*

  • gelibolu mebusu olarak son osmanlı meclis-i mebusanı arasında yer almış, ardından turkiye büyük millet meclisi'nin ilk 4 döneminde milletvekilliği yapmış gazeteci ve yazardır.

    1881'de gelibolu'da doğan celal nuri ileri mektebi sultani'yi ve hukuk mektebi'ni bitirdi. 1908'de ii. meşrutiyet'in ilanından sonra ikdam gazetesi, le courrier d'orient, jeune turc gazetelerinde ve içtihat dergisinde incelemeler yayınladı. ocak 1918'de çıkarmaya başladığı ati gazetesi istanbul hükümetlerini eleştiren yayını dolayısıyla kapatıldı. 30 ocak 1919'da yayımlamaya başladığı ileri gazetesinde milli mücadele'yi destekledi. son osmanlı meclis-i mebusanı'na gelibolu milletvekili olarak girdi; istanbul'un işgalinden sonra mart 1920'de ingilizler tarafından tutuklanarak malta'ya sürüldü. kasım 1920'de serbest bırakıldı, gelibolu (1920-1927) ve tekirdağ (1927-1935) milletvekili olarak tbmm'de bulundu. 1924 anayasası'nı hazırlayan komisyonda başkan ve raportör olarak görev yaptı. 2 kasım 1938'de istanbul'da vefat etti.

    ittihad-ı islam (1913), ilel-i ahlakiyemiz (1916), türkçemiz (1916), kara tehlike (1918), taç giyen millet (1923), türk inkılabı (1926) gibi eserleriyle ii. meşrutiyet ve cumhuriyet dönemlerinin fikir hayatında etkili oldu.

    ukteyi veren: grapes of butcher (01.06.2006 18:20)
  • osmanlının fikir hareketlerinden "batıcılığın" savunucusu olan zat ı muhterem.
    batının teknolojisini alıp, kültürünü almamamız yönünde uyarılarını
    dinlemediğimiz insan . ne yazık ki abdullah cevdet zat ı bilmem neyin öncülüğünü yaptığı batıcılığın bir diğer kolunun " ikinci bi medeniyet yoktur. tek medeniyet vardır , o da batı medeniyetidir. gülü ile dikeni ile olduğu gibi alınmalıdır. " düşüncesini uygulamaktayız şimdi . celal nurinin ruhu şad olsun.
  • yakın tarihin önemli bir düşünür siması.

    halil inalcık'a göre celal nuri; atatürk'ün, kitaplarını en çok okuduğu adamdır.
  • cemil meriç 'e göre celal nuri layık olduğu yeri bulamamış bir türk aydınıdır. geniş ihatalı ve dev tecessüslü bir aydın.

    celal nuri çağdaşları içinde kişiliğini koruyabilen nadir yazarlardandır. türk inklabı ikinci meşrutiyet aydınlarının entellektüel boyutlarını tespit etmek isteyenler için baha biçilemez bir vesika.

    fransızcayı ve ingilizceyi o dillerde eser telif edebilecek kadar biliyordu, osmanlıcası mükemmeldir.
  • 31 mart vakası,sonrasında 2.abdülhamit'in selanik'e sürgüne gönderilmesinin ardından gelen meşrutiyet dönemi liberalizm ve aydınlanma dönemidir. o kadar ki komünizm ve laiklik dahi bu dönemde kamuoyunun gündemine gelmiştir. ictihad dergisi etrafında toplanan ''garpçılar'' adlı bir grup, batı'yı olduğu gibi yani bütün sosyal kültürel yapısıyla birlikte almak gerektiğini söylüyordu. celal nuri,hüseyin cahit, kılıçzade hakkı batıcılığı savunan yazılar kaleme alıyorlardı. artık cumhuriyet'in kökenlerine temellerine inmiş oluyoruz. meşrutiyet devri , cumhuriyet devrini hazırlayan bir aydınlanma ve uyanma devridir. meşrutiyet devrinde yetişen genç kurmaylar arasında mustafa kemal,enver gibi önderle bu batıcılık akımını benimsemişlerdi.

    kaynak: halil inalcık-devlet-i aliyye - osmanlı imparatorluğu üzerine araştırmalar 4.cilt
  • "islam felsefesi uzun bir müddet insan fikrini idare etmiştir. bu cümleden olarak ibn rüşd'ün -allah'ın rahmeti onun üzerine olsun- aristo felsefesi üzerine bina ettiği hikmet(felsefe) adeta müstakil olarak orta çağ'da alim ve sanatkarların rehberliğini yapmış, o vakit yahudi alimleri, italya'nın fikir adamları, paris üniversitesi, özellikle padova üniversitesi ve felsefe okulu, kısaca skolastikler hep ibn rüşd'ün fikirlerini takip etmişlerdir. (...) kendisinin göstediği tevazudan sarf-ı nazar edersek ibn rüşd hazretleri aristo, eflatun vs. gibi insanlığın yetiştirdiği birinci sınıf zekalardandır. zenbilli'ler, ebussuud'lar -diğerlerini de bunun yanında kıyas et!- bu arslanın yanında sümüklü böcek kalırlar. hz. peygamber'den sonra insan düşüncesine, müslümanlar arasında nüfuz eden ibn rüşd derecesinde kimse yoktur."

    demiş. cevabını filibeli ahmed hilmi'den dinleyelim;

    "materyalistlerin en büyük silahı atak davranmak ve yükseklerden uçmaktır. eminiz ki yazar ebussuud efendi'nin ilmi çalışmalarına, fikir hayatına vakıf değildir. ebussuud denince hatrına sıradan bir sarıklı geliyor. ama diyeceksiniz ki bir adam bilmediği ve derinliğine araştırmadığı birşey hakkında nasıl fikir yürütebilir: hem de kesin ve mutmain bir tavırla?

    cevap olarak deriz ki materyalistlerin en garip adetlerinden biri de bilmedikleri şeylerden -hem de onu tamamen- biliyorlarmış gibi bahsetmeleridir. bu garip adet yalnız talebelerine değil, üstatlarına da hastır."
  • uygarlık kavramını teknik ve gerçek başlıkları ile ikiye ana hatta ayırmış türk düşünür. şöyle diyor:

    ''uygarlık teknik ve gerçek olmak üzere iki çeşittir. batı dünyası teknik uygarlığın zirvesine ulaşmış, ancak gerçek uygarlığı asla başaramamış ve başaramayacaktır. teknik uygarlık bir ülkeden diğerine nakledilebilir ve alınabilir; gerçek uygarlık ise alınamaz ve osmanlı reformcuları işte bu ikisini karıştırarak büyük bir hata yapmıştır. ödünç aldıkları şeyleri teknik meselelerle sınırlandırmak yerine batıyı aslında islam'ın üstün olduğu bir alanda taklit etmeye çalışmışlardır.''

    kaynak: the emergence of modern turkey, bernard lewis.
  • abdülhak şinasi hisar'ın çok sevdiği dostudur.
  • celal nuri son dönemin en önemli simalarından birisi. mebuslukta yapan celal nuri bir dönem hukuk eğitimi de almıştır. kendisi ülkede kadın hakları konusunda yazılan ilk kitabın yazarıdır. bu kitap abdullah musab şahin ve halit erdem oksaçan tarafından latin harflerine çevrilmiş. en son kanuni ihtiyaçlarımız kitabı onikilevha yayınlarından yayımlandı.
  • murat menteş'in editörlüğünde mavi yayıncılık'tan çıkan kutup musahebelerive şimal hatıraları okuması neşe veren seyahat notlarıdır.

    "bitmez tükenmez bir okyanus seyâhatinden sonra izland sâhillerine yaklaştık. vahşî bir tabiat, vahşî bir iklim. yalçın kayalar. denizlerin ortasında, duvar gibi, dümdüz, kuvve-i fâtıranın bıçağıyla, hendesî bir sûrette kesilmiş taş kütleleri. bulutlar bu dağların ancak ortalarına kadar suûd edebiliyor. rüyâî menâzır. korkunç cibâl." (14 temmuz 1913)
hesabın var mı? giriş yap