• bir şeyin üstüne cila sürmek
    son rötuşları çekmek
  • barda icilen kallavi ickilerin **** ustune son parayla bira icmek.
  • (bkz: cila cekmek)
  • içilen rakıların üzerine cila niyetine bir bira içmek
  • (bkz: cilala parlat)
  • cilalı taş devrinden beri insanoğlu ve kızını meşgul etmiş aktivite. şimdilerde farklı şekillerde* devam da ediyor ayrıca, yalancı ve cilalı görüntülerde yeryüzünde.
  • varlığını hakk için parlatmak, yani var oluşun yalnızca o'nun adına mümkün olduğunu kendinde ispat etmek. değişen her olayda bu fikrinde sabit kalıp bu sabitlikte namazı kılabilmektir.

    namazın hakikate varması, artık varlığının tüm maksadının hakk namına erişim göstermesi. tüm salatın artık hakk'a ait olması, perdenin ardında "rabbin namaz kılıyor".

    şu an tam aksi, eğreti yönde varlık gösteriyorsun. en temelde işleyen bilinç bir hale ermesi gerekiyor ki; onun içinde artık kendine ait bir varlık düşüncesinin var durumda olmaması gerekiyor. böyle var ola her kırıntı gizli bir şirkin damarı.

    defalarca bu varlığı yok et;
    sana ait varlık hissiyatı düşüncesi sivrisinek gibi. bu sinekler ortaya çıktığında seni ısırmadan vücutlarını ez ki, onların ısırıklarından kaşınıp ıstırap duymayasın.

    sen kendine ait varlık düşüncesini yok ettiğinde, o da defalarca yeniden var olarak ileri çıksın. gerçek varlık ancak bu yoklukla mümkün. ortaya çıkan var gibi görünen varlıklar, yokluğun varlığına kurban edilmek üzere gönderilen tecelliler. tüm lütuf ve ihsan olarak açığa çıkanlar allah'ın kendi zatından kulların için yansıttığı fedakarlıklar . öyle tükenmez bir cevher ki, her fedasında ufacık bir eksiliş dahi mümkün değil. değerlendirilse de artıyor, değerlendirilmese de. allah'ın azap ve gazabı dahi açığa çıkan sonsuz bağış, lütuf ve ihsanların üstümüze hücum edişini engelleyecek, değerlendirecek bir şuura sahip olamamak. bir okyanusu meydana getirmek maksadı ile yağmakta olan yağmuru elimize tutuşturulmuş ufacık kaba doldurmaya çalışmak.

    peygamberimiz bize bu yağmurda kabın nasıl doldurulduğunu öğretti. "sahte eğreti dilenci kaplarını ellerinizden atın" dedi. rahmetin karşısında heyecandan şaşkınlığa düşmüş haldeyken, bize bunun yolunu gösterdi.
hesabın var mı? giriş yap