• eric clapton'un journeyman albümünde yeralan arada kalmış bir parça
  • şu ana kadar duymadığıma çok şaşırdığım alternatif rock grubu. fena da değiller hani.
  • 1975 yapımı bir isveç filmi. yönetmen bo arne vibenius’un bir önceki filmi, thriller-en grym film’i izledikten sonra, diğer filmlerini merak edip izledim breaking point'i.
    aslında biraz daha sert bir film olduğunu biliyordum. ama sertliği düşündüğümden biraz farklıydı. thriller-en grym film’de tecavüz ve intikam konulu bir hikayenin isveç’e özgü soğuk ve sakinliği hakimdi. intikam filmlerinin her türlüsünü zevkle izlediğim için ilgimi çekmişti ve sevmiştim.

    breaking point ise bir tecavüzcüyü anlatıyor. buna istismar filmi denebilir mi bilmiyorum ama tecavüz sahnelerinde kadınlar acı mı çekiyor, yoksa zevk mi alıyor bu net değil. sabah dokuz akşam beş mesaisi yapan bir adamın, iş dışındaki saatlerinde gözüne kestirdiği kadınları takip edip, onlara tecavüz etmesini izliyoruz film boyunca. bir yerden sonra o kadar tekrara biniyor ki, filmin derdinin ne olduğunu anlamıyor insan.

    diyaloglar taş çatlasa iki sayfadır. çok az konuşuluyor, daha çok eylem üstünde görüyoruz adamı. şimdi sürprizli final diyerek beklentileri yükseltmeyeyim ama doksan beş dakikalık filmi son sahnedeki otuz beş saniye için izlediğimi hissettim.

    genel isveç havası, sakinliği, soğukluğu yine çekici. olayların gelişimi bir yerden sonra komedi ve hatta salaklık gibi görünse de birkaç güzel sahne ve farklılığı için izlenebilir. ayrıca türün hayranları için bulunmaz hint kumaşı gibi bu film. ben o kadar hayran değilmişim.
  • eric clapton şarkısı.

    sözleri:

    well i just don't get it
    can't make the pieces fit
    i might just as well forget it
    but my heart won't let me quit

    you say it's only a part of love
    that's right
    but i get a little worried sometimes
    when i start to lose
    tired of holding it together
    when i know i'm going to blow another fuse

    i'm at my breaking point
    my breaking point
    i'm at my breaking point
    my breaking point

    well you're never gonna get it
    if you don't get up and try
    try and spread those wings around me
    honey let me see you fly

    you say it's only a part of love
    that's right
    but i get a little worried sometimes
    when i start to lose
    tired of holding it together
    when i know i'm going to blow another fuse

    chorus

    maybe someday you'll recover
    i can see it in your eyes
    one more thing that you'll discover
    that you'll finally realize
  • aynı zamanda numb3rs dördüncü sezon on birinci bölümünün adı.
  • arma 3 için dayz benzeri bir mod. 30 km^2 lik bir alanda haritasız, neredeyse 0 eşyayla başlarsınız. 2013ün modası survival tarzında bir oyundur.
  • ingilizcede kırılma noktası demek değildir. yanılmayalım.
    (bkz: point break)
  • arma 3 icin dayz'nin ne olmasi gerektigini gosteren 6.5 gb'lik mod. http://www.thezombieinfection.com/ adresinden incelenebilir.

    mod icerisinde yemek pisirmekten cadir kurmaya; kara, hava, deniz araclarindan silahlara kadar hersey konuslandirilmis durumda ve kendisi henuz(?) alpha surum. (hani dayz de alpha ya..)

    harita sahane, arma 3 motoru ile calistigi icin grafikler sahane, inventory sistemi arma'ninki oldugu icin biraz karisik gelebilir ama dayz'de adamlarin biseyleri duzeltmek yerine surekli konserve kaplamasi ekleyip duzgun calisan seyleri bozmasindan sikilanlar icin gayet oynanabilir ve guzel bir mod.

    sictigimin dayz'si.
  • şuan için survivor oyunları içinde ki en sağlamı diyebileceğimiz oyun. ilgi giderek artıyor ve bu gidiş ile dayz standalone u bitirecek gibi duruyor. durmayın alın, oynayın, oynatın.
    oyunda hatalara günlük fix çıkarıyorlar, zombiler oyanayan karakterlerin şeklinde mesela gece çeşit çeşit zombinin arasından bandit gelip vurabiliyor. zombiler o kadar etkili'ki bazen pvp yi bırakıp savaştığımız adamlar ile zombilere daldığımızı biliriz. silahlar inanılmaz çeşitli 200 saatte görmediğimiz onlarca silah var ki, oyunda bütün sağlam silah çıkan yerlerde geziyoruz diyebilirim. şuan için oldukça sağlam bir oyun, mesela size küçük bir anımızı anlatayım. 3 arkadaş helikopter ile en sağlam silahların çıktığı ghost hotel'e gittik, bir arkadaşımız devamlı havadan helikopter ile devriye atıyordu. gece olmuştu ve o anda dağlardan bize doğru sıkmaya başladılar (gece çıkan mermi izleri o kadar gerçekçi ki oturur ağlarsınız) neyse arkadaş hava da olduğu için hemen helikopterin ışıklarını açtı ve dağı taramaya başladı, sonuçta adamı bulduk, arkasından dolandık ve öldürdük. bu zevki nerede yaşayabilirsiniz. day z nin oyun mekaniği, lootların çeşitliliği felan ileride belki daha iyi olabilir ama oda bitmeyi başarabilirse. oynayamanlar için yazıyorum; oyunda sınıflar var ve ben hunter sınıfının 3. yani en üst seviyesindeyim, insanları sadece bantlayıp kesip yiyerek 3. seviye oldum, evet oyunda freshleri yakalayıp, kesip, pişirip yiyebiliyorsunuz. eğer oynamak isteyen olur da gözü korkarsa grup halinde oynuyoruz, yardımcı olabiliriz. oynamak isteyen olursa yeşillendirebilirler, suserların emrindeyiz.
  • eric clapton'ın journeyman albümünde yer alan ve gitar kadar syntheizer'ın da ön plana çıktığı parçası. sözleri de aşağıdaki gibidir;

    well i just don't get it, can't make the pieces fit
    i might just as well forget it, but my heart won't let me quit

    you say it's only a part of love, that's right
    but i get a little worried sometimes when i start to lose
    tired of holding it together, when i know i'm going to blow another fuse

    i'm at my breaking point, at my breaking point
    i'm at my breaking point, at my breaking point

    well you're never gonna get it, if you don't get up and try
    try and spread those wings around me, honey let me see you fly

    you say it's only a part of love, that's right
    but i get a little worried sometimes when i start to lose
    tired of holding it together, when i know i'm going to blow another fuse

    i'm at my breaking point, i'm at my breaking point
    i'm at my breaking point, my breaking point
    i'm at my breaking point, my breaking point

    maybe someday you'll recover, i can see it in your eyes
    one more thing that you'll discover, that you'll finally realize

    i'm at my breaking point, my breaking point
    i'm at my breaking point, at my breaking point

    i'm at my breaking point, my breaking point
    i'm at my breaking point, my breaking point

    i'm at my breaking point, my breaking point
    i'm at my breaking point, i'm at my breaking point
hesabın var mı? giriş yap