*

  • (bkz: cüz i irade)
  • cüz'i irade, islam inancına göre insanlara verilmiş olan ve kaza ve kader sınırları çerçevesinde hareket imkânı tanıyan özgür iradedir.

    yani bu durumda kişinin bir sınırlaması olmayıp, yaptığı her şey kendi sorumluluğundadır.
  • insanin karsina cikan hadiseler karsisinda tercih hakkini kullanmasidir.

    yukaridaki yazarin dedigine katiliyorum. ınsan ister, kulli irade onu yaratir. ama isteme sadece tek boyutlu olmaz. fiili ve kavli olarak temelde iki sekilde oldugunu saniyorum. fiili kismi insanin istedigi sey icin fiziksel alemde mucadele etmesidir. kavli olan ise icinden, kalbinden, aklindan vs. onu arzu etmesidir. bir manada dua etmek yani.

    evren kanaatimce temelde iki taraflidir. bir tarafi madde, diger tarafi mana seklinde. beden ve ruh gibi, yada madde ve enerji gibi. ısteklerin meydana gelmesi yada gerceklesmesi fiili ve kavli istemenin toplaminin bir seviyeye ulasmasi neticesinde oluyor diye dusunuyorum. talep edilen seyin toplam bir xp puani olsun mesela. fiili isteme icin ortaya konulan gayret ile kavli isteme icin ortaya konulan gayret toplami bu xp puanina ulasinca istek gerceklesiyor olabilir. tabi birde diger taraftan istenilen seyin olmamasi adina bu xp puanini asagi ceken baska bir bilinmeyen /degisken de olabilir(bu degisken kismi su an aklima gelen birsey).

    formulize edecek olursak :

    ıstenilen sey: d
    d icin gerekli xp puani: h
    d icin ortaya konulan fiili gayret: e
    d icin ortaya konulan kavli gayret: p
    d ‘nin turune gore e’nin katsayisi: n
    d ‘nin turune gore p’nin katsayisi: m
    d ‘nin gerceklesmesini
    engelleyici sebepler: r

    h<=e*n+p*m-r

    bu denklik saglandigi zaman, cuzi irade kulli iradenin yaratma kudretine talebini gondermis olur. denklemde d’nin turune gore h, n ve m degisken ve e ve p ise kisinin gayretine kalmistir. r ise zaman, sartlar vs. gibi durumlara gore kendi icinde baska degiskenler sonucunda degerlenir.

    mesela domates yetistirmek d1, patates yetistirmek d2 olsun.
    h1: 1000 iken, h2:200 gibi bir rakam olabilir. cunku patates toprakta kendi kendine rahatca yetisebilecekken, domates icin farkli bir emek gerekir.
    bu durumlarda n, m’ye gore ve e, p’ye gore cok yuksek olabilir. cunku bu tur bir iste, fiili emek daha yuksek paya sahip olacaktir. ancak ertesi gun kar yagmasini isteyen [bu istek d3 olsun (h3 degeri atiyorum kisin ortasinda 10 ise, yazin 1 trilyon gibi dusunebiliriz)] bir cocuk icin n sifira yakin olacakken (neden sifir degil bilmiyorum, belki de sifirdir. yani kar yagmasi icin nasil bir fiili gayret ortaya konulabilir diye dusunmek lazim. belki kuresel sogumaya sebebiyet verecek bir takim faaliyetler olmasi burada n’yi sifira indirgemiyordur:)), m daha yuksek olacaktir. burada da o cocugun kavlen ortaya koymus oldugu istek belirleyici rol oynayabilir. bu noktada bir baska hususta, istenilen sey ne kadar cok insani ilgilendiriyorsa r’nin degeri ve icerigide ona gore degisecektir. daha cok insanin istemesi ya da istememesi gibi. yine d1 istemesinde m’ye ve p’ye, domateslerin ihtiyaci icin yagmur gerekiyorsa ve bu yagmurun yagmasi icin kisinin kavlen bunu arzulamasi (dua etmesi) ornek olarak verilebilir. yine n,m ve r degerleri zamana gore etkilenecektir. seracilik ile yetistirilen domateste m katsayisi azalacak, r ise oldukca dusecektir. yani; toprak, su, gubre, isik gibi fiili gayretler ortaya kondugunda m ve r’ ye cok gerek kalmadan urun almak mumkun. tabi her an deprem, sel vs. r’yi arttirabilir ya da meteoroloji o bolge icin sel bekledigini iddia ederse olmamasi icin kavlen arzulama gerekir ve m’nin katsayisi artabilir.

    simdilik gece gece aklima gelenler bunlar.
  • cüz-i irade dediğimiz niyet etmek değil midir?

    örneğin namaza niyet eden kişi cüz-i iradesi ile namaz kılar. ancak adı üstünde bu cüz-i iradedir, küll-i irade değil... yani bu niyetin(cüz-i iradenin) gerçekleşmesi için külli iradenin(allah'ın takdirinin) gerçekleşmesi gerekir. sonra allah bu güzel niyetten dolayı lütfeder ve kuluna namaz kıldırır.
    aynı şekilde biri başka birini öldürmeye veya islam inancını reddetmeye niyet edebilir yani kendisine tanınan cüz-i iradesi gereğince bu işleri yapmaya niyet edebilir. bu durumda allah her duaya mutlaka cevap verdiği için, o kuluna da niyetine göre hayrı veya şerri nasip eder.
    yani hayır da şer de allah'tan(külli iradeden)... bazen allah niyeti kabul etmez, çünkü kul kendini helak etmek istiyordur ama aslında o kul özünde iyi biridir. hayır ve şer allah'tan olduğu için allah bazı duaları(niyetleri) böyle durumlarda kabul etmez... çünkü kabul olsa, kul helak olur... allah herkese adil bir şekilde rahmetiyle böyle muamele eder.

    dua-niyet-irade arasında bir bağlantı var...
    sanki niyet suyun buz hali, dua suyun oda sıcaklığındaki hali, irade ise suyun kaynama noktasındaki hali...

    doğrusunu allah bilir.
  • atı atlı koşturur, atlıyı bahtı koşturur.
  • islam dininin (bizim inandığımız yorumunun) yıllar yıllar önce hayat bir simülasyon yaşamak anlamsız diyenlere verdiği cevap.
  • insana ait sınırlı iradedir.
  • madem bu kadar cuzïî olacaktı hiç verilmeseydi daha iyiydi. adil değil.
  • "kulum beni nasıl tanırsa, onunla öyle muamele ederim." hadisindeki tanima sorumlulugu cuzi iradeye yuklenmistir.
  • shannon sayısı diye bir terim var. satrançta oynanabilecek kaç farklı oyun olabileceğinin alt sınırını tahmin ediyor. bu sayı 10^120. türkçeye 10 yaz yanına 120 tane 0 koy şeklinde çevirebiliriz. satranç 32 taş ile ve 64 karelik tahtada oynanan bir oyun.

    şimdi dünyayı ele alalım. 510 milyon km2 üzerinde 8 milyar insan yaşıyor. hepsinin bir miktar cüzi iradesi olsa sonsuz sayıda olasılık ortaya çıkacak. allah bir tanesi tutsun diye sonsuz sayıda kader olasılığı mı yazdı? insanları kandırmayalım ya ezelde yazılmış kader diye bir şey yok ya da kader varsa cüzi irade diye bir şey yok. mantık kaderi almayınca uydurulmuş bir şeydir cüzi irade.
hesabın var mı? giriş yap