*

  • her şeyi kabul ettim, hayatta neye inandıysam küfredildi, "eyvallah" dedim. "düşünce özgürlüğü"ne "troll"üğe verdim bu davranışları ama bir yere kadar. kimse milli marşım üzerinden laf kalabalığı, duygu sömürüsü, trollük yapamaz. yaptırmam.

    benim marşımı mehmet akif değil, benim milletim kanıyla, canıyla yazmıştır. istediği kadar din düşmanı olsun, ki burda yapılan budur, kendine türk diyen hiç bir kimse, bunu önermeyi düşünmez bile. peh, şehadet kelimesi geçtiği için istiklal marşını kendi pis emellerinize alet mi edeceksiniz. çanakkale'de, kurtuluş savaşında şehit olan askerlerin arasında müslüman da vardı yahudi de. şimdi kalksa o aziz şehit, böyle şeyler söyleyenlerin, yüzüne tükürmezdi bile.

    yazıklar olsun.
  • bu ezanlar ki şehâdetleri dinin temeli sözleri, bizlere ezanın bu memleket ile iç içe geçmiş, halkın özü olmuş, artık birbirinden asla ayrılamaz bağını anlatır.

    cenâb-ı hak buyuruyor:
    bismillahirrahmanirrahim

    “(insanları) allah’a çağıran, iyi iş yapan ve «ben müslümanlardanım» diyenden kimin sözü daha güzeldir?” (fussılet, 33)

    rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

    “insanlar ezân okumanın ve namazda ilk safta bulunmanın sevâbını bilselerdi ve bunları yapabilmek için de kur’a çekmek zorunda kalsalardı, mutlakâ öyle yaparlardı.” (buhârî, ezân, 9, 32; müslim, salât, 129)

    namaz vaktini cemaate duyurmak için önceleri yalnızca “namaza, namaza!” ifâdeleri söylenirdi. daha sonra ise ezân-ı muhammedî lutfedildi.

    allâh rasûlü (sav), halkı namaza dâvet şeklinin nasıl olması gerektiği husûsunu ashâbıyla istişâre ediyordu.

    bâzısı; “namaz vakti geldiği zaman bir sancak dikelim, müslümanlar onu gördüklerinde birbirlerine haber versinler.” dedi. fakat peygamber efendimiz bu teklifi beğenmedi.

    yahûdî borusu çalınması teklif edildi, onu da beğenmedi: “bu, yahûdîlerin âletidir.” buyurdu.

    çan çalınmasından bahsedildi. peygamber efendimiz: “o da hristiyanların işidir.” buyurdu.

    rasûlullah (sav)’in derdiyle dertlenen, o’nun kaygısı ile kaygılanan abdullâh bin zeyd (ra) oradan ayrılıp gitti. uyku ile uyanıklık arasında iken kendisine ezân-ı muhammedî lutfedildi. hemen rasûlullah (sav)’in yanına giderek:

    “–ben uyku ile uyanıklık arasında iken biri gelip bana ezânı öğretti.” dedi.

    hz. ömer (ra) da aynı rüyâyı görmüştü… bunun üzerine allâh rasûlü (sav):

    “–ey bilâl kalk ve abdullâh bin zeyd’in söylediklerini tatbîk et!” buyurdu.

    bilâl (ra) da abdullâh’ın söylediklerini aynen tatbîk etti ve ezân okudu. (ebû dâvûd, salât, 27/498)

    ne ilâhi bir ses "allahu ekber!" sarsıyor canı...
    bu bir hakk'a yakarıştır, çok mudur inletse dünyaları?
    bu ilâhi ses çıktıkça coşup yerden,
    iner allah'ın sırları bütün ululuğuyla göklerden.

    mehmet akif ersoy
  • (bkz: #162162642)
hesabın var mı? giriş yap