• kehanete göre lordran'daki uyanış çanlarını çalarak ateş çağını bitirecek kahraman undead. aynı zamanda dark souls'da ana karakter.

    edit: bunu da biraz detaylandırmak lazım. şimdi seçilmiş undead falan deniyor sürekli bu elemana. ama aslında ortada belli seçilmiş bi chosen undead yok. daha doğrusu kehanet/kader stayla seçilmiş bi chosen undead yok. seçilme var, ama bu biraz daha doğal seçilim stayla işliyor. azcık aklı başında bütün undead'leri lordrana atıyolar, eninde sonunda biri chosen undead çıkar heralde deyip elde patlamış mısır izliyolar.

    peki onca undead'i lordrana niye atıyolar? bi teoriye göre kingseeker frampt ve tayfası gwyn'den sonra en güçlü ruhu bulmak için bütün potansiyel hayvan undead'leri deniyor. kişinin ruhu ne kadar güçlüyse o kadar uzun süre yanıyor, dolayısıyla ateş çağını en uzun süre uzatmak için en güçlü ruhu yakmak lazım. frampt ve tayfası da bu en güçlü ruhu bulmak için ortaya bir kehanet atıyor ve undead taşıyorlar lordrana.

    ikinci bir teoriyse (ki benim en beğendiğim teori budur) velka'nın (goddess of sin) tanrıları (muhtemelen insanlarını terkettiklerinden ve ya insanların çağı olduğu söylenen dark age'in gelmesini engellemeye çalıştıklarından dolayı) cezalandırmak için potansiyel chosen undead'leri lordrana attığı. kargalar malumunuz velka'nın hayvanları, undead asylum'dan dev bir karga vasıtasıyla taşınmamız da bu teoriyi destekliyor. ceza oluşu da şöyle: düşünsenize bi tane düşmanınız var, siz bu düşmanı her öldürdüğünüzde daha güçlü daha akıllı daha dikkatli olarak geri dönüyor, sizi öldürene kadar da kesinlikle ama kesinlikle yılmıyor. her seferinde yine elinde çükü "o göt sikilecek arkadaş!" diye bağıra koşturuyor size doğru. tanrıymışsınız ilk ateşten lord soul bulup ölümsüz ederhaların amına koymuşsunuz bu adamın sikinde bile değil. 1000 kez de öldürseniz bu adam 1001. kez tekrar gelecek. siz ölene kadar.

    ayrıca (bkz: hollow)
  • not: eğer sadece "sokaktaki undead ile 'chosen undead' arasındaki fark ne?" diye soruyorsanız son paragrafa gidin.

    not 2: başlıklar ekledim. belki zamandan tasaruf edersiniz

    /////

    dark souls ile hiç alakası olmayan birinin anlayabileceği şekilde anlatmaya özen göstereceğim, buyrun.

    chosen undead'in ne olduğunu anlamak demek, dark souls evreninde "insan"ın ne olduğunu anlamaktan geçiyor. bunun içinde aşağı yukarı tüm hikayeyi bilmek gerekiyor.

    dark souls evreninin hikayesini 3-4 saattir araştırıyorum. (edit: bu yazı bittiğinde 10 saati geçmişti) ds1'i oynamadım, ds2'nin yüzde 40'ını oynadım (bitiremedim, pc ölmüştü eskiden), ds3'te de şu an final bölümünden önceki yerdeyim.

    eğer doğru anladıysam "chosen undead" (seçilmiş ölümsüz, dark souls boyunca oynattığımız karakter) furtive pygmy'nin soyundan gelen bir insandır. (sinsi pygmy- ilk ateşin yanında yeniden "doğan" ilk insan. ilk ateşin hikayesi teorilere göre demon's souls'a dayanıyor.

    //////
    -demon's souls hikayesi-
    ///////

    dünya tanrı tarafından yaratıldıktan sonra insanları ve diğer ırkları yaratıyor. (diğer ırkların var olup olmadığı belirsiz, fakat ben var sayacağım.)

    insanlık geliştikçe tanrı insanların fazla geliştiğine kanaat ederek "old one" adlı demon/şeytan'ı dünyaya indiriyor. old one'ı önce "monumental" ('kadim' kişiler diye çevirebiliriz) adlı yarı ölümsüz kişiler bastırıp mühürlüyorlar. uzun zaman sonra (bin yıllar olabilir) insanlardan bir kral daha çok güç elde edeyim derken bu mührü kırıyor ve old one'ı yeniden dünyaya salıyor.

    problem şu ki, insanlar eskiden ruh sanatlarında uzmanmış, bu şekilde old one'ı bastırmışlar. old one'ın da bu gelişmişlikten geldiğini bilen insanlar mühürlemeden sonra ruh sanatlarını yasaklamış ve tanrının öfkesini bu şekilde dindireceklerini düşünmüşler. old one ikinci kere dünyaya gelince ruh sanatlarından bir haber olan insanlar old one karşısında ezilmiş. old one'ın askerleri ve ruhunun bir parçası olan demon'lar (şeytanlar) insanları (ve muhtemelen diğer ırkları) öldürüp ruhlarını kolaylıkla çalmışlar ve daha da güçlenmişler.

    ilk demon's souls oyunu old one'ı alt etmekle alakalı yani. demon's souls'ta biri iyi biri kötü iki tane son var, kötü son da old one dünyadaki tüm ruhları emiyor ve dünyadaki canlılık sona eriyor.
    dark souls 1 kötü sonun gerçekleştiğini varsayarak başlıyor.

    //////
    -demon's souls hikayesi sonu, dark souls 1 intro hikayesi başı-
    //////

    canlılığın bittiği dünyada yarı element yarı canlı oldukları için bir nevi "hayatta kalan" ejderhalar hüküm sürüyor. bu dünya old one'dan kalan gri sisle dolu olarak tabir ediliyor. bir zaman sonra birden "ilk ateş" ortaya çıkıyor. resmi olarak söylenmese de bu ateşin old one'ın ruhu olduğu düşünülüyor.
    ilk ateşten önce dünyada hareket eden iki şey vardı; ejderhalar ve old one tarafından ruhları ellerinden alınmış başıboş gezen hollow'lar (tr.: boş kabuk.) hollowlar akılsız, sadece hareket eden vücutlardır, souls oyunlarında her zaman düşmanınız olurlar.
    ilk ateşten ruh alan çevredeki hollowlar yeniden canlandılar. aldıkları ruhlara göre yeni ırklar ve özellikler doğdu; 4 tane ruh vardı ki çok özel veya güçlüydü: bunlara "lord ruhu" denildi.

    ve işte furtive (sinsi) pygmy, insanların atası, ateşten ruh alarak hollow iken yeniden insan olan ilk kişi. aldığı ruh ise bu 4 lord ruhundan biri olan, "dark soul" (karanlık ruh). serinin adı buradan geliyor.

    furtive pygmy diğer 3 lord'un aksine saklanıyor ve elindeki dark soul'u parçalayarak diğer hollow'lara dağıtıyor. böylece yeni insanlar oluşturuyor.

    ///////
    -çeşitli tanımlar, undead kavramı-
    ///////

    dark soul'un başlıca özelliği irade ve duygulara bağlı olarak gücünün değişebilmesi. bu sayede dark soul'un ufak bir kırıntısına sahip bir varlık teoride çok güçlü olabilir. (ya da güçsüz. insanların durumu malum seride. en güçsüz ırk.)

    (dark soul'un özellikleri maalesef tam açıklanmamış hiçbir yerde. zaten chosen undead'in bu kadar kafa karıştırmasının sebeplerinden biri de bu. chosen undead'in ne olduğunu anlamak demek, dark souls evreninde "insan"ın ne olduğunu anlamaktan geçiyor. dark soul gibi şeyler de hiç yardımcı olmuyor. :) )

    undead'ler, adı üzerinde ölemeyen canlılar. neden ortaya çıktı bilinmiyor.

    birinci teoriye göre undead olmak zaten insanlığın temel bir özelliği.(dikkat, dark soul'un değil, insanlığın özelliği. çünkü insandan başka ırkların da undead olduğu biliniyor.) bu teori insanların asıl kaynağının ateş olmadığını, "abyss" adlı karanlık bir yer olduğunu savunuyor. ateş, abyss'ten gelen öz ile birleşerek insanı oluşturuyor.

    ikinci teoriye göre lord gwyn ilk ateşin dengesini bozuyor, bu yüzden her yerde undead'ler ortaya çıkıyor (aşağıda anlatıldı).

    sadece undead olan insanlarda bulunan dark sign (karanlık işaret), ayrıca kafaları karıştıran bir mesele. dark sign'ın oluşma sebebi, 4 lord'tan biri olan gwyn'in, insanların sahip olduğu dark soul'dan korkması. (aşağıda anlatıldı. hepsi birbiriyle bağlantılı, hikayeye devam.)

    //////
    -kavramların sonu-hikayeye devam
    /////

    dark soul hariç kalan 3 ruhu aşağıdakiler alıyor:
    - gywn: ışık ruhunu alıp god ırkını oluşturuyor, (god burada sadece ırk ismi)

    - ızalith: yaşamın ruhunu alıp cadı ırkını oluşturuyor, ve

    -nito: ölümün ruhunu alıyor, tek bir canlı. ırkı yok.

    bu 3'lü bir ordu kurup old one'dan sonra dünyada hüküm süren ejderhaları yok ediyorlar. yeni, herkesin mutlu olduğu bir çağ başlıyor. bu çağa "age of fire" (ateşin çağı) deniliyor.

    fakat zaman içinde ateşin gücü sönmeye başlıyor. (old one'daki ruhların da bir sınırı olsa gerek.)

    gwyn'de yukarıdaki birinci teoriye göre insanlara savaş açıyor. çünkü bir kehanete göre ateş sönecek ve insanların çağı olan age of dark (karanlık çağ) gelecekti. gwyn, bunu önlemek istiyor.

    insanlar savaşı kaybediyor.

    birinci teoriye göre gwyn zaten ölümsüz olan insanlara ateşi kullanarak bir pranga vuruyor; onları ölümlü yapıyor. ölümlü olan insanlar zamanla gwyn ile yapılan savaşı unutuyorlar, hem gwyn'e hizmet ediyorlar, hem de "age of dark tehdidi" azalıyor.

    ateşin gücü azalınca ise insanlar asıl undead benliklerine geri dönmeye başlıyorlar. bu, asıl benlikleri hakkındaki her şeyi unutan insanlar arasında lanet olarak görülüyor ve undead olan insanlar hapsediliyor.)

    ikinci teoriye göre ise gwyn insanların ruhunu ateşe bağlayarak, ateşi harlamak için kullanıyor.
    insanlar çeşitli yerlerde hapsedilip ateşe atılıyorlar. yeniden doğduklarında da ateşe atılmak üzere yine hapse atılıyorlar.
    bu dünyanın dengesini bozuyor ve her yerde undead'lerin ortaya çıkmasına yol açıyor. (dark souls 1, bizim bu hapishanelerden birinden kurtulmamızla başlıyor.)

    her iki teoriye göre de gwyn, insanlara dark sign adlı bir işaret yerleştiriyor. bu işarete sahip olanların ruhu ateşi besleyebiliyor. bizim oyunda insan olarak bonfire yakabilmemizin sebebi bu. bu paragraf canon hikaye.

    her şekilde, gwyn'in çabaları ateşi diriltmeye yetmiyor, gwyn'de kendini age of fire'ın devam etmesi için feda ediyor. ruhunun birazını 3-4 çocuğu arasında paylaştırıyor ve kalan ruhunu en sadık adamlarıyla birlikte ateşe veriyor. bu sayede ateş tekrar canlanıyor ve kehanetteki insanlığın çağı olan age of dark'ın gelişini erteliyor.

    gwyn'in kazandığı zaman içinde, yaşamın ruhunun sahibi ızalith cadısı, ateşin sönmeyecek bir kopyasını yapmak istiyor. başarıyor da, fakat kontrol edemiyor. bu ateş "kaos ateşi" olarak geçiyor ve tüm cadıları şeytana çeviriyor. bu ırk da hollow'lar gibi bilinçsiz. (ben dark souls 3 oynarken olayın geçtiği yerin adı "profaned flame" yani "küfür alevi" idi.)

    //////
    -"chosen" undead-
    //////

    ve geldik "chosen" olayına. gwyn'in gwyndolin adlı kızı tüm bu olanlardan sonra bir kehanette bulunuyor: "bir 'seçilmiş ölümsüz' gelecek ve ateşi yeniden canlandıracak." bu kehanet yüzünden birçok undead ateşi yeniden canlandırmaya çalışıyor. fakat okuduklarıma göre gwyndolin bu kehaneti uydurmuş. babası gwyn'in ruhunun bir parçasını alan gwyndolin, ateşi canlandırmak için sıranın bir gün kendisine geleceğini düşünüyormuş. kendisini kurtarmak için en garantiye oynamış: ölmeyenlere. neden ölmeyenler? çünkü yol çok zorlu, ölüm kesin. ruhun ateşi canlandıracak kadar güçlü olması için, lordlardan daha güçlü olması gerekiyor...
    anlayacağınız biz sıradan bir undead'iz, kimsenin bizi seçtiği yok. maalesef.
hesabın var mı? giriş yap