• kendisi marmara üniversitesi ve bilgi üniversitesi hukuk fakülterinde borçlar hukuku ve eşya hukuku derslerini veren şahsiyettir. genç yaşta yardımcı doçentliğe kadar yükselmiştir.öğrenciler arasında pek sevilesi bir hoca olmasıyla beraber, sınav kağıtlarını fazlaca subjektif okuyup öğrencilerine acı çektirmekte, bundan da içten içe bir zevk aldığı kendisi tarafından da utanmadan beyan edilmiştir.
  • derslerinden geçirmese bile kendini sevdirebilen, derse eline yapışık olarak girdiği bardağının içinde ne olduğu her zaman muamma olan, öğrenciler üzerindeki sadist zevklerini,sınav okuma taktiklerini ve sınav sonucuna itiraz dilekçelerini nasıl okumadığını anlatarak 200 kişilik anfiyi şaşkına çeviren ama yine de "burak hoca yapar" diye düşündüren, dersi derste öğretebilen nadir hocalardandır kendileri."siz uslu çocuklarsınız,dersin ucu açık hadi bakiyim oturun yerlerinze ben bitirmeden bu ders bitmez" diyerek 200 kişiyi gıklarını çıkartmalarına müsaade etmeden manipüle edebilen birisidir ayrıca.
  • hukuk fakültesinde verilen bütün dersleri yetkin bir biçimde anlatabilecek bir hukuk bilgisine sahip, yetenekli ve konusuna hakim bir hocadır. öğrencileri ile pek samimi ilişkiler içine girmemesine rağmen pek çok öğretim görevlisine göre daha fazla sevilir. ayrıca ciddi bir biçimde penguene benzese de entelektüel birikimi ve başarılı bir biçimde kullandığı kürsü karizması sayesinde kız öğrencilerin favorisi olmamış mıdır, olmuştur.
  • bilgi üniversitesi hukuk fakültesinde eşya hukuku dersimize sürekli elinde beyaz desenli kupa bardağıyla gelen-ki içinde ne olduğu herkes için merak konusudur- konuşması kitap okurmuşçasına akıcı,emin sıfatıyla zilyetlerden hemencecik ayni hak iktisabı yapabilecek denli iyiniyetli, şirin, cici hocamız.
  • marmara hukuk hocalarının genel sevimsizliği yoktur üzerinde. örneğin son okuduğunuz kitaptan bahsettiğinizde karşılaştığınız şey ilgidir ki bu başka bölümlerin öğrencilerine yabancı olmasa da marmara hukukta görülen bir şey değildir. foucault la başlayan sohbet althusser le devam eder "kitap değiştirmece yapalım senle" diye sıcak bir çay keyifinde teklifle sona erer. ayrı bir tadı vardır bu adamın neyse..
  • bana eşya hukukunu,borçlar hukukunu, bir müzik grubunun nasıl hayranı olunuru, neden top ten olmamalıyızı, paul simon ı ve romain gary i öğreten adamdır.
  • beyaz desenli kupasında sütlü nescafe* içer, o kupa da unicef kupasıdır..
    kendisine soru soruldugunda cevabı insanın beynine akıtan hocadır ayrıca..
  • dersleri iyi anlatır da geçirmez kendileri efendim. henüz ikinci sınıfta tazecik bir öğrenciyken ben, bu adamın her dersine girer, en önde oturur, dersi derste öğrenirdim. sınav zamanı eşşekler gibi çalışıp sonunda notlarımı ezberlemiş olurdum(dikkatinizi çekerim kendi notlarımdan bahsediyorum leyla'nın notlarından değil). sonuçta ben bu dersten finallerde kaldım. sonra bütlerde yeniden kaldım. aynı işlem 3. ve 4. sınıfta da gerçekleşti. geldik 5. seneye, finallerde ben artık borçlar genel profesörü olmama rağmen yine kaldım. yani borçlar genel geçilmeyen ders değildir efendim ama burak özen geçirmeyen adamdır. belki de geçirir, de neye geçirir nası geçirir hayal gücünüze bırakıyorum.
  • zannımca hayat felsefesi 'yaşasın kötülük' olan yardımcı doçent. final dönemi 660 kişik bir öğrenci kitlesinden sadece 70 inin dersi geçmiş olması bu tez için sağlam bir dayanaktır. nitekim kendisi de bunu derslerinde sık sık dile getirmektedir. birinci sınıfta beyin amcıklaması geçirmemize sebep olan murat canyürek e oranla eyvallahı vardır. şaşırdığım nokta yar. doç. olduğunu bilmesem kesinlikle profosör sanacam. derslerdeki hafif ukala duruşu bunda etkili oluyor galiba. ama bu ukalalık bi hocayı bu kadar mı dinlenebilir kılar, bi hocaya bu kadar mı yakışır? her ne kadar finalinden kalsam da bütünlemesinden de büyük ihtimalle kalacak olsam da okuldaki iki yıllık mazim içinde bana olumlu intiba bırakan nadide unsurlardan biridir kendileri.
  • 'bende beklentilerin tersini yapma eğilimi var çocuklar, buna engel olamıyorum bu yüzden dersi bitirmek istiyorsanız bunu bana belli etmeyeceksiniz.bakın elli dakka önce bitirecektim dersi hala burdayız.' diyerek bir amfi dolusu insanı,akşamın altısında 'hocam dersi bitirmeyin, bitmesin bu ders noolur.' şeklinde bağırtmıştır kendisi*
hesabın var mı? giriş yap