• ankara esenboga'daki plazada yılda 600 araç satmayı başarmıştır kriz döneminde.*
  • istinyedeki galerilerinin önündeki heykel(cik)le "aha size kazığı sokuyoruz, bu da kanıtıdır" diyen şirket.
  • şahsen ben kaza yaptığımda arabayı sadece görerek tüm senaryoyu anlatmış yegane ustanın(şeref usta) bulunduğu yer.
  • şöylede adresi var:
    http://www.borusanoto.com/
  • manken deniz akkaya'ya araç tahsis edecek kadar cömert bir firma imiş.

    http://arsiv.sabah.com.tr/…mag101-20060401-100.html

    ama onu yapanlar unutmayalım ki bunu da yaptı. yani bu ne perhiz bu ne lahana turşusu hikayesi.
    (bkz: borusan istanbul flarmoni orkestrası)
  • borusan oto bir borusan otomotiv bayiidir (aynı kosifler yada ege servis gibi). istanbul'da, ankara'da ve, mersin'de şubeleri bulunur. ithalatçı ve distribütör olan tamamen ayrı bir firma olan borusan otomotiv'dir.
  • servis kalitesi yerlerde surunen, kabus gibi bir servisi olan otomobil firmasi, hem de ne kabus.

    arabayi elinizden alirken son derece fiyakalidir bunlar, test surusu,izzet i ikram vs. ama kisa surede olay patlar. gayet basit bir bakimdan sonra arabayi teslim almaya gidersiniz, bir de ne goresiniz: sol kapi boydan cizilmis (iki sira), kapinin ic kolu cikarilmis, aynalarin oynama kabiliyeti boslukta yitmis.

    musteri temsilcisi olaydan bihaber piskin piskin faturayi dayamis onunuze. ufak capli bir krizin baslangicidir bu. direk telefon hattindan ulasmaniza izin verilmediginde (sacmaligin dik alasi) degil kendi hatalarini telafi etmek icin birilerine resimli kanit sunarak izin almalari gerektiginde (!!!) musteri temsilcinizin basiretsizligini iyice idrak edersiniz. artik oraya ucuncu gidisinizde, randevuzunun zamani karistirilmis olamasinin koydugu son rotus ile, icli icli bakarak arabanizi en ufak bir guven hissetmeden tekrar ellerine birakmak disinda bir care yoktur.

    ozet olarak umraniyenin en ucra koselerinde renault servisi bile bin kat daha iyi hizmet aldim. kendilerini siddetle kiniyorum.
  • servis kalitesi yerlerde sürünmeyen, bilakis servis kalitesi diye bir kavrama sahip olmayan firma.

    aracı teslim alma, yıkama ve yüklü fatura tahsilatı dışında bir kabiliyetleri bulunmamaktadır. bu durumda mahallenizdeki oto yıkamacıdan daha ucuza servis alabilirsiniz hocam bi motora baksana tıkırtı var diye sorduğunuzda...

    bu arada basit bir cam çatlaması nedeniyle aracınızı teslim etmeniz 1 saat 46 dakika sürebilir zira orada boş boş oturan elemanlar hasar yetkilisi değillerdir, tek hasar yetkilisi ise acınacak durumdadır yoğunluk nedeniyle. teslim alabiliyorlar dediysek o da kolay olmadı.

    tamir ettik dedikleri araca yıkama dışında ellerini bile sürmediklerini aracı teslim aldığınız anda arızanın aynen devam ettiğini görerek anlayabilirsiniz. bu her servise gittiğimde en az bir şikayetim için geçerli bir durum. bir de sizin halusinasyon yaşadığınızı iddia edercesine uzun süredir yaşadığınız sorunlar için "biz araştırdık öyle bir sorun yok beyefendi yanılıyorsunuz" tavırları var ki, allah gerçekten belalarını versin.

    bir de şu var, yeni bir sisteme geçmişler ve siz müşteri temsilcinizi arayamıyorsunuz. çağrı merkezi sizi ve kiminle görüşmek istediğinizi not ediyor, asilzadelere iletiyor ve onlar da uygun gördükleri zaman geri dönüyorlar ki bu geri dönüş bir seferinde 5 saati buldu. herhalde memnuniyetsizliğini bildirmek isteyen müşterileri memnun etmektense önlerine böyle bir set çekmeyi uygun gördüler.

    ve bombayı patlatıyorum, müşteri memnuniyeti adına bir dangalak arıyor sizi, 10-15 gün geçtikten sonra, "land rover'ınızı servise getirmişsiniz, memnun kaldınız mı?" diye soruyor. plakamı ve ismimi doğru bildiği halde mini değil de land rover'ım olduğu yönünde epey ısrarcı davrandı .

    sattıkları araçlar mis, kendileri kabus gibi.

    sloganları da "ince zevkler, yüksek standartlar", yemişim, yazsana sonunda da "tapon servis" diye!
  • servisten muzdarip yüzlerce müşteriden birinin şu şekilde intikam aldığı firmadır: sürekli tamire girip girip çıkan bmw'sinin camlarına büyük harf ve bold olarak "bmw aldığıma çok pişmanım!!!!" cümlesinin altına telefonunu yazdığı a4 kağıtları asmış. doğal olarak bu aracı görenler ve ne olduğunu merak edenler bu kişiyi arıyor ve o da bıkmadan hatta büyük bir keyifle yaşadıklarını anlatıyormuş. arabayı da gıcıklığına satmayıp olabildiğince çok insana ulaşmayı planlamaymış. fotoğraflarını çekip bmw almanya'ya da yollamış. bildiğim kadarıyla hala borusan'dan tık yok. meğer yılların geyik esprisi "sana kayanın selamı var, borusana girmiş" çok da espri değilmiş.
hesabın var mı? giriş yap