• türk budizmi. türklerin budizmle ilk ilişkileri toba türklerinin çin'e saldırmalarıyla başlıyor. zaten bu nedenle olsa gerek toba türklerinin budizm anlayışı, şamanlıkla karışıktır. neyse efendim daha sonra uygur türkleri de budizmi benimser. hemen hemen bütüm budist yapıtlar uygurcaya çevrilir ve budizmin önemli terimleri türkçeleştirilir.
  • kurkancılık, burhancılık (veya ak yang, altayca: ak jang, batılı literatürde: burkhanism).

    tuvalarda bu sözcük doğrudan tanrı anlamında moğollarda ise iyi ruhları tanımlamakta kullanılır. ayrıca budizm ve lamaizm dönemlerinde buda'nın türkçe karşılığı olarak yer alır. türklerdeki ismi burhan olarak geçer. fakat akyang’ın temeli budacılıktan daha çok eski şamanist gelenektir. ak yang içerisinde ak burhan, yaşlı, beyaz saçlı, ak sakallı, beyaz giysili ve beyaz atlı bir adam olarak tarif edilir. büyük bir ihtimalle moğolların mitolojisinde önemli bir rol oynayan yaşlı beyaz adam (tsagan ebugen) ve türklerin mitolojisinde önemli bir rol oynayan korkut ata (dede korkut) ile de özdeşleştirilebilir.

    1904-1930 yılları arasında altay bölgesinde ortaya çıkmış olan ve rus emperyalizmine karşı devrim özellikleri taşıyan dinsel ayaklanmanın ismi.

    türk halklarının eski inancı tengriciliğin temelleri üzerine kurulmuş olan ak din aynı zamanda altay türklerinin rus egemenliğine karşı başlattıkları milli ayaklanmaları olmuşdur. rus yönetimin görüşüne göre ak din, sibiryanın türk halklarını ortak bir milliyetçilikle birleştirip rusya'ya zarar vermeleri için yurt dışından desteklenen, rusya'nın düşmanları tarafından tasarlanmış bir plandır. bu yüzden rusların çok ciddiye alıp, şiddet kullanımı ile kanlı bir şekilde son verdikleri bu ayaklanma buna rağmen günümüze kadar altaylıların kültüründe izlerini bırakmıştır.

    ak din'in belki ilk önderi diyebileceğimiz kişi çet çelpen (ya da çot çelpanov), karısı kule ve evlatlık kızı çugul sarok çandık ile üst-kan kasabasından 20 km uzaklıkta bulunan bir ormanlık bölgede yaşıyordu. 1904 yılının nisan ayında çet çelpen ve onun 14 yaşındaki üvey kızı çugul beyaz atı ile koşan beyaz kıyafetli bir atlının hayalini gördüklerini anlatmışlardır.

    ak burhan olarak adlandırdıkları bu figürün hayalini, efsanevi kurtarıcı oyrat han'ın geri döneceğinin habercisi olarak değerlendiren çet ve çugul, yanlarına gelenlere bu haberin müjdesini veriyor, ak din'in ilkelerini öğretip nasihatlerde bulunuyorlardı.

    çet çelpen'in öğretisine göre, ruslarla beraber yemek yemek, onlarla dost olmak yasaktı. hatta rus parası bile kullanılmamalıydı. 20. yüzyılın kamları tengriciliğin içine birçok mantıksız uygulamalar soktukları için çet'in görüşüne göre onlar şeytan işleriyle uğraşıyorlardı. onların davullarını, elbiselerini ve asalarını ateşte yakarak gerçekleri görmeyi sağlamak lazımdı. tanrıya hoş kokulu otların dumanı, süt, şarap ve kımız gibi şeyler de kurban sayılabilirdi. eğer bu inancın etrafında birleşirlerse, rus zulmünden kurtulmak da mümkün olacaktı. çet ve çugul artık sürekli tereng vadisi'nde toplanan binlerce altaylılara vaazlar vermeye başlamışlardı.

    çet çelpen bütün vaazlarını çok güzel bir hitabeti olan evlatlık kızı vasıtasıyla yapıyordu. bu kızı dinlemek için binlerce kişi toplanıyor, zamanla hatta on binlerce taraftarları oluyordu. ruslar için bu gelişmeler, hakimiyetinin altaylarda tehlikeye girmesi anlamına gelmekteydi. 1904 temmuzunda binlerce altaylı tören için çet'in çadırı etrafında toplanmış, genç kızın ateşli vaazını ve ilahilerini dinlerlerken, ibadetle meşgul bu silahsız insanların toplantısına rus askerleri bir baskın gerçekleştirdiler. çet, karısı, kızı ve ileri gelen yirmi yoldaşı tutuklandı. rus hükümeti altaylı ak dincilerin mal ve mülklerini yağmaladılar. çet ve yoldaşları ağır ceza mahkemesinde yargılandılar. o zaman rus devlet duması'nda bulunan bazı liberal görüşlü kişiler ve avukatlar onların savunmalarını üstlenip, ölüm cezasından kurtulmalarını sağladılar. ancak iki yıl sonra 1906 da, ak din hareketi artık saldırganlığını yitirdikten sonra çet çelpen biysk hapishanesi'nde ölmüş ve kızı çugul tekrar serbest bırakılmıştır.

    çet ve çugul'un tutuklanmasında sonra, moğolistan'da uzun süre tercüman olarak çalışmış olan tırıy akemçi ak din hareketinin en meşhur yarlıkçı sı olmuşdur (ak din'in önderi ve vaazcısı). moğolistan'da budizmden etkilenmiş olan tırıy bu dönemde bazı budist uygulamaları da ak din'e aktarmıştır (örneğin ziller). bu dönemde neredeyse tüm altaylılar bu dine katılmışlardır.

    altaylılardaki bu hevesten ilham alarak, 1918 yılında gregorii choros-gurkin ve bazı diğer altaylı önderler birlikte yeni bir "oyrat cumhuriyeti" kurmak hedefi ile "karakorum yerel komitesi"ni (karakorumkaia okruzhnaia uprava) kurmuşlardır. tasarlanan bu oyrat cumhuriyeti'nin sınırları sadece altay bölgesine kısıtlı değil, komşu olan diğer türk toplulukların (tuva ve hakas bölgeleri) topraklarını da içine almaktadır. bu girişimlere de 1921 yılında bölgeye ulaşan bolşevikler ebediyen son vermişlerdir.

    ak din tengricilikten, göktanrısı tengri'yi ve üç dünya kozmolojisini tanımaktadır: bunlar gök alemi, yeryüzü ve yeraltı alemleridir. "ak" kelimesi gök (tengri) ile ilgilidir, ve ak din'de önemli bir yeri vardır. şamanlar gök aleminin temsilcisi değil, yeraltı aleminin temsilcisi olarak görülür ve bu yüzden lanetlenirler. ancak ak din'de sözlü mitolojiden tanılan kahramanlar tanrısal varlıklar olarak ilave edilmiştir, ve tengriciliğin şamanist özellikleri eksiktir.

    kaynak: vikipedi
  • son on yılda türkiye'de bloglar, kitaplar ve topluluklar eliyle tengricilik adıyla pazarlanan dini akım. ortak noktaları olsa da, burkancılık (ak yang/ak jang) tengricilikten (tanrıcılık/gök tanrı dini) farklı bir dini akımdır.
  • erlik han'a şeytan diyen aveller.
hesabın var mı? giriş yap