bonjour tristesse
-
francoise sagan ı ünlendiren romanı, günaydın hüzün diye dilimize cevrilmistir.
-
otto preminger de bu romanın filmini 1958 de yapmıştır.
deborah kerr, david niven, jean seberg ve de juliette greco ve mylene demongeot oynamıştır. -
kitaba isim babaligi yapan huzunlu parca good morning heartachetir biline...
-
bu kitabı farançoise sagan 18 yaşında yazmış ve birde ödül kazanmıştır.yazıldığı döneme göre oldukça cüretkar sayılacak bir kitaptır.
-
cecile adli kizcagizin ve cevresindeki garip iliskilerin oykusudur.francoise hanim 18 yasinda bu denli bir adult relations karmasasini nasil kaleme almis sasilir.arada genc kizin varolus sancisida vardir o ayri.
-
her ne kadar türkiye'de gençliğin klasikleri serisinden çıkmış olsa da artık bir klasik olarak anılmayı hakeden kitap. adı merhaba hüzün olmakla birlikte elveda masumiyet olarak da anılabilir; cecile'in tüm bu garip yetişkin ilişkilerinin arasındaki konumu gönülçelen'deki holden caulfield'inkine çok benziyor; masumiyetin kayboluşu, yetişkinlerin dünyasına giriş sancıları ve tüm bunlar arasında yaşanan gerilim. bununla birlikte sagan'ı iyi yazar yapan şey, sanırım konuya hiç didaktik olmadan derinlik katabilmesi, yalınlığın gücüyle sinematografik bir roman inşa etmesi. bu anlamda 20. yy ve dahi 21. yy romanının sinematografi ihtiyacını da karşılar nitelikte. kişisel fikir beyan etmek gerekirse; aşağı yukarı aynı konuyu ele almasına karşılık salinger kadar başarılı değil, bunu da 18 yaşında yazmış olmasına vermek gerekiyor sanırım.
-
serbest çağrışımla bize hep kerime nadir'i anımsatır. algılar kurar bağları, biz farkına varmsak da.
orada uzakta* bir bonjour tristesse var, beyaz geri dönüştürülmüş kağıt rengi kapak üstüne kan kırmızısı yazıyla. -
isvecli grup children of fall un 2005 yilinda cikmis harika albumu son 6 aydır kesinlikle hemen hergun dinledigim öldürücü bir albüm.
-
(bkz: buongiorno tristezza)
-
jean seberg'in 1957'de otto preminger'in "saint joan"unda ilk sinema rolunu 19 yasinda kaptiktan sonra yine bir otto preminger filmi ile bir sene sonra ilk basrolunu oynadigi nefis film. david niven ve deborah kerr'in ustun oyunculuklarinin yaninda hic ezilmeden cok iyi bir is cikaran jean seberg bu film sonrasi jean luc godard'in ilgisini cekmis ve jean paul belmondo ile a bout de souffle'da bulusmalarini saglamistir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap