cibali karakolu
-
akabinde de bir eda ozulku $arkisi. i$alla yamulmuyorum.
-
nejat uygur beyefendi henuz gencken cevrilmis olan; kendisiyle aslinda orjininde alakali olmayan; muhtesem bir siyah beyaz filmdir.
tiyatro oyunundan cok farklidir.
inanilmaz komiktir. cuneyt arkin en yakisikli donemindedir; joleli saclari ve kusursuz yuz hatlari ile capkin genci cok hos oynar. bir erkege nazik jon olmak zaten ancak bu kadar yakisabilir. salona yarasir tavirlariyla zarif ve etkileyicidir.
ayfer feray mukemmel bir fettan kadin olmustur. bir yandan zengin sandigi bay zoka'yi idare ederken, bir yandan yakisikli asigina para yedirmektedir.
evlendigi kizin ailesinin balayi icin, pansiyon olarak, hala para kopardigi eski sevgilisinin evini tuttugunu bilmeyen genc adam*; bu fettan sevgilinin asigi olan polis komiseri; gelinin gerdek gecesinde yalniz kalmasina dayanamayarak atlayip gelen annesi; ona engel olmaya gelen babasi; damadi uyarmaya gelen arkadasi; komiserin kendisini aldattigini dusunen esi ve fettan kadin* biraraya gelince senlik baslar.. ve olaylar gelisir.. -
muammer karaca'ın, cibali semtindeki insanlarla semt karakolundaki polislerin yakın ilişkisinden ilham alarak yazdığı oyundur. semt polisleri ile halk arasında çok samimi, bir nevi esnaf ilişkisi vardır ve bu durum da bu oyuna ilham kaynağı olmuştur. oyun,nejat uygur tarafından kendi yorumuyla da oynanmış ve nejat uygur'un en akılda kalan oyunlarından biri olmuştur. oyuna konu olan cibali karakol binası, bugün kapalı ve metruk bir halde, haliç kıyısında bir kemere bitişik şekilde durmaktadır. kapısında da küçük bir kitabe bulunur.
-
(ara: cibali)
-
muammer karaca tiyatrosu,pierre webber in nuit de noche (düğün gecesi) adlı yapıtından refik kardağın uyarladığı cibali karakolu adlı oyunu sahneye koymuştur.oyunda ünlü komser cafer sabbah rolünü muammer karaca oynamıştır.20 yıla yakın oynanan bu oyun 4000 kez perde demiştir.
-
eda özülkü'nün ucurdum da ucurdum adli albümünden bir sarki.
cibali karakoluna düstük
ben davaci sen sanik
bir olay mi var diye sorma
geciyorduk ugradik
neler verdim ugruna
binbir inat bir surat
bütün bu lüksler bizim
yetmiyor be azizim
her aksam ayni dertler
bitmeyen su didismeler
bana öyle deli gibi bakma
tükendi son careler
cibali karakoluna düstük
ben sarayli sen zügürt
kapimda caliyor zilli davullar
sen pesimde körkütük
neler cektim ugruna
bir allah bir ben tanik
ne yillar aylar gecti
bir arpa boyu yol almadik -
nejat uygur'un tiyatrodaki yorumuyla doyumsuz dakikalar geçirdiğimiz bir eserdir. televizyondaki versiyonuda görülmeye değer.
-
nejat uygur'un son sahnede söyledikleri polislik mesleğinin polislik mesleği gibi yapıldığı dönemleri hatırlatması ile nostaljik bir tura çıkarır insanı.
şimdiyse vatandaşı terörize eden polisler vardır sokakta. acaba şu sözleri birileri sarfettiğinde, içimizi sızlatan polisler aklımıza getirebilecek miyiz yine? işte o zaman mutlu insanlar oluruz belki...
"(...)
bu meslek öyle bir meslek ki, bilmeyen bilmez ağabey
bayram pazar bilemezsin
hasta olsan yatamazsın
çocuğun doğsa göremezsin
anan ölse gömemezsin.
bu öyle bir meslek ki ağabey;
ecelinle bile ölemezsin! -
başkomserini kaybetmiştir.
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap