• en güzel aşk ve dostluk örneği teşkil eden mektuplar örneği...
  • adalet cimcoz cevirisiyle, armoni yayinlari tarafindan yayimlanmis kitap... çek asilli bir yahudi olan kafka kitaplarini anadili olan almanca'yla yazdi. milena da yazarin kitaplarini çekce'ye çeviriyordu. bunun için mektuplasmaya basladilar kisa bir sürede arkadasliklari büyük bir aska dönüstü ve iki üç kez görüsebildikleri üç yil boyunca mektuplastilar. kitap bu sürede kafkanin yazdigi mektuplari içeriyor.
  • say yayınları tarafından da "sevgili milena" mektuplar ismiyle basılmıştır, yine adalet cimcoz çevirisi ile, senee 1989.. ve kafka der ki;

    "bak milena, 'en çok seni seviyorum' diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, 'sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla' dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki."..
  • ..."beni sana getirecek bir yol bulmustum, karanliktan aydinliga kavusacaktim...bu yolu umutla, sevincle kazmis, kendimden de bir seyler katmistim...bir cirpida yuregimle actigim bu yolu kapatmak , agir agir donmek, vazgecmek zor geliyor biraz...elbet yuregim sizlar"...
  • "beklenmedik bir yol kavşağında sizi görüyorum. göreceğimi hiç ummadığım, hele böylesine bir karşılamayı aklımdan bile geçirmediğime göre milena ne yapabilirim? bağıramam, coşamam, içimde fırtınalar kopmuyor artık, bir sürü delice söz edemem, duymuyorum ki içimde olanları! diz çöktüğümü de şuradan anlıyorum; gözlerimin önünde ayaklarınız var, okşuyorum onları."
    "boşuna yiyorum kendimi. bir hafta durmamacasına taşa bir çivi çakmakla görevlendirilmişim sanki. ama çivi de işçi de benim"
    "koca deniz dibindeki küçücük taşı nasıl severse, benim de sevgim öylesine yığılıyor üstüne. tanrı isterse o küçük taş ben olurum bir gün."
    "casanovanın nasıl kaçtığını bilir misin; zindandaki yaşamın korkunçluğunu? venedikin yukarılarında bir yerde karanlık ıssız bir zindan. daracık bir kerevetin üstüne tünemiştir casanova. koca koca fareler bütün gece bağıraşarak gidip gelirler, insanın güçsüz kalıp kerevetten düşmesini beklerler. yüksek bir yere tünemişim ben de sırtım acıyor, ayaklarım uyuşmuş beklemekten, bir yandan da korku. yapacak başka şey olmayınca ister istemez o büyük, o kara fareleri seyreder insan gözleri kamaşır karanlığın içinde; öyle bir an gelir ki bilemezsin artık tünediğin yerde misin daha, yoksa düşüp hapı yutmuş musun?"
  • kafka'nın neden kafka olduğunu, neden bazı insanlar için bu kadar değerli olduğunu anlamak için okunması gereken kitap.
  • “ “senin”, kafka’nın imzasıdır bu. değişim’in yazarı, milena’ya yazdığı mektupları “franz kafka” diye imzalar kimi. kimi sadece bir büyük harf ve bir noktaya sığdırılmıştır kimliği: “f”. kimiyse “senin franz kafka” diye imzalar mektuplarını, mantığı vardır. varlığı o denli sisler arasından ses veren bu sevgilide erimiş o denli milena’da yok olmuştur ki, kafka artık milena’dır. giderek franz ve kafka düşer imzasından, “senin” kalır geriye. “ismim de küçüle küçüle bir senin kaldı”, der milena’ya mektuplar’ın bir yerinde, galiba en güzel yerinde.”*
  • franz kafka'nın aşkının şiire dökülmüş halidir bu mektuplar, hayata tutunma çabasıdır... sevda sözleridir en güzelinden... mektuplar okundukça ruhuna işler insanın. mutluluk, acı, sıkıntı, aşk, melankoli iç içedir hep. kafka'yı ve acılarını anlamanın en güzel yoludur. okunmalı, okutulmalıdır.
    "ahh milena... denize düşmüşüz sanki, elimizde olmadan ordan oraya sürükleniyoruz... boğulmuyorsak bu da kötülük olsun diyedir."
hesabın var mı? giriş yap