• ilk kitabı elemge dedalus kitap'tan çıkmış...
  • ustalara saygı kuşağı kapsamında ekşi sözlüğe uzun zaman sonra entry girmemi sağlayan, ülkemizin yetiştirdiği değerli pediatrik onkoloji profesörü, idol.

    son derece sevdiği ve saygı duyduğu babası, doktorluğu seçmedeki rol modelidir. türkiyede tıp fakültesini kazanamama durumunda, ailesi tarafından kendisinin isviçre'de dahi tıbbiye okuması planları yapılmıştır. nitekim kendisi, fakülteyi ankara üniversitesinde bitirmiş; uzmanlık - yan dal ihtisası ve akademik hayatını ise hacettepe üniversitesinde tamamlamıştır. kendisi aynı zamanda, hacettepe pediatrik nefroloji bölümü hocalarından rezzan topaloğlu'nun ablasıdır.

    çakmak çakmak yanan mavi gözleri ve bulunduğu odayı dolduran karizmasıyla dönem 1'de ihu dersimize girdiğinden beri kendisine hayranımdır. yıllar sonra dönem 4'te dersimize girdiğinde, "seni, sesinden tanıdım yakamoz avcısı!" diyerek beni sevindirmiş; kaderin cilvesi bu ya, jüri başkanı olduğu pediatri sözlümde, diğer hocaların sorularına verdiğim yanıtlardan sonra " benim sana başka sorum yok yavrum, aferin! " diyerek şahsımı onere etmiştir.

    çocuk onkoloji servislerinde, grand vizit'lerin kraliçesi olan canan hocayı, girdiği her hasta odasında perdeleri açtırarak; "bu çocukların odasına güneş girecek, hava girecek, kuş sesi ve yaşam girecek!" demesiyle hatırlıyorum. şık giyimi,renkli fular ve boynuna astığı gözlük ipleriyle beğeni toplayan hocamız aynı zamanda türk kahvesi ve kuruyemişlere de oldukça düşkündür. öğrencilere ve mesleğinin başındaki doktorlara karşı oldukça anaç olsa da birkaç kez doçentleri ağlattığı da kayıtlara geçmiştir.

    branşım gereği canan hocanın önceden tedavi ettiği hastalar ve yakınları ilerleyen yaşlarda sık sık bölümümüze gelmektedir. bir gün hasta yakınından anamnez alırken kendisinin de bahsi şu şekilde geçmiştir: "yıllar önce hacettepe servise, boynunda yeni beliren kitle için yatırılan çocuğu, canan hoca vizit sırasında muayene eder ve yanındaki uzman ve asistan hekimlere dönerek 'biran evvel bu çocuğun non-hodgkin protokolünü başlayın arkadaşlar' der. pediatrik onkoloji fellow'larından biri ise "aman hocam, biyopsi daha yeni alındı, sonucunu bekliyoruz hala" diye karşılık verir. canan hoca da "benden ala göz, benim muayenemden ala kanıt mı var? bekletmeyin yavruyu!" diye çıkışır. gerçekten de hasta non-hodgkin çıkar; bu vesile ve sonraki tedavi ve takip sürecindeki ilgisiyle, hasta yakınlarının büyük saygısını kazanır.

    kendisi aynı zamanda, yenidoğan bölümünün efsanesi olan ve koca profesörleri bile telefonla arayarak yarım saat içinde bölüme getirten 'ben onların kısa pantolonla dolaştığı yılları bilirim' diye öğrencilere serzenişte bulunan, herkesin korktuğu, yılların hocası murat yurdakök tarafından telefonla aranarak "canan, sen benim kıdemlinsin..." diye hitap edilen nadir insanlardandır.

    eskiden tenis kortlarının, şimdilerde ise king ve briç masalarının aranan ismi canan hoca, seyahet etmeyi ve yeni kültürleri tanımayı da çok sever. ne yalan söyleyeyim, yakın yaş grubunda olsaydık onun nüktedan sohbetine eşlik edeceğim bir katmandu gezi kafilesinde olmaya asla hayır demezdim!

    canan hoca, hatırı sayılı atıf sayısına ve dolu dolu bir akademik geçmişe sahip olmasının yanı sıra; gezi parkı direnişinde protestoculara karşı uygulanan devlet şiddetini bildiriyle kınayan, hacettepe'nin demokratik öğretim üyelerinden de biridir.

    kendisi 2020 yılında, 40 yılını verdiği hacettepe'den emekli olmuş ve çoktan hakettiği inzivasına çekilmiştir. işbu entry önemli bir miktar hayranlıkla ele alınmış olmasına rağmen hakikatlere olabildiğince sadık kalınmıştır. canan hocamız, emeklilik hayatında; sağlıklı, keyifli ve huzurlu olsundur. yıllar önce; dönem 1'de, ufkunu açtığı minik bir tıp talebesinden minnetle...
hesabın var mı? giriş yap