• emir kıvırcık tarafından dedesinin güncelerinden yola çıkılarak yazılmış kitap.
    (bkz: büyükelçi)
    (bkz: behiç erkin)

    şu çılgın türkler"'e rakip geldi... çanakkale ve gelibolu savaşlarında asker, mühimmat ve iaşe sevkıyatını demiryolları sayesinde sağlayan ve savaşın kazanılmasında önemli rol oynayan behiç bey'in, 61 yıl boyunca tuttuğu günlükler kitaplaştı. behiç bey'in torunu emir kıvırcık'ın kaleminden "cepheye giden yol" adlı kitap goa yayınları tarafından bu hafta yayımlandı. behiç bey'in günlükleri, 10. yıl marşı'nda bir dizenin mustafa kemal atatürk tarafından değiştirildiğini ortaya çıkarttı. mustafa kemal, "yurdun her tepesinde dumanlar tütüyor" mısrasını silerek, savaş sırasında asker, mühimmat ve iaşe sevkıyatını demiryolu sayesinde sağlayan behiç bey için "demirağlarla ördük anayurdu dört baştan" yazmış. atatürk, bu değişikliğin ardından behiç bey'e, "sizin emeğinizi tam olarak ifade etmiyordu değiştirdim" diyerek kararının gerekçesini anlatmış. kıvırcık, sabah'a, "bu kitap bir ilk, çünkü kurtuluş savaşı'nın, çanakkale harbinin lojistik mucizesi ilk defa kaleme alınıyor" dedi. kitapta behiç bey'in güncelerinin yanı sıra atatürk'ün behiç bey'e yazdığı mektuplar da var. cepheye giden yol, behiç bey'in 1897'den 1958'e kadar tuttuğu günlükleri ışığında yazıldı.

    61 yillik günce
    61 yıl boyunca 960 deftere günlüklerini yazan behiç bey'in günceleri halen ankara üniversitesi din ve inkılap tarihi müzesi'nde yer alıyor. 'çılgın türkler'de anlatılan kahramanlığı güncelerle yansıtan kitabın önsözünü ise 'çılgın türkler' kitabının yazarı turgut özakman yazdı.

    http://www.sabah.com.tr/…d4ee6becae598ce220cac.html

    http://www.cnnturk.com/….asp?pid=117&haberid=424962

    http://www.ideefixe.com/…p?sid=a4il7vf2rg1gtwqvr8ed
  • yazarın tanıtım amacıyla 3 adet sunum hazırladığı kitap.

    aşağıdaki adreslerden bu sunumlar izlenebiliyor.

    http://youtube.com/watch?v=qco7zhsxn54

    http://youtube.com/watch?v=ae-pyzt2hb8

    http://youtube.com/watch?v=q8iwpfhjljs
  • reyhan yıldız / cnn türk

    emir kıvırcık, behiç erkin'in günlüklerinden yola çıkarak yazdığı yeni kitabı ''cepheye giden yol''u, cnn türk'e anlattı.

    - ilk kitabınız büyükelçi dedeniz behiç erkin’in 2. dünya savaşı sırasındaki anılarından, paristeki büyükelçilik yıllarından kesitler sunuyordu.

    cepheye giden yol’da ise kurtuluş savaşı anıları var. bunları behiç bey’in günlüklerinden yola çıkarak yazdınız. dedenizin anılarından yola çıkarak kitap yazma fikri nasıl oluştu, bu kitapları neden siz yazmayı tercih ettiniz? günlükleri bir tarihçinin dikkatine de sunabilirdiniz.

    toplumumuzun yapısının son 20 senede çok bozulması, magazin ağırlıklı boş bir gençliğin yetişiyor olması, milli mücadele ruhunun günden güne yok olması cepheye giden yol kitabını, yani dedem behiç bey’in hayatını yazmaya yöneltti beni.

