*

  • bu kitap, ilk kitabın senaryosunun devamından oluşmamaktadır. aldous huxley'nin yarattığı dünya üzerine denemelerine yer verir.
  • cesur yeni dünyayi ziyaretolarak türkçelestirilmis, ilginç kitap.
    kitapta cesur yeni dünya'nin ne kadar olanakli oldugunu, ve cesur yeni dünya'nin adeta bir analizini sunuyor aldous huxley abimiz.
    okunmasi farz kitaplar arasinda...
  • aşırı nufus üzerine soylemleri ile okura yeni bir bakıs acısı kazandırabiliren güzel kitap
  • --- spoiler ---

    bireyler, son yılların teknolojik ilerlemelerinden nasıl etkilenmiştir? işte bu soruya bir filozof-psikiyatr, dr. erich fromm tarafından verilen yanıt:

    "bugünkü batı toplumumuz, maddi, entelektüel ve politik ilerlemesine rağmen, gitgide zihin sağlığından uzaklaşıyor ve bireydeki iç güvenliği, mutluluğu, aklı ve sevme kapasitesini baltalamaya yöneliyor; bireyi, insanlık başarısızlığının bedelini, gitgide artan zihinsel hastalıkla, iş ve sözde hazza yönelik delice bir dürtünün altına gizlenmiş umutsuzlukla ödeyen bir otomata çevirmeye yöneliyor."

    bizim "gitgide artan zihinsel hastalığımız" nevrotik belirtilerle kendisini ifade edebilir. bu belirtiler açık ve çok ıstırap vericidir. ama "zihinsel hijyeni" diyor dr. fromm, "belirtilerin önlenmesi olarak tanımlama konusunda dikkatli olalım. bu belirtiler bizim düşmanımız değil, dostumuzdur; belirtilerin olduğu yerde çatışma vardır, çatışma da her zaman bütünleşme ve mutluluk için mücadele eden hayat güçlerinin hala savaştığını gösterir." zihinsel rahatsızlığın gerçekten en umutsuz kurbanları, en normal görünenler arasında bulunacaktır. "onların çoğu normaldir, çünkü varoluş kipimize o kadar iyi uymuşlar, çünkü hayatlarının o kadar erken bir döneminde insancıl sesleri susturulmuştur ki, nevrotikler gibi mücadele etmez, acı çekmez, belirti bile geliştirmezler." sözcüğün mutlak denilebilecek anlamında normal değiller; ancak derinden derine anormal bir toplumla ilişkileri içinde, normaller. bu anormal topluma kusursuz uyumları, zihinsel hastalıklarının bir ölçüsüdür. eğer tam olarak insan olsaydılar, uyum göstermemeleri beklenecek olan bir toplumda, tasasız yaşayan bu milyonlarca anormal biçimde normal insan, hala "bireysellik yanılsaması"nı beslemekte, ama aslında çok büyük bir ölçüde bireysellikleri ellerinden alınmış durumdalar. uyumlulukları gitgide bir tekbiçimliliğe dönüşüyor. ama "tekbiçimlilik e özgürlük uyuşmaz. tekbiçimlilikle zihinsel sağlık da uyuşmaz... insan bir otomat olmak için yaratılmamıştır, bir otomat olursa, zihinsel sağlığın temeli de mahvolur."

    cesur yeni dünyayı ziyaret, aşırı örgütlenme, aldous huxley

    --- spoiler ---
  • aşırı nüfus, aşırı örgütlenme, diktatörlerin propaganda için kullandıkları kimyasal ikna, bilinçaltı ikna, hypnopedia, satış sanatları gibi tekniklerin gerçek dünyada geldiği nokta ve cesur yeni dünya'daki kullanımlarının karşılaştırmasını yapmıştır huxley denemelerinde.

    sonunda özgürlüğün önündeki engellerin nasıl aşılabileceğine dair önerileri vardır lakin bunların olacağına kendi de pek ikna olmuş değildir. özgürlük için eğitim der, ama bu eğitimin birçoğunun işine gelmeyeceği için pek gündeme getirilmeyeceğinin de farkındadır.

    zaman zaman özgür olmak adına (bana pek insani gelmeyen) bakış açısı rahatsız etse de akla uygun olduğunu inkar etmek pek mümkün değil açıkçası.
  • içimden bir his kitabın ithaki bilimkurgu klasikleri serisinde tekrardan basılacağını söylüyor. olursa editlerim.
  • türkçe çevirisini basan yayınevi iç kapağa izni olmadan alıntı yapılamayacağını not düşse de günümüzdeki dünya düzeni ve özellikle bazı ülkeleri hakkında; insanların aşırı çoğalmasının, "doğayı katlediyoruz" zevzekliğine bulanmış romantizme hiç kaçmadan, toplum ortalamasını aşağı çekici yönü üzerinde; aşırı organizasyonun (bunu ancak ölçek ekonomisi ile mümkün olacak derecede verimlilik artışı olarak düşünmek lazım) piyasaya etkisine dair on yıllar öncesinden bugüne ışık tutan ve yer yer 1984 ile brave new world kıyaslaması yaparken huxley'in temellendirilmiş merdümgirizliğini yansıtan kitap.

    insanların aşırı artışı ve ortalamanın normalde seçilime uğrayacak bireylerce aşağı çekilmesi konuları sözlük gibi, duyar kasıp ayna karşısında kendi yanaklarını sıkarak "bugün ne güzel hümanist oldum, yarın da insanların doğayı katletmeleri üzerine duyar kasarım" düşüncesine büründüğünü düşündürten bireyleri içeren bir ortamda gereksiz tartışma olacak olsa da liberalizm konusundaki görüşlerinin altını çizip ingilizce metninden alıntılayıp not düşmemek elde değil.

    liberalism flourishes in an atmosphere of prosperity and declines as declining prosperity makes it necessary for the government to intervene ever more frequently and drastically in the affairs of its subjects. over-population and over-organization are two condi-tions which, as ı have already pointed out, deprive a society of a fair chance of making democratic institu-tions work effectively

    liberalizm, refah atmosferinde sağlıklı bir şekilde varlık gösterip gelişirken; gerileyen refah, iktidarların yönettiklerinin işlerine giderek artan sıklık ve derinlikte müdahale etmelerini gerektirdiğinden, ortamında geriler. aşırı nüfus artışı ve aşırı organizasyon, daha önceden de bahsettiğim gibi, bir toplumu demokratik kurumların efektif çalışmasını temin etme konusunda adil hakkından alıkoyan iki koşuldur.
  • huxley, bu kitapta 1931 yılında yazdığı new brave world romanında geleceğe dair çizdiği dünya portresindeki beklentilerinden ya da tahminlerinden nelerin gerçekleşip gerçekleşmediğini anlatıyor. ve öz eleştiri de yaparak neyi eksik yazdığını, düşünemediğini de belirtiyor.

    bana kalırsa, bu kitabı new brave world'ün bir rehberi olarak da okuyabilirsiniz. hatta tavsiyem şu ki iki kitabı new brave world'ü önde götürecek şekilde takip edebilirisiniz. mesela 100-150 sayfa okuduktan sonra, revisited'dan 1-2 bölüm okumak gibi.

    huxley ayrıca 1984* ve new brave world dünyasının farklılıklarından da yer yer bahsediyor. ikisi arasındaki en net farkı da şöyle açıklıyor; "1984 püriten ahlaktan da beter bir cinsel ahlağa sahip, new brave world ise cinselliğin tamamen serbest ve istendiği gibi yaşandığı bir dünya ortaya koyuyor. "

    aslında iki kitabın en net ayırıcılığı bu nokta. 1984 çok daha katı ve diktanın çok net biçimde ortada olduğu bir dünya tasvir ediyor. new brave world ise daha çok kontrolcü ve örtülü bir dikta ortaya koyuyor. bu kontrolcülük, manipülasyonlarla, eğitimle, bilimle, teknolojiyle bilinç altına uygulanan bir yönetim.

    kitap bunlar dışında, büyüyen şehirlerden, şehirlerin kalabalığı içinde anonimleşmiş değersiz hayatlar yaşayan insanlardan, bireyselleşmenin öneminden, görünürde olan özgürlük kavramından vs. bahsediyor. yer yer bilime dair özellikle ilaç sektörüyle ilgili çok teknik kelimeler var dolayısıyla dikkat kaybı yaşatıyor ama güzel kitap. huxley çok farklı bir kafaya sahip, inanılmaz bir entelektüel cidden.

    edit: ve benim açımdan şöyle çok güzel bir şey oldu; daha önce john stuart mill‘in on liberty kitabını okumuştum ve bununla ilgili bir entry girip, bir bölümün new brave world’ü hatırlattığını yazmıştım. revisited’i okurken huxley özgürlük üzerine yazdığı bir yerde mill’den bahsediyordu.*
  • cesur yeni dünya kitabını okuduktan sonra bu kitabı da okumak pekiştirici bir etki yapıyor.
    cesur yeni dünyada çizilen dünyanın olabilirliği üzerine güzel denemeler var.
hesabın var mı? giriş yap