63 entry daha
  • 1* önce metastaz'ı bir çırpıda okudum. ardından buna ilişkin 6 aralık'ta bir tivit attım ve kitabın iki yazarından biri barış pehlivan ile yayınevi kırmızı kedi bunu beğenince, biraz araştırma yapma gereği duydum. ve metastaz'ın devamı olan cendere'nin (metastaz 2) acayip olaylarla piyasa çıktığına kanaat getirdim. nitekim kitap daha yeni aralık 2020'de basılmıştı ve basım ayının içerisinde taze taze okuyabilecektim. aynı zamanda şu meşhur istanbul adliyesi'ndeki "istanbul grubu" denilen bazı yargı mensuplarının da ses kayıtları da bu kitap üzerinden basına bomba gibi düşmüştü.

    2* her iki kitabı da okurken gözlerime inanamadığım şeylerden haberdar oldum. resmen "vay anam vay neler dönmüş serhat" kıvamına bürünmüştüm. cendere'yi bu sabah saat 5'te bitirdim. bu kitaba ilişkin de bir tivit attım ve uyandığımda, kitabın bu sefer her iki yazarının da tivitimi rt'lediğini gördüm. olayların bazılarını ben de uzaktan takip ettiğim için elbette kitaplar benim için çok merak uyandırıcıydı. bunlar içerisinde elbette zindaşti dosyası da var ki, cendere'yle birlikte aldığım kitaplardan biri de yine aynı yayınevinden timur soykan'ın baronlar savaşı isimli kitabı olmuştu. benim de bu sözlükte yazdığım yargının siyasallaşması/@dragonlady entry'mde bu olaya da yermiştim ve entry debe'ye girmişti. neden sonra burhan kuzu haberlere göre koronadan vefat etmişti ancak bu olaylar sebebiyle buna inanmayan bir kitle de vardı.

    3* bu iki kitapta; pelikanlardan, fetö borsalarına, sabire meltem banko'dan fatih tezcan'a, yargıdaki istanbul grubundan bir fransız şirketin adliyede bir grup hakim-avukat tarafından hukuksuzca kurtarılma çalışmalarına, 15 temmuz gazileri için toplanan bağışların cukkalanmasından, devlet içerisinde metastaz yapan tarikatlara kadar oldukça çarpıcı şeyler anlatılıyor. kitabın ismi olan metastaz da zaten buradan geliyor.

    4* tesadüf müdür bilmem, geçtiğimiz gün sabire meltem banko/@dragonlady başlığına bir entry girmiştim. çok evvelden de bir kez yazmıştım aynı başlığa ama o entry bir sulh ceza hakimliği tarafından verilen karar ile kaldırılmış olduğundan şu anda sadece geçtiğimiz gün yazdığım entry duruyor.

    5* rastlantı bu ya, sabire meltem banko'nun 5651 sayılı kanunu ve sözde devlet büyüklerini tanıdığını nasıl suistimal ettiği, biraz daha kapalı ifadelerle cendere'de de doğrudan yer alıyordu. dahası, şule çet davasında banko'nun sanık avukatı olduğu ve tarafların avukatlarının birbirleriyle garip bir irtibat içerisinde oldukları, hatta bu görüşmeler için yargı mensuplarının da konuya dahil edildiği, şule çet davası haricinde sabire meltem banko'nun bazı alicengiz oyunlarıyla vekil-müvekkil ilişkisini nasıl suistimal ettiği ve akp'nin ankara listesinden aday adayı olup seçilemediği dahi yer alıyordu.

    6* tabi diğer anlatılanlar yanında sabire meltem banko'nun olayı küçücük bir şey kalır. ancak ününü ekşi sözlük'teki adının geçtiği başlığa erişim engeli getirerek kazandığından bunu ekşi sözlük'e özellikle belirtme ihtiyacı duyarım.

    7* sabire meltem banko/@dragonlady başlığındaki entry'me dönecek olursam, banko'nun önümüzdeki süreçte tekrardan edineceğini düşündüğüm kendi adının başlığı hakkındaki erişim engelleme kararına karşı ne yapacağımı ayrıntılı olarak o entry'de anlatmıştım. özetle o karara karşı bir ihlal kararı alacağım. içtihat bu yönde zira.

    8* ne güzel bir tesadüf ki, o entry'yi yazmamın hemen ertesinde barış pehlivan ve barış terkoğlu'nun 10. bölümünde yer verdiği "sen onun kim olduğunu biliyor musun" başlıklı bölümünde sabire meltem banko hakkındaki bütün kirli çamaşırlara yer verilmişti...

    9* çünkü sabire meltem banko da çok iyi biliyor ki aldırdığı bu erişim engelleme kararlarının tamamı hukuka aykırı. çünkü hepimizden yine iyi bildiği üzere aym'nin ve aihm'in "neden erişimin engellenmesi kararı verilemeyeceği"ne yönelik yığınla kararı var. ama işte "bir şekilde" işi oldu bittiye getiriyor kendisi.

    10* mücadelesi ise hem bizim gibi dürüst vatandaşlara, hem de yine cendere'nin 5'inci bölümünde yer alan "hakimlerden ve savcılardan mektup var" başlığında mesajlarını paylaşan dürüst yargı mensuplarına kalıyor.

    11* tüyleri diken diken eden mesajın bir kısmını şu şekilde belirtip entry'yi sonlandıralım:

    "(...) karanlık istibdat sürecinde aydınlık fenerimiz oldunuz. siyasi iktidarın cemaatler, tarikatlar ve fetö ile olan dostluğuna dair gizli kalmış pek çok şeyi yazdınız. aslında demokratik, laik türkiye cumhuriyeti'nin 'çöküş' hikayesini anlattınız. bu anlamda metastaz türkiye cumhuriyeti'nin çöküş hikayesinin özetidir.

    'tahliye ettiği fetö şüphelisi işadamlarını tutuklatan savcıya 'fetö'cü' diyen hakimi, fetö soruşturmasında rüşvet aldığını ortaya çıkaran başsavcının 'rüşvet alan bir fetö'cü' olduğunu iddia ettikten sonra tutuklayan hakim, fetö'den tutuklandı' gibi karmaşık olayların yaşandığı bir ülkenin namuslu, onurlu hakimleri ve savcıları olarak size yazıyoruz.

    15 temmuz darbesi öncesi fetö terör örgünü ile mücadele edip de sürgüne gönderilmeyen hakim ve savcı neredeyse kalmadı. darbe sonrası kripto olanların fetö karşıtı olmasına bu ülke sakın aldanmasın. bu konuda samimi olan hakim ve savcılar tabii ki baş tacımızdır. 5000 yıllık türk milletinin onuruyla oynayan cia ajanı bu hainlerin halen faal olduğunun farkındayız.

    bu hainlerle aynı yatağa girenleri bizler çok iyi biliyoruz. bu ülkenin en kahpe, yalancı, şizofren, manyaklarının hsk dahil ülkenin kurumlarının içinde olduğunun çok iyi farkındayız. bu ülkenin değerlerine bağlı, kazanımlarını koruyan, hak, hukuk ve adaletten ayrılmayan hakim ve savcılarını kimi kravatlı talibanlara yedirmeyiz. amacımız ve özlemimiz; avrupa ölçütlerinde yargı bağımsızlığının, yargıç güvencesinin, etkin ve yansız adaletin sağlandığı, hakim ve savcıların görüş ve taleplerinin yargı sorunlarında, çözümde dikkate alınması, ayrımcı ve ayrıştırıcı tasarruflarda tutulmadığı, liyakatin esas alındığı, cemaatlerin, tarikatların, siyaset ve çıkar gruplarının etkinliklerinin, kanaat dahi olsa olmadığı, bir yargı düzeninin olduğunun, buna bağlı olarak yargılama yaptığımız türk milleti'nin ciddi oranda kaybettiğimiz güven duygusunu kazanmak arzusudur.

    size yazmamızdaki amacımız, fetö terör örgütünün yarım kalan tasarruflarının kaldığı yerden devam ettiğine ve yeniden örgütlendiğine ilişkin kaygılarımızdır! (...)" (1. basım, sf. 75-76.)

    (bkz: başka sözüm yok hakim bey)

    *

    (bkz: yargının siyasallaşması/@dragonlady)

    (bkz: cumhurbaşkanlığı forsunun anayasaya işlenmesi/@dragonlady)

    (bkz: islam/@dragonlady)
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap