*

  • hipotez testinde test edilen, öne sürülen hipotez. null hypothesis, farksızlık hipotezi, boş hipotez de denir, h0 ile gösterilir. sıfır hipotezini kabul çok kesin bir cümle olarak düşünüldüğünden, bu hipotez anca reddedilebilir ya da reddedilemez. tersi için (bkz: alternatif hipotez)
  • (bkz: h0)
  • bir testte öne sürülen ve test edilmek istenen hipotezdir. h0'la ifade edilen yokluk hipotezine karşı kurulan hipoteze ise alternatif hipotez (h1) adı verilir.
    h0 hipotezi doğru olmasına rağmen yanlışlıkla reddedilmesi birinci tip hatadır; alfa; false rejection. h0 hipotezi yanlış olmasına rağmen doğru kabul edilmesi ise ikinci tip hatadır; beta; false acceptance.
  • iki örneklem veya bir örneklemin iki alt bölümü arasında gözlemlenen herhangi bir farklılığın, aslında gerçek bir farklılık değil, tesadüfi, örnekleme hatası olduğunu ifade eder.
  • herhangi bir deney tasarımının belkemiğidir. deney, sonucu öngörülerek yapılması gereken birşeydir. aklınızda bir model vardır. bu modele göre iki farklı koşul, sizin gözlemleyeceğimiz bir değişkende fark yaratacaktır. fark varsa modeliniz desteklemiş olur, fark yoksa ise deneyinizin tasarımına göre, modeliniz zayıflamış, tercihen çürütülmüş olur.

    deneyi yaparken modeli kurarken yanıldığınızı, bu farkın olmayacağını varsayarak deney sonucunu değerlendirirsiniz. bu sıfır hipotezidir. bunu reddetmeye çalışırsınız. bunu ne kadar iyi başaramazsanız, o kadar modeliniz desteklenmiştir.

    bu sadece insan aklının çalışma şekline değil, kültürüne de tamamen ters bir durumdur. siz bir fark öngörüp deneyi yaptığınızda, farkı göstermek varken, neden önce yanıldığınızı varsayıp sonra da yanıldığınızda yanıldığınızı ispata çalışasınız ki? bu kulağını tersten göstermek değilse nedir?

    oysa insan aklı, modeli fark öngördüğü için, fark olduğunu kabul etmeye zaten teşnedir. kulağınızı düzden göstermek için, fark göstermek için, yola çıkar ve “başarılı” olursanız anlamlı olmayan farkları delil kabul edersiniz. başarısız olursanız, alternatif açıklamalara sarılır, “var olması gereken” farkı neden gösteremediğinizde odaklanırsınız. gösterecek yeni deneyler ve açıklamalar peşinde koşarsınız. yani sıfır hipotezini reddetmek için yola çıkmazsanız deney sonucunu alınca ancak “haklı çıkarsınız” asla yanılamazsınız. e yanılmayacağınız en baştan belli ise neden deney yapıyorsunuz ki?
  • (bkz: #159671828) nolu girdide nusuth çok güzel anlatmış. ben bir kaç görüş ekleyeyim :

    - bilimin neden sert bir oyun olduğu, ancak bu sertliğin de aslında nasıl kıymetli bir mütevazılık barındırdığını bize bu kavram çok güzel anlatır. ( en azından bana öyle geliyor)

    - bir fikriniz var. düşünüyorsunuz ki (aslında inanıyorsunuz ki) bulunduğunuz semtte havaların sıcaklığı ile dondurma satışları arasında doğrusal bir ilişki var.

    - normal olarak sizin için asıl hipotez bu olmalı gibi geliyor.

    - ama bilim burada şöyle bir zarafet ile kapınızı çalıyor. "dostum sen aralarında bir ilişki olmadığını varsayarak yola çık (h0). senin olduğunu düşündüğün şeyi alternatif kabul edelim(h1)

    - siz tüm gücünüz ile (data toplama, testler, analizler vs) aslında bu ilişkinin olmadığını doğrulamaya (yani kendi fikrinizi/inancınızı yanlışlamaya) çalışıyorsunuz.

    - nihayetinde ancak ve ancak eğer sıfır hipotezi yanlış ise (p <= significant level örneğin) "hah tamam sıfır hipotezini çürüttüm, şimdi ben haklı çıktım" diyorsunuz.

    - ne kadar keskin, ama bir o kadar da güçlü ve mütevazı bir yol.

    - bilim bu yüzden çok kıymetli. "bana mantıklı geliyorsa kesin doğrudur" yanılgısından kurtarıyor insanı.

    bilimden kopmayın
hesabın var mı? giriş yap