*

  • orijinal başlığı a l'ombre des jeunes fılles en fleurs olan eser.
  • en güzel kitap isimleri yarışmasında -ki böyle bir yarışma yok - mutlak favorim.
  • "aşk, yanılmaz bir teknikle, nöbetleşe olarak sevmemenin de, sevilmenin de artık mümkün olmadığı çarkı bizim için çalıştırır."

    (bkz: a l'ombre des jeunes filles en fleurs/@ibisile)
    (bkz: albertine simonet/@ibisile)
    (bkz: la captive/@ibisile)
  • ' nasıl ki en büyük yürek tecrübesine sahip olan rahipler, kendi işlemedikleri günahları en kolay affedebilen kişilerse,en büyük zeka tecrübesine sahip dahi de, kendi eserlerinin temelini oluşturan fikirlere en zıt düşünceleri en kolay anlayabilen kişidir. '

    sanırım en iyi yazarlar derinlerde bildiğimiz ama dile dökemediğimiz için hiçbir zaman tam olarak anlamlandıramıdığımız duygu düşüncelerin altında yatan sebepleri çekip çıkarıranlar oluyor.
  • internetteki yapı kredi baskısının tükenmiş olduğu görülen eser. serinin diğer kitapları duruyor. bir biter anlarım da neden iki?
  • 1919'da goncourt ödülünü alan marcel proust eseri.

    "insan bir kişiden hoşlanabilir. ama aşkı hazırlayan o hüznün, o telafi edilmezlik duygusunun, o iç daralmalarının ortaya dökülmesi için, bir imkansızlık ihtimali gereklidir."
  • romandan pasajlar:

    "zevk de fotoğraf gibidir. sevdiğimiz insanın yanında alınan, negatif bir klişedir sadece; bunu daha sonra, evimize döndüğümüzde, insanlarla görüştüğümüz sürece kapısı kapalı olan içimizdeki karanlık odaya girebildiğimizde banyo ederiz."

    "şüphesiz aşk denilen olgunun bütünüyle öznel yapısını ve aşkın fazladan bir kişi, bu dünyada aynı ismi taşıyan kişiden ayrı, özelliklerinin çoğunu bizden almış bir kişi yaratmak anlamına geldiğini çok az insan kavramıştır."

    "mutluluk, aşkta anormal bir durumdur; görünürde çok basit, her an ortaya çıkabilecek bir aksaklığa bu aksaklığın kendi başına içermediği bir ağırlık yükleyiverir."

    "sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki, bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır, onda kendisini durduran, başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur; işte karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür; bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebiyse, kendimizden çıktığını farketmeyişimizdir."

    "özlem de arzu gibi kendini çözümlemeye değil, tatmin etmeye çalışır; insan sevmeye başladığı zaman vaktini aşkının ne olduğunu öğrenmeye değil, ertesi günkü randevu imkanlarını hazırlamaya harcar. vazgeçtiğinde de kederini tanımaya değil, bu kederin sebebi olan kişiye kederinin en şefkatli ifadesini sunmaya çalışır. söyleme ihtiyacını duyduğu ve karşısındakinin anlamayacağı şeyleri söyler; sadece kendisi için konuşur."
  • önceki entry'lerde yazılmamış, ben ekleyeyim. (bkz: kayıp zamanın izinde) serisinin ikinci kitabıdır. proust, bu kitabıyla goncourt ödülü nü kazanmıştır. proust önceleri seriyi iki kitapta toplamayı düşünmüştür ancak ilk kitaptan sonra bundan vazgeçmiştir. ayrıca ilk kitapta malûm bir kararsızlık, gerginlik vardır.bu nedenle proust'un ikinci kitabında çok daha rahat yazdığını görüyor okur. kayıp zamanın izinde serisinin sonuna doğru temponun arttığını ve proust'un yaşının da ilerlemesiyle daha da mükemmel yazdığını herkes görebilir, serinin ilk yarısında ise bu kitabın yeri başkadır. defalarca okunmayı hak eder.
hesabın var mı? giriş yap