    hepimiz çok iyi biliriz ki, kurtuluş savaşı’nı kazanıp, esaretten bizi kurtaran ve türkiye cumhuriyeti’ni kurup bizlere emanet edenler, mustafa kemal atatürk ve silah arkadaşlarıdır. behiç bey işte o silah arkadaşlarından biri olmakla beraber, atatürk’ün en yakın arkadaşlarından biridir.

    vefat ettiğinde 24 kasım 1961 günü gazetelerin kendisi ile yazdığı yorum, behiç erkin’in kim olduğunu çok iyi açıklar:

    'mustafa kemal’in arkadaşlarından birisi daha öldü. inkılap hükümetinin ve atatürk’ün etrafındaki aydın ekibin kuvvetli bir icraat adamı olarak tanınmakta idi.'

    işte ben hem çanakkale harbi, hem kurtuluş savaşı, hem de türkiye cumhuriyeti’nin kurulup sağlam temeller üzerine oturtulup bizlere emanet edilmesinde dedemin emeğini ve payını türk gençliğinin öğrenmesini istedim.

    bugün artık azınlıkta bile olsalar, geçmişine, cumhuriyeti’ne, mustafa kemal atatürk ve silah arkadaşlarına, kısaca mili değerlerine sahip çıkmak isteyen gençler için yazdım cepheye giden yol kitabını. bu bahsettiğim sebepler yüzünden bunu bir kutsal görev, milli görev gibi hissettim hep ve tam 10 senemi verip hazırladım kitabı.

    - behiç bey’le mustafa kemal ne zaman ve nasıl tanışmışlar?

    1907 senesinde iii: ordu’ya tayini çıkınca mustafa kemal’in, ilk aynı sokakta yan yana komşu olmaları ve aynı orduda beraber emir-komuta zincirinde hizmet etmelerinden dolayı tanışıp kısa zamanda 1938 senesine kadar sürecek bir dostluk kurdular.

    - behiç erkin’in çanakkale savaşlarındaki rolü nedir?

    behiç bey’in çanakkale harbi’nin kazanılmasındaki emeğini ve payını en iyi anlatacak şey, gelibolu komutanı olan liman von sanderspaşa’nın alman imparatoru’na başvurarak behiç bey’e alman devletinin en yüksek mertebedeki nişanı olan birinci dereceden demir haç madalyası’nın verilmesidir. liman von sanders paşa verilme sebebini “çanakkale harbi’nin kazanılmasında büyük payı olan bu cephe sevkıyatlarının bu kadar düzenli yapmayı başaran komutan behiç bey’dir.” olarak açıklamıştır.

    - behiç bey osmanlı’da demiryollarını işleten ilk türk. cepheye giden yol sayesinde öğreniyoruz ki 1912 yılında demiryollarıyla ilgili bir de kitap yazmış. bu kitabın içeriği hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

    evet tercüme ettirip okudum. bu eserin aslı, şu anda ankara üniversitesi içinde yer alan inkılap tarihi müzesi’nde bulunmaktadır. kitabın türk insanı açısından önemi, askeri açıdan demiryolları ile ilgili bir türk tarafından yazılmış olan “ilk ve tek” kitap olmasıdır. bugünün insanın o günlerde demiryollarının ne demek olduğunu bilmesi için biraz tarih bilmesi lazım tabi.

    dönemin “en stratejik ve tek” ulaşım aracı ya da ordu için “tek” sevkıyat silahından bahsediyoruz. demiryolu demek o zamanlar: medeniyet, ulaşım, kültür, ticaret, refah seviyesinin artması, nakliye demek. askeri açıdan iyi işletilirse bir savaşın kazanılması ya da kaybedilmesindeki en önemli 2 unsurdan biri demek.

    işte böyle bir dönemde behiç bey tam 4 tane demiryolu teknolojisine sahip ülkenin, yani fransa, ingiltere, almanya ve rusya demiryollarını inceleyen ve osmanlı demiryolları ile mukayese eden, özellikle bizde yapılan yanlışlıkları tek tek tespit eden bir eser vücuda getiriyor. çözümünü ortaya koyuyor. cepheye giden yol kitabının bir bölümü tamamen dedemin bu eseri ile ilgilidir ve adeta bir tarih dersi gibidir.

    “`demiryolunun askerlik açısından tarihi, kullanımı ve teşkilatı`” isimli bu eser çanakkale harbi ve kurtuluş savaşımızın lojistiklerinin başarı ile behiç bey tarafından gerçekleştirilmesinin temel taşıdır. yani tarihimizdeki o başarıların tesadüfi olmadığı, behiç bey’in bilgi, tecrübe sahibi olmasının bir eseri olduğunun kanıtıdır.

    - behiç bey selanik birleştirme hattı muhafız kuvvetleri müfettişi olarak
    “demiryolları işletmesinde gayrimüslümler değil türk memurlar kullanılmalıdır ve işletme lisanı fransız dili yerine türk dili olmalıdır” şeklinde sıradışı bir rapora imza atıyor. bu raporun tarihi tam olarak kaçtır?

    1906 senesi.

    - behiç bey cepheye asker taşırken o askerlerin % 80’inin şehit düşeceğini biliyordu. günlüklerinde bu çelişkinin doğurduğu ruh halini anlatan bölümlere rastladınız mı?

    vatan savunması için gerekeni, yüreği kan ağlayarak ama tavizsiz yapmaya çalıştığı bir çok yerde hissediliyor.

    - kitapta mustafa kemal’in cemal paşa’yı düelloya davet ettiği hatta cemal paşa’nın düelloya hazırlık yaptığı behiç bey’in eşinin tanıklığına dayanılarak anlatılıyor. bu düello gerçekleşmiş mi?

    fethi okyar devreye girerek mustafa kemal ile cemal paşa’yı pera palas’ta bir araya getirip meseleyi düello olmadan çözmüştür.

    - kitapta behiç bey’in ismet paşa ile gizli çekişmelerine de yer veriyorsunuz. mesela behiç bey’in emrindeki bir daktilo ismet paşa’nın emriyle kendi karargahına taşınıyor. bu daktilonun halide edip (adıvar) hanım’ın kullanılması için ismet paşa’nın karargahına taşındığı iddiası da dedenizin günlüklerinde mi yer alıyordu?

    evet günlüklerde aynen böyle yazıyor.

    - kitabı hazırlarken cemal kutay’ın dışında görüştüğünüz tarihçi ya da dönemin tanığı oldu mu?

    dönemi bilen bir çok kişi ile görüştüm ama, dönemin tanığı olarak hayatta kalan bir tek cemal kutay’dı. kendisi ile, toprağı bol olsun, allah rahmet eylesin, bir çok defa görüşme fırsatım oldu.

    genelde ondan birkaç kere üst üste randevu almak pek mümkün olmadığı halde, konu behiç bey olduğu için ve kendisinin şahsen dedemi tanıma ve atatürk ile behiç bey’i de beraber görme fırsatı olduğundan, bana çok toleranslı davrandı.

    - kitapta büyük taarruz başladığında ankara hükümetinden behiç bey’e gelen telgraf, atatürk'ün behiç bey'e, behiç bey’in atatürk’e yazdığı mektuplar, bazı fotoğraflar vs... de yer alıyor. bunları nerelerden temin ettiniz, hangi kurumlarda araştırmalar yaptınız?

    hangi kurumda araştırma yapmadınız demek daha doğru olur. ama özellikle ankara üniversitesi içindeki inkılap tarihi müzesi ( ki dedem mustafa kemal başta olmak üzere dönemin tüm bilinen şahsiyetlerinin ona yazdığı mektup ve telgrafların orijinali başta olmak üzere tam 39.000 doküman bağışlamıştır bu müzeye), türkiye cumhuriyeti devlet demiryolları ve türkiye büyük millet meclisi arşivlerini saymak gerekir.

