• ing. asilzade
  • eski zamanlarda halk tarlada gunes altinda calistigi icin yanik ten hakimdir. ancak asillerde beyaz ten moda iken kollarindaki yuzeye yakin damarlar gorulebilmektedir. bunlar da mavi/ mor tonlarinda oldugu icin asilzadelere blue blood denmistir.
  • avrupanın soylu sınıfı. çoğu zaman yakın kan akrabalığı bulunan bireylerden oluştuğu ve yakın akraba evlilikleri sıklıkla görüldüğü için halk tarafından farklı bir ırktan oldukları ve hakikaten mavi kana sahip oldukları düşünülmüştür zamanında. tabi ihtilaller soylu kanının da şarap rengi aktığını göstermiştir insanlığa.
  • ...ve albüme adını veren şarkı.

    still being of nobble birth
    though having oppressed the earth
    being better off than all
    contrasting with the rabble
    still crowning each other
    insisting on the old manners
    celebrating splendid feasts
    representation of the states

    refrain: blue blood nobility
    resist high society !!!

    living in gorgeos world
    having money and much gold
    stories in the gossip column
    showing up in a high position
    still possessing power and might
    being proud of their descent
    supported by the media
    the blind crowds cheer them
    refrain: blue blood nobility
    resist high society !!!
    pride - class - hatred - opalance - arrogance
    take their jewels and their gold
    occupy their castles
    seize their landed property
    drive aristocrates away
    residing in a palace
    wearing expensive clothes
    peoples should be fascinated
    but appearances are deceptive
    lies - pulling your mind - sham - cheat

    refrain: blue blood nobility
    resist high society !!!
  • soğuk kanlı yahut soğuk insanlar için de "blue blooded" denir.
  • gerçek bir anekdot:
    bir blue blood hanımefendi ile onun çevresine girmeye hak kazanmış bir başka hanım ünlü bir otelin lobisinde çay içmekteler. bu esnada ikinci hanımın yanık tenli oğlu tesadüfle oraya gelir:
    - oğlunuz ne iş yapar margaret?
    - pamuk işinde (cotton business)
    - eugh! demek ondan rengi karamış yavrucağın. bütün günü pamuk tarlalarında geçiyor desenize.

    not: bunlar oh! ünlemini sıradan insanlar gibi "oou" şeklinde kullanmayıp öüğğ! gibi bir ses çıkarırlar
  • avrupa'nın asilzade sınıfına verilen bu takma ismin kaynağı ne halk tarafından farklı bir ırk olduklarının ve kanlarının gerçekten mavi aktığının düşünülmesi; ne de soyluların beyaz tenleri sebebiyle kollarındaki yüzeye yakın damarların mavi mavi gözükmesi, ve güneş altında tarlada çalışan yanık tenli halkla tezat yaratmalarıdır (ama bu terimin doğuşunun mavi damarlarla bir ilgisi vardır gerçekten.) soyu kraliçe isabella ve kral 2. ferdinand'a kadar dayanan bir asilzade olarak, işin aslını siz sevgili sözlükçülerle paylaşmak isterim:

    bildiğiniz gibi, ispanya yaklaşık 500 yıl boyunca endülüs emevileri'nın egemenliğindeydi. ve takdir edersiniz ki, bu emevi hükümdar sınıfı, kendilerine tabii olan ispanyol aristokratlar (daha doğrusu kastilyalıydılar, zira daha ispanya krallığı kurulmamıştı) tarafından pek de sevilmiyorlardı. işte bu yerel soylular, kendilerini emevi hükümdarlarından ve soylularından ayırt etmek için bu takma ismi şeçtiler, ve kendilerine "sangreazùl" (yani "blue blood", yanı "mavi kan") diye hitap etmeye başladılar. peki, niçin "sangreazùl"? biliyorsunuz, emeviler arabistan kökenli, ve dolayısıyla, koyu tenli bir ırktılar, ve ispanyol aristokrasisi bu sarkastik takma isim ile, tenlerinin ne kadar beyaz olduğunu vurgulamayı (ne kadar beyaz? "mavi damarlarımızın görünebileceği kadar" - mübalağa yani), ve dolayısıyla, emevilerin beyaz olmadıklarının - "kara kuru araplar" olduklarının - altını çizmeyi amaçlıyorlardı. yanı anlayacağınız, bu takma ismin seçilmesinin amaçc, üstü kapalı bir şekilde ırkçılık yapmak, emevilerin tenlerinin rengiyle inceden inceye dalga geçmekti . (utandım şimdi soylu atalarımdan, şatomda bu gece düzenleyeceğim maskeli baloyu iptal edesim var neredeyse.)
  • efsane grup x-japan'in vanishing vision'dan sonra çıkan (1989) ikinci (ve kanımca en güzel) albümü. içinde bir tek boş şarkı yoktur. baştan sona dinlenmesi gereken bir klasiktir. yine de öne çıkan parçalar arasında x, kurenai ve tabii ki endless rain vardır.
  • 1- prologue (world anthem) (2:35)
    f.marino / düzenleme: yoshiki

    2- blue blood (5:02)
    yoshiki

    3- week end (6:03)
    yoshiki

    4- easy fight rambling (4:42)
    hitomi shiratori, toshi

    5- x (6:01)
    hitomi shiratori, yoshiki

    6- endless rain (6:34)
    yoshiki

    7- (kurenai) (6:18)
    yoshiki

    8- xclamation (3:57)
    hide&taiji

    9- orgasm (2:42)
    hitomi shiratori/yoshiki

    10- celebration (4:49)
    hide

    11- rose of pain (11:49)
    yoshiki

    12- unfinished (4:28)
    yoshiki
hesabın var mı? giriş yap