey üretmez. bütün bu süreç büyür, gelişir ve sonunda habis bir tümör gibi patlayıp uyanarak kendini 'ben' diye adlandırır"

    "insanlar rasyonel olamaz; biz düşünen makineler değiliz. tesadüfen düşünmeye başlayan 'hisseden' makineleriz."

    "eğer absürd saçmalıklara inanmak çiftleşmeyi veya tehlikeli yırtıcılardan kaçınmayı sağlayacak olsaydı, beynin bütün bu saçmalıklara içlerindeki metaforik anlamı hiç düşünmeden inanırdı"

    "güçlü olanın hayatta kalması diye bir şey söylenemez, belki en az uygunsuz olanın hayatta kalması olabilir. evrim için herhangi bir çözümün optimal olması bir anlam ifade etmez; önemli olan bu çözümün diğer ihtimaller karşısındaki işlevselliğidir.

    "bu cümlenin kendisi direk bir savaş ilanıyken, nasıl 'barış için geldik' diyebiliyorsunuz?"

    "insanlar gerçekte deri rengi veya ideolojiler için savaşmazlar. bütün bunlar soyun sağlıklı devamını sağlama hedefine uydurulan bahanelerdir. konu en sonunda yine kan bağına ve sınırlı kaynaklara kadar indirgenebilir."

    "en sert polis devleti bile tüm vatandaşlarını her an baskı ve gözetim altında tutamaz. algı yönetimi kitle kontrolünün daha basit bir yöntemidir. kitleler gerçekliğin kırık bir cam filtreden geçirilip saptırılmış haline ve tehdit edici alternatiflerin dehşetine daha itaatkar tepkiler verirler."

    "günbatımını saplantılı şekilde sevmenin evrimsel faydası nedir?"

    "bir başka teori de yetişkin insanlar ve büyük maymunlar bilinç sahibiyken çocukların bilinçsiz yaratıklar olduğudur. bu iddiaya ehemmiyet vermek gerekir çünkü çocuklar bilinçsiz değillerse kesinlikle klinik psikopatlardır"

    "bilgisayarlar yeteneklerini inanılmaz bir hızda katlayıp sürekli kendilerinden daha zeki çocuklar yaratır. bu soy o kadar anlaşılmaz ve aşkın bir hale gelir ki; ilk bilgisayarı yaratan varlıklar onların gözüne odaklanamayan, verimsiz ve yarı-zeki bunama hastaları gibi görünür. ve sizin bu aşkın yaratımlarınız sorduğunuz sorulara cevap verirken onların kullandığı yöntemleri analiz edemez ve cevapların doğruluğunu kanıtlayamazsınız. geriye kalan tek şey onlara sorgulamadan inanmaktır."

    "ölü olmak ve yaşadığının farkında olmamak arasındaki fark nedir?"
  • "yüzyıllar süren boş bir çaba, bin yıllık bir mastrübasyon. plato'dan descartes'a onlardan dawkins'e ve rhanda'ya. ruhlar, felsefik zombiler ve qualia. kolmogorov karmaşıklığı. ilahi bir kıvılcım olarak bilinç. elektromanyetik alanlar olarak bilinç. fonksiyonel kaos olarak bilinç.

    hepsini zamanla keşfettik.

    wegner onu fiziksel süreçlerin bir toplamı olarak düşündü, penrose kafeslenmiş elektronların sesi olarak duydu, nirretranders bir kandırmaca olduğunu ileri sürdü ve kazim paralel evrenlerden gelen bir sızıntı olarak tanımladı. metzinger ise varlığını bile reddetti. yapay zeka ise üzerinde çalıştığını ancak bizim gibi kendisinin de bir sonuca varamadığını ilan etti. her şeyin sonunda haklı çıkan ise gödel oldu: hiçbir sistem kendi çalışma sürecini tam olarak anlayamaz."
  • striate korteksteki (primer görsel korteks veya v1) lezyonlar nedeniyle kortikal olarak kör olan kişilerin bilinçli olarak görmedikleri görsel uyaranlara cevap verme yeteneğidir. örnek
    yani hastalar gördüklerinin farkında olmuyorlar. bu açıdan hastaların, görmediklerinin farkında olmadıkları anton-babinski sendromunun tersidir.
    (bkz: unconscious vision)

    db, beyin ameliyatını takiben 26 yaşından beri görme alanının sol yarısını göremeyen 67 yaşında bir hastadır. oksipital lobunda vasküler malformasyonun giderilmesi için gerekli olan operasyon db'nin sağ primer görsel kortekse karşılık gelen kısmını tahrip etti. v1 alanı olarak da adlandırılan birincil görsel korteks, birçok önemli işleve hizmet eder. bunlar arasında görsel bilgileri gözlerden daha yüksek kortikal görsel alanlara aktarmak da vardır. db, v1 alanının sağ yarısını kaybettiği için, görsel alanının sol yarısını göremiyordu. ancak, db'nin sol görsel alana sunulan herhangi bir görsel hedefi gördüğünü reddetmesine rağmen, yine de orada sunulan hedeflerin şekil, özel konum gibi yalnızca görerek bilebileceği birçok özelliğini doğru bir şekilde "tahmin etti". db'nin görünmeyen hedefler hakkında doğru bilgi sağlama yeteneğine "blindsight" denir. görme engelinin, v1 alanını atlayan ancak yine de daha yüksek görsel kortekslere az miktarda görsel bilgi ileten ikincil sinir yolları aracılığıyla bilgi akışından dolayı kaynaklandığı düşünülmektedir. bilinmeyen bir nedenden ötürü, bu ikincil yollar görüş hissini korumak için yeterli değildir. bu durum hastaya kör olduğuna dair öznel bir his verir ve hasta görsel bilgiyi sadece tahmin ettiğini belirtir.
  • peter watts stili bir solaris. bilincin ve dünya dışılığın ne kadar aykırı olabileceğine dair güzel bir kurgu bilim
  • elon musk'ın, doğuştan görme engellilerin görmesini iddia ettiği beyin implantı. ilk sonuçların olumlu olduğu belirtilmiş.
hesabın var mı? giriş yap