• okudukça, gördükçe, yaşadıkça ya da bir şekilde öğrenen insan evrendeki boyutunu gördüğü vakit aslında ne kadar değersiz,ne kadar gelip geçici, ne kadar boş olduğunu fark ederek, ki insan egosu benliğindeki üstünlük kompleksi ve aşağılık kompleksini dengelemeye çalışırken kendini değerli/üstün bir varlık olduğunu hissettiren şeylerle/olgularla mutlu olur, ancak yüzleştiği üst benliği karşısında pek çok düşünür gibi (nietzsche,schopenhauer, freud gibi) mutsuzluğa erişir ya da başka bir değişle karamsarlığa kapılır. mutluluk aslında baside indirgendiğinde genel olarak tanımlanabilcek bir kavram değildir; insan beyni ne güzeldir ki, insana şakağını ellerinin arasına alıp düşünmesine gerek bırakmadan neşe/mutluluk veren şeylerle, adeta uyuşturucu almışçasına (neşe veren şeyin,olayın ya da durumun neşe verdiği süre kadar) onu tüm derinliklerden,sorgulamalardan,yüzleşmelerden...vs uzaklaşabilme olanağı sağladığı için ve hatta ''hiç''liğini ona unutma şansı veren ve hatta hiç farketmemesini bile sağlayabilen (ki bu aşamada mutlu ve cahil insanla karşılaşıyoruz) bir yapı olduğu için, evet cahil insan daima mutludur.ancak bu sanılmasın ki düşünen/öğrenen insan hep mutsuzdur. bilge olarak sıfatlandırılabilcek bir insan bile içtiği sudan haz almasını bilir ancak bu bilgiyi (basit doğmak-büyümek-üremek-ölmek sınırları gibi) saf sınırları içersinde değerlendiremeyeceği için o hazı o anda yaşayıp bitirip yine suyun nereden geldiğini, nereye gideceğini ve hatta küresel ısınmayı ve hatta daha da günceli düşünerek afrikada susuzluktan ölenleri düşünürken yeniden mutsuz olur; yani onun mutluluğu anlardan ibarettir. zaten aslında mutluluk da anlardan ibaret değil midir?
  • kesinlikle doğru bir düşünce.geçen akşam cahil olarak tanımlayabileceğimiz iki teyzenin konuşmasına kulak misafiri oldum.öyle sanıyorum ki biri gelin diğeri görümceydi, evine gelmeyen kardeşi hakkında kendilerine göre mutluluğun tarifini konuşuyorlardı.abla olduğunu tahmin ettiğim teyze şunları söyledi: ''akşam oldumuydu gelirsin evine, çoluğunla çocuğunla çaynını içersin çerezini yersin hayat akıp gider''
    bir de kendi mutluluk formüllerimi düşündüm, üzüldüm, şükrettim.
  • (bkz: bilmek lanetlenmektir)

    bence de, doğru bir önermedir.
  • cahil insan, az sorgular ve bu yonde beklentilerini hep asgaride tutar..bu yuzden kendini daha mutlu hisseder..yada en azindan, kendisini huzursuzluğa yoneltmesi muhtemel konulardan kendini uzak tutar..kucuk bir dunyası olur, konularin derinine inmez, yuzeysel yasar..
  • bir turevi:

    (bkz: huzur islamda)
  • ''zihinsel açıdan en sınırlı insanın aslında en mutlu insan olduğu, yeterince sıklıkta öne sürülmüş ve bu kanıtsız da kalmamıştır; yine de kimse onun bu mutluluğunu kıskanmak istemez.''

    schopenhauer
  • katıldığım söylem. mutludur ama sonuçta cahildir, düşünmez sorgulamaz. mutsuz olmayı tercih ederim.
hesabın var mı? giriş yap