boynuzlamak *
-
(bkz: sinsice acilmis entriler) ahaıhaıha.
-
-
(bkz: süsmek)
-
boynuzlamak hadisesi; halihazırda imzası atılmış ya da atılmamış bir ilişki içerisinde olan kişinin, bir başkası ile cinsi münasebette bulunma durumunu kapalı kapılar ardında, ilişkide olduğu kişinin ruhuna dahi duyurmaksızın gerçekleştiriyor olması halinde vuku bulur...
elbette kişinin ilişkide olduğu kişiye karşı hissettikleri bitebilir, bir başkasını seçebilir, ancak mevcut ilişkisini niye devam ettirir?
bir ton mazereti vardır bu kişilerin:
-eşimi seviyorum ama arzulamıyorum (eş derken sadece karı/koca olanları değil de, ortak paylaşımda bulunan sevgilileri de hesaba katalım)
-eşime karşı artık hiçbir şey hissetmiyorum, başkalarıyla birlikte oluyorum ama çocuklarımız var ilişkimizi bitiremiyorum (çocukları var diye evliliklerini sürdürürler ama eşlerine de hala onu çok seviyormuş gibi oynarlar)
-kötü durumlara karşı elimde tutuyorum.. hani olur da sevişilcek birini bulamazsam (bunu çoğunlukla yalnızca kendilerine söylerler)
hangi mazeretleri size dürüstçe geldi? yoksa her biri kallavi bi şerefsizlik örneği mi?
boynuzlayandan çok, münasebete girdiği kişinin halihazırda bir ilişkisi olduğunu bilenler daha bir şerefsiz geliyor bana.
ilişkisi olanlardan uzak durmak; her bilinçli bireyin başlıca prensibi olmalı kanımca... -
sadece türkçe'de bir hayvanın boynuzu ile aldatma arasındaki bağ kurulmuyor. ispanyolca'da poner los cuernos ya da meksika'da mesela pintar los cuernos, italyanca'da mettere le corna ya da fare le corna, almanca'da hörner aufsetzen olarak aynı ifade kullanılmaktadır. aldatılan bu durumda edilgen olan yani boynuzlanan kişi oluyor.
bazı kaynaklarda aldatılmak anlamına gelen boynuzlamak ifadesinin kökeninin vikinglere dayandığı söylenmektedir. vikinglerde kabilenin lideri beğendiği ve kendine eş olarak seçtiği kadının kapısına gidip onu seçtiğini göstermek için kocaman elk boynuzları asarmış. bu da kadının ailesine çok büyük gurur verirmiş, kabilenin lideri onların kızını seçti diye. her ne kadar bu şekilde boynuzlamak pozitif bir anlam içerse de, ifadenin o bağlamdan aldatma anlamındaki boynuzlamaya nasıl deldiği konusu hala belirsiz. bazı açıklamalar bu değişimin viking kabile liderinin seçtiği kadının bazen evli olması sonucunda kadının kocasının boynuzlanmayı kabul etmek durumunda kalması ile alakalı olabileceğine işaret ediyor.
boynuzlar ve aldatmak ile doğrudan ilgili başka bir kaynak de 1330 civarında ispanyol juan ruiz tarafından yazılmış olan _libro de buen amor_ (iyi aşkın kitabı) kitabındaki "fábula del pintor pitas payas" (ressam pitas payas'in öyküsü). pitas payas isimli britanyalı bir ressam, yeni evlendiği genç ve güzel karısını köyde bırakıp iki yıl süresince flanders'e gidecekmiş. bu uzun süre zarfında karısının ona sadık kalmasını sağlamak için kadının göbek deliğinin aşağısına bir tane kuzu resmi çizmiş, kadın başkasıyla beraber olursa kuzu resmi silinir diye düşünerek. gel zaman git zaman kadın artık yalnızlığa dayanamaz olmuş ve kendisine sevgili bulup kocasını aldatmış. haliyle kuzunun resmi de silinmiş. kocasının gelmesine yakın sevgilisinden hemen aynı yere bir kuzu resmi çizmesini istemiş ki kocası anlamasın. sevgilisi de oturmuş kocaman boynuzlarıyla bir koç çizmiş. pitas payas gelmiş, her şey güzel, işe koyulacaklar karısı ile ki merak da ediyor çizdiği kuzu ne alemde. bir bakmış adam, çizdiği kuzu gitmiş yerine bir koç gelmiş, kocaman kocaman boynuzları var. karısına sormuş "ben kuzu çizmiştim, buradaki büyük, boynuzlu bir koç, kuzuma n'oldu?" diye. kadın da "sen daha erken dönseydin, kuzun olduğu gibi kalırdı. iki yıl kuzuyu bırakırsan, büyür, koç olur ve boynuzları da çıkar. " demiş. sanırım bu hikayede verilmek istenen mesaj sevdiğini sahipsiz, ilgisiz bırakmamak gerektiği oluyor. pitas payas bunu yaptığı için boynuzlanmayı haketmiş oluyor. -
"ilk olarak şunu söyleyeyim ki, dünyaya anneciğimin aracılığıyla geldiğime inanıyor ama ona karşı kendimi hiç de borçlu hissetmiyorum. (...) sonuç olarak, kadril dansını bir din ve boynuzlamayı da her pazar gününün meditasyon konusu olarak benimsemeye kararlıyım." john fowles - a maggot
"ayrıca, bu gidişle, the arts in society'nin "sculptor"ı (heykeltıraş), (satılamaz olduğunu düşünmeye başladığım) "the goring"i (boynuzlama) ve "aftermath"i (akıbet) kabul etmesiyle, 45 şiirin hepsi basılmadan önce yayımlayacağım yalnızca 13 şiir kaldı ve bu şiirleri satmak da çokz or olmamalı." sylvia plath - the journals of sylvia plath
(bkz: boynuz takmak), boynuzlu, kerata -
--- alıntı ---
"boynuzlu terimi, yavrularını sürüdeki diğer üyelerin yavrularından ayıramayan hayvanlardan gelir; bir çeşit sürü aldatmacasıdır.
--- alıntı ---
(bkz: hazzın bilimi) sf: 81 -
ka-rak-ter-siz-lik-tir
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap