*

  • işlevselciliğe* karşı ned block‘un ortaya attığı düşünce deneyi, bir reductio ad absurdum. ismi john searle‘in çin odası düşünce deneyinden gelmektedir.

    işlevselcilik, zihinsel durumların içinde bulundukları sistemde gerçekleştirdikleri işlev cinsinden tanımlanması gerektiğini savunan bir kuramdır. “tamam o zaman” diyor block, “çin’deki her insana bir telsiz verelim ve insanları bir nöronun verdiği tepkilere göre davranmaları konusunda eğitelim. öyle ki, her insan belirli bir nöron görevi görsün, girdileri ve çıktıları elindeki telsiz aracılığı ile ilgili insana (nörona) iletsin. tüm ulus büyük ölçekte bir beyin gibi davransın. o zaman işlevselciliğe göre bir zihin ortaya çıkacaktır. çin’in bir bilinci, yönelimselliği, amaçları ve bir zihnin sahip olabileceği tüm özellikleri olacaktır. fakat bu absürd. o halde işlevselcilik yanlıştır.”

    an itibariyle şahsi fikrim çin’deki insanları bir beyin gibi organize etmenin bu şekilde mümkün olamayacağıdır. prensipte mümkün olabilir ancak block’un önerdiğinden çok daha zor ve karmaşık yollar gerekecektir. peki eğer bu başarılırsa? o zaman bilemiyorum. yine de bize absürd gelen her şeyin doğada imkansız olduğuna inanmıyorum.
  • kritik kütleyi aşacak miktarda insanın toplanarak kendilerinden üst bir mertebede bilinç oluşturmaları rastlanmayan bir şey değil, aksine devlet, şehir, ekşi sözlük, ordu gibi bir çok örnekte karşımıza çıkan bir olgudur. elbetteki bu üst mertebe bilinç insan dilinde konuşmak zorunda değildir ve insan algı sınırlarının ötesinde bir gerçeklik içinde yaşıyor olabilir. tıpkı her bir nöronun tek başına insan varlığı konusunda zerre bir fikir sahibi olmaması gibi.

    örneğin, "amerika ırak'a saldırdı" cümlesi ne anlama gelebilir? amerika isminde bir insandan değil devletten bahsediyoruz. bir devlet diğerine nasıl saldırabilir? amerika ulusunun hepsi aynı anda "ırak'a saldıralım" mı demişlerdir? amerikan toplumunun büyük çoğunluğunun savaş realitesinin farkında bile olmadığını biliyoruz. bu saldırı bir yönetici grubun kararı gibi gözükse de, ne amerikan başkanı'na, ne savunma bakanına, ne de diğer yönetici sınıflara ait değildir. sanayisi, ekonomisi, enerji kaynakları gibi kendisini var eden bütün boyutlarıyla bir devlet, kendisini oluşturan insanların toplam bilincinden çok daha farklı bir bilinç geliştirmiş olabilir.

    ned block bir düşünce deneyi tasarlarken, bu gerçekliğin ilk toplumsal sistemlerden beri var olduğunu bir ihtimal ıskalamıştır. bu konuda benim gördüğüm en güzel örnek de askeri sistemlerdir. askerin makbul olanı, aptal olanıdır. çünkü askeri birlik, kendisini oluşturan birimler olan insanların, block'un deneyinde olmasını istediği gibi sadece mesaj aktaran karıncalar gibi muhakeme etmeyen ama tutarlı oldukları sürece dış şartlara kolaylıkla uyum sağlayabilir. her bir askerin kendi muhakemesini kullandığı bir birlik ise başarısızlığa mahkumdur.

    bu konuda şu başlıkta daha geniş açıklama verebileceğimi umuyorum:
    (bkz: nineteen eighty four/@vulpius)
  • "bu sorunu soyle izah edelim. basit yapilarin basit kurallar cercevesinde biraraya gelerek karmasik ozellikler barindiran sistemler meydana getirdigi bilinen bir konudur. bu bakimdan karinca iyi bir ornektir. tipki noron gibi bir karinca da basit ve kisitli bir sistemdir. fakat bir surusu bir araya geldiginde, sadece birbirlerinin kokularini izleyerek, cok karmasik isler basarabiliyorlar. koloninin cesitli etkilere karsi cevap verdigi dahasi bunlarin bir nevi akilli cevaplar oldugu gozlemlenmis. fakat karinca sayisinda bir azalma oldugu vakit, birbirini izlemekte