    - cepheye giden yol, behiç bey'in 1897'den 1958'e kadar tuttuğu günlükleri ışığında yazıldı. 61 yıl boyunca yazılan 960defterden sözediyoruz. günlüklerin tamamını okudunuz mu? günlüklerde sizi en çok etkileyen ne oldu?

    tamamını okudum. o sebepten dolayı bu kitabın hazırlanması 10 yıla yakın bir zaman aldı zaten. beni en çok etkileyen dedemin mütevaziliği ve hiçbir egosunun olmayışıdır. ama zaten bütün hayatı boyunca çok tevazu sahibi biri olarak tanınmıştır.

    - bu günlüklerin bir kısmının osmanlıca yazılmış olması gerekir. bunları nasıl okudunuz?

    tercümanlar sayesinde.

    günlükleri osmanlıca’dan tercüme ederek ve sadeleştirerek de yayınlayabilirdiniz. şimdilerde yapı kredi yayınları kazım karabekir’in 1906-1948 yılları arasında, ölümüne dek tuttuğu günlükleri bu şekilde yayınlamaya hazırlanıyor. siz neden farklı bir yöntem izlemeyi tercih ettiniz?

    zaten inkılap tarihi müzesi’nin böyle bir çalışması var. ama 960 defterin toplamı on binlerce sayfaya tekabül ediyor. sizce kaç kişi okur? hele bugünlerde. işte bu yüzden ben bu on binlerce sayfayı sadece 368 sayfada özetlemeye çalıştım.

    - bu günlükler bugün nerede, dileyen tarihçinin bunlardan yararlanma imkanı var mı, (eğer varsa) bugüne kadar bu günlükleri inceleyen bir tarihçi oldu mu?

    ankara üniversitesi, dil tarih coğrafya fakültesi içindeki inkılap tarihi müzesi’nde hepsi.

    - önsözü yazması için turgut özakman’ı seçmenizin nedeni dedenizin özakman’ın kitabında anlattığı ‘çılgın türk’lerden biri olması mı?

    hayır sebep bu değil. sayın turgut özakman’ın benim nezdimde kim olduğunu ya da neyi temsil ettiğini anlatarak bu sorunuza cevap verebilirim. özakman’ı herkes “şu çılgın türkler” kitabı ile tanısa da, benim gibi milli değerlerine sahip çıkan, bilinçli türk insanı kendisini “`vahdettin mustafa kemal ve milli mücadele, yalanlar, yanlışlar, yutturmacalar`”, “atatürk, kurtuluş savaşı ve cumhuriyet kronolojisi” ve “19 mayıs 1999 atatürk yeniden samsun’da” gibi kitaplarından çok iyi tanımakta idi.

    kendisi benim gözümde milli mücadele ruhuna sahip çıkarak, toplumumuzun her geçen gün bu konuda daha cahilleşmesine ve hatta bazı art niyetli güçlerin bu değerlerimizi bilinçli ya da bilinçsiz, unutturmaya çalışması, gerçekleri saptırmaya çalışmasına karşı savaşan bir ulusal kahramandır.

    bırakın sayınturgut özakman gibi bir çok paha biçilmez bir çok esere imza atmayı, her kim ki aynı doğrultuda tek bir eser dahi vücuda getirse, bu vatana, bu millete ve daha da önemlisi bugünlerimizi bizlere emanet edenlere karşı büyük bir hizmet yapmış sayarım.

    - üzerinde çalıştığınız yeni bir kitap var mı?

    büyükelçi ve cepheye giden yol kitapları tam 10 yılımı aldı. herkesin bilmesini isterim ki bu iki kitap da roman değildir. birebir gerçeğin ta kendisidir. üzerinde çalıştığım çok önemli bir projem var, ama tamamlamak vakit alacak.

    kaynak: http://www.cnnturk.com/….asp?pid=117&haberid=424962
  • behiç bey, 5 haziran 1918 günü mustafa kemal’den bir mektup alır.
    “5 haziran 1918
    aziz kardeşim behiç bey,
    nefis cigaralarınızı içerek iyi bir sıhhatle viyana’ya vardım. ancak bagaja teslim ettiğim üç parça eşyam, ki bütün eşyam buydu, bize refakat etmedi. bir ihtimal eşyalar seyahati berlin’e kadar uzattı, bir ihtimal de başka bir istasyonda indi. kısaca kayboldu. pek çıplak ve fena halde kaldım. askeri ataşe feyzi bey koli numaralarını ve ismimi belirterek telgrafla araştırıyor, fakat henüz bir haber yok. fevkalade can sıkıcı bir hal değil mi? dört gündür viyana yakınında cottage sanatoryumu’nda yatıyorum. beni bir mütehassıs profesör tedavi ediyor. burada en az üç hafta kaldıktan sonra hamamlarından birinde tedavi olmak lazım imiş.
    gözlerinizden öperim. boş zamanınızda sıhhat ve afiyetinizden haberdar ederseniz müteşekkir olurum kardeşim.
    m. kemal”
  • kurtuluş savaşımızı behiç erkin merkezli anlatan, hayırlı torun emir kıvırcık tarafından hazırlanmış kitap. behiç erkin'in o süreçte yaşadığı irili ufaklı o kadar çok sorun var ki, onun yerinde başka biri olsaydı çok büyük bir ihtimalle kurtuluş savaşı'nın kaderi değişirdi. zira kitapta da birçok kez bahsedildiği üzere bir savaşın gidişatını etkileyen en önemli etkenlerden biri lojistiktir, ve behiç erkin sayesinde demiryolları olabilecek en iyi şekilde işletilmiştir. öte yandan, behiç erkin'le ilgili olarak benim dikkatimi çeken başka bir şey de, bütün bu zorlukları yaşarken efendiliğini hiçbir zaman elden bırakmamış olmasıdır. anlaşılıyor ki şu anki politikacıların kendilerinden onlarca yıl önce yaşamış olan devlet adamlarından öğrenmesi gereken çok şey var. son olarak, kurtuluş filminin beşinci bölümü olan sonun başlangıcı'nda behiç erkin ile atatürk arasında geçen yaklaşık bir buçuk dakikalık bir sahne var. elinde videosu olmayanlar şu adresten de izleyebilir:

    http://www.youtube.com/watch?v=bm8pla6lkvi

    ilgili sahne bu videoda 4:50-6:10 dakikaları arasında ve bence kitaptaki en anlamlı konuşma burada geçiyor.
  • günün birinde bir amerikalı ankaraya behic beye ziyarete geldi ve su teklifte bulundu:demiryolu insaatindan vazgecin ,mustereken karayolu yapalim ve motorlu nakil vasitalari ile(otobus ve kamyon)yolcu ve esya nakledelim dedi.
    behic bey amerikaliya sordu
    -bu karayolu malzemesi ziften yapilma degil mi?
    -evet dedi amerikali
    -bu zift de petrolden elde edilir degil mi? diye sordu behic bey
    -evet dedi amerikali
    -peki bu karayolu uzerinde isleyecek vasitalar mazot yada benzin kullanacak degil mi?
    evet dedi amerikali
    -bu petrol bizde var midir?
    -korkarim ki hayir dedi amerikali
    -bu memleket komuru oldugu halde kullanamamis,agac keserek odunla trenlerini isleterek askerlerini dusmanin karsisina guclukle dikip ozgurlugunu kazanmistir.bizi bu petrole bu kadar muhtac hale getirirseniz kimbilir vatani bir daha mudefaa etmek gerekir ise ne muskul durumda kaliriz. bu zorluklari tecrube etmis olmam vesilesi ile,milli menfaatler adina, ulkenin her yerini karayolu yapmak dusuncesini sakincali bulurum. dedi behic bey

    amerikali girisiminden bir sonuc alamadi.

    kaynak:cepheye giden yol sayfa 345,346
  • demiryollarımız behiç erkin'in gayretleri sonucu devleştirilmiş ve tcdd kimliği adı altında hizmet vermeye başlamıştır.
hesabın var mı? giriş yap