*

  • sadece 21 yaşındayken zatüreye yakalanıp ölen boduri lakaplı eski galatasaraylı futbolcu.1938 yılında transfer olduğu galatasarayda 3 sezon oynamış olmasına rağmen bir çok başarıya imza atmış ancak erken yaşta vefat etmiştir.
  • galatasaray ın erken yaşta kaybettiği futbolcusudur.

    nikolaos buyukvafiadis (1919-1940)

    lakabi boduri'dir. boyunun kısalığı nedeniyle kendisine bu ad yakistirilmistir.

    futbola beyoğluspor'da başlamıştı. inanılmaz derecede yetenekli ele avuca sığmaz bir oyuncuydu. o kadar iyi bir ayak hakimiyetine sahipti ki, yağmur yüzünden salonda yapılan çalışmalarda topu eliyle atar gibi basket yapardı.

    galatasaray'a 1938-39 sezonunda gelmişti ve ne yazık ki üçüncü sezonunu bile tamamlayamadan, vefat etmiştir. boduri'nin ölümü tam bir trajedidir.

    o sırada asker olan boduri, birliğinden izinli olarak gelip
    oynadığı beyoğluspor maçından sonra kışlasına dönerken, kar altında yürüdüğü uzun yol nedeniyle zaatüreden ölmüştü! boduri henüz 21 yaşındaydı.

    o yıllarda henüz pek çok ilaç bilinmediğinden, zaatüre öldürücü bir hastalıktı ve boduri çift taraflı olanına yakalanınca kurtulamamıştı.

    son maçını, yetiştiği takım olan beyoğluspor'a karşı oynamış olması da, ilginç bir rastlantıydı.

    onu izlemiş olanlar, daha sonraki yılların büyük yıldız'ı lefter ile kıyaslamışlardır. bu kıyaslamada oyunu boduri lehinde kullananlar da çok olmuştur.

    boduri istanbul karması' nın taksim stadı' nda budapeşte karması ile yaptığı karşılaşmada oynadığı futbolla macarların bile hayranlığını kazanmıştı. büyük fikret gibi bir yıldızla yan yana oynayan boduri, rakip takımı adeta sürklase etmiş ve istanbul karması maçı 5-0 kazanmıştı.

    macar takımını kaptanı ve dönemin büyük yıldızı olan dr.saroşi,
    " hayatımda ilk kez bir maçta aciz kaldığımı hissettim. bu kadar büyük iki yıldızın karşısında oynamaktan daha büyük bir şanssızlık olamaz" demişti.

    süleyman tekil'den bir anı :

    fenerbahçe'den galatasaray'a geçerken 9 aylık boykotumu beyoğluspor'da geçirmişitim.ilkmaçımı kurtuluş'a karşı oynuyordum. santrfor halvacı,yakınlarından birini kaybettiği için o gün takımda yoktu. sağ iç bambino ortaya kaymış, ben de bambino'nun yerini almıştım. sağ açıkta ise boduri oynuyordu. bu ilk maçıydı boduri'nin. maç 1-1 bitmiş ancak boduri'nin maçta varlığı ile yokluğu belli olmamıştı. zaten bu maçtan sonra da takımda ona yer verilmedi.

    gün geldi boykotum bitti. galatasaray'da oynamaya başladım. boduri'nin de arasıra pera'da oynadığını pazar sabahları yapılan maçlarda görüyordum.

    çelimsiz hali yok olmuş, teknik yönden o usta futbolculardan kurulu forvete ayak uydurmuştu. hatta göze batar hale gelmişti. 1938 yılının mayıs başlarında galatasaray'ın yugoslavya gezisi vardı. ilk memuriyetime gireli henüz bir hafta olduğu için müdür işimden ayrılmama müsaade etmemişti. benim yerime gidecek bir oyuncu aranıyordu. muslih hoca'ya"boduri'yi götürün" dedim. ve biraz da aklını çelerek razı ettim. boduri galatasaray kafilesiile yugoslavya'ya gidip geldi. hocanın yüzü gülmüyor,kime "boduri nasıldı desem" dudak büküyordu.

    bu gezi bir süre sonra boduri'nin galatasaray'a gelmesine neden oldu. bu kez aramızda çabuk kaynaştık boduri ile. takımı meşhur antrenör szabo çalıştırıyordu. boduri de onun tezgahından geçti ve harika bir oyuncu oldu. öyle ki doyulmaz futboluyla sahada çizdiği tablolar zevkle seyredildi. iki ayağındaki ustalık, zarif vücüt çalımları ile rakibi ekarte edişi,ona, rahat ve düzenli bir futbol oynama imkanı verdiği kadar, takıma da gole gitmenin yollarını kolaylaştırıyordu. cemil her maçta gol atıyorsa boduri'nin ikramı sonucudur.takım farklı galibiyete kavuşuyorsa, boduri'nin cömert bir gününe rastlanmıştır. "manita" dediği çalımları öyle kolay ve ustaca atardı ki, karşısında değil bir kişi, birkaç kişi birden yok olurdu. sonra da o dağıttığı defansta gole giden yolları arkadaşlarına bağışlardı.

    1940 yılının 23 aralık günü şeref stadında beyoğluspor ile maçımız vardı. boduri'de bir gün önce askere alınmış ve sirkeci'deki ikmal merkezine gönderilmişti. ikmal merkezinde galatasaraylı yüzbaşı muhittin şahinbaş vardı. boduri'nin maçta oynamasını istendiği için, yüzbaşıya rica edildi ve yüzbaşı boduri için izni kopardı.boduri pazargünü kulübe geldi. sulukarlı çok soğuk bir günde ince bir tulumla gelmişti ve öyle de dönecekti birliğine.maçtansonra hafif bir titreme geçirdi. birliğine sabah gitmesi için girişimde bulunuldu ama sevkiyat gece yapılacağı için bu rica kabul edilmedi. tüm arkadaşları ile vedalaşan boduri ömer besim'in refakatinde birliğine gitti.

    gidiş o gidiş...o gece yarısı kilyos'daki birliğine giderken yolda fenalaşan boduri,gümüşsuyu askeri hastenesine kaldırılmıştı. onu son kez hastanede ziyaret ettik o kadar...

    bu maçtan sonra ben de futbolu bıraktım. garip bir rastlantı, boduri ile ilk maçımızı da son maçımızı da beraber oynamıştık...

    hem beyoğluspor'da, hem de galatasaray'da.
  • türkiye'nin yeni lefteri olabilecek potansiyele sahip bir yetenekmiş kendisi. küçük boylu ve küçük yaşta olduğundan lakabı boduri olmuş.
    hakkında en hazin olay ise şu şekilde olmuş.

    galatasaray 1940 senesinin 23 aralık günü beyoğluspor maçında kendisini oynatmak için boduri’nin birliğinden özel izin alır ve boduri askeri tulumla maça gelir.
    maç günü hava aşırı soğuktur. maç anında ise inanılmaz bir kar başlar. fakat bir sorun vardır. boduri’nin kilyos’taki birliğine dönmesi gerekmektedir ve onun için galatasaray kulübü hiçbir vasıta ayarlamamıştır.
    vasıta bulamayan boduri yürüyerek kilyos’taki birliğine ulaşmaya çalışır. yarı baygın bir şekilde ve donmak üzere birliğine varan boduri hemen hastaneye kaldırılır. ciğerlerinde ise çift taraflı zatürre tespit edilmiştir.
    birkaç gün komada kalan boduri maalesef hayata gözlerini yummuştur. sonrasında ise galatasaray yönetiminden birinin söylediği şu cümle her şeyi özetlemeye yetecek cinstendir; “getirmesini bildik de, göndermesini beceremedik.görsel
hesabın var mı? giriş yap