• eskiden manyak derecede populer olan bi sakiz turu.. hala bakkal'larda migros'larda surda burda bulunuyor ama first, orbit gibi rakipleri ciktigindan yarista bayaa bi geride kaldi.. slogani "bir ferahlik selalesi".. sloganda belirtilen selale, sakizin tam ortasinda bulunan ilginc tatli bisiden geliyor.. center fresh ismide sanirim "aha iste ferahligin allahi burda, tam merkezindesin" gibi bi fikir sonucu ortaya cikmistir.. hos bi sakizdir..
  • big babol yuzunden papucu dama atilan, asil mavi renkli olaninin ferahlik verdigi, yine de cok cigneyince dis agritan ciklet.
  • bugun ikicanli olan kuzenimin cikleterdigi*, "hani fi$t diye açilan,fi$t diye fişkiran" $eklinde tarif etmesi dolayisiyla ne oldugunu hemen anladigimiz ancak bulamadigimiz, zannimca minik yegenimin bir yerlerinde amblemi bulunacagindan hic de unutamayacagimiz,rekabete dayanamami$, raflardan kalkmi$ ciklet.
  • naneli sakızın içinde acayip tatlı bir sıvı bulunurdu. sonra kayboldu ortalıktan. bir de bunu bakkallardan isterken baya zorlanırdık. anlamazlardı genelde. yine olsa yine çiğnesek cak cuk.
  • gayet iyi bilirim ki center fresh'in türkiye pazarına girişi 1990'da, metalik mavi ve metalik yeşil ambalajlarda bulunan iki modelle olmuştu: mavi, yeşile göre daha az can yakan naneli bir tada sahipti (ballı veya çilekli modellerse daha sonraki yılların pespayelikleridir).

    o vakte kadar yok turbodur, tipitiptir, pembodur, koladır... sadece bu iki boyutlu cikletlerden müteşekkil pazar için center fresh, dolgulu yapısıyla adeta bir devrim idi. hemen benimsemiştik.

    ta ki big babol'a kadar - o da 1992'de mi ne adım atmıştı türk vatanına.
  • çiğnerken hiçbir sakızda çıkmayan çok değişik bi vickk sesi çıkartır. kıvamı diğerlerinden biraz daha cıvık olduğundan belki, dişin arasından da kayar böyle. sonra çiğnedikçe sertleşir, fakat tadı bozulur.
    ömrü kısa bir sakızdır. azcık çiğneyip, ağzı tatlandırıp, nefesi tazeleyip hemen atmayı gerektirir.
  • aylardır bakkal bakkal dolaşıyorum da ağzından bal damlayan bu sakızı bulamıyorum.

    be hey kahraman bakkal amca, sen ki yıllardır çocukları sulu gözle ağlattın, şimdi de beni "yok center fresh artık gelmiyor" derken ağlatacaksın. sen bilir misin ki turbo cikletlerinden çıkan araba kağıtlarını kaç sene arşivledim ben? şimdi kalkmış vivident buz naneli sakızı satacaksın bana değil mi? aldanmam buna bakkal amca, aldanmam. bana içinden balını emdiğim sakızımı ver vereceksen. bak, gördün mü ne yaptın bana? yaşlar süzülüyor gözlerimden. bak, şu halime bir bak da utan. çevirme kafanı öte yana. büyük market zincirlerine sallıyordun demin satışlarımızı mahvetti diye? sensin bunun sorumlusu bakkal amcam. saçlarına ak düşmüş amcam benim. onlardan ne farkın kaldı şimdi bana first duo verirken center fresh'in yerine?

    çocukluk hayallerimi "artık gelmiyor" diye sallayan bakkal amcam. sana sesleniyorum duy sesimi. soğutma dolabında tuttuğun bayat peynire sadık olduğun kadar center fresh'ime sadık olamayan amcam benim. açık salam fetişistliğine devam edersin de niçin ballı sakızımı hor görürsün? peki sen ergen bakkal çırağı? sen de hatırlamazsın değil mi center fresh'i? karpuz aromalı cikletlere mahkum olmuş nesildensin sen de değil mi? bakma bana öyle sivilceli suratınla garip garip. kırarım, hırpalarım seni de.

    arkama bakmadan bir bakkaldan daha çıktım böylelikle. hayalkırıklığı içindeyim. ulan bir buldurun be ballı center fresh'imi !
  • pek sevgili arkadaşımın ice fresh dediği mükemmel sakızdır. ben de zaten tesadüfen öğrenmiştim böyle bi sakızın varolduğunu. maalesef kolay kolay bulunmuyor heryerde.
  • küçükken kuzenimin "sentır fişlet istiyorummmm!!!" diye cazırdadığı, kafamızın da içine ettiği, benim yeşillisini daha çok sevdiğim -tadı yanlış hatırlamıyorsam daha az acıydı, emin değilim- sonradan çıkan çileklisine de hasta olduğum, iki kuzen karşılıklı geçip cak cak çiğnediğimiz ve zavallı teyzemi deli ettiğimiz, boğaziçi üniversitesi'nde geçen yaz okullarıma eşlik eden, bir de bana bir çift yavru tekir kediyi hatırlatan (isimleri pilav ile köfte'ydi, bu iki kardeşten biri teyzemin elini cırmalamıştı, kuduz şüphesiyle de, anne kediyi bir tostla kandırarak, yavru kedileri 15 günlüğüne eve almıştık mecburen. :( ikisi de birbirine aşırı derecede benzediği için, hangisinin tırmaladığını anlayamamıştık. neyse ki 15 gün sonra geri götürdüğümüzde, anneleri reddetmemişti. şans işte..) bir sakız.. olayı nasıl da bağladım lan?? son günlerde herşey bana nostalji yaptırıyor, nedir bu hüzün, bu elem, anlamadım gitti a.q.?! alt tarafı sakız işte, artık ağzımdaki sigara ve alkol kokusunu gidermek için sakız çiğneyen, iğrenç bir pre-yetişkine döndüm sanırım. nefret ettim bir an kendimden.. olsa da çiğnesem şimdi ama.. *(bkz: dikkat bu entry gereksiz duygusallık içerir)
hesabın var mı? giriş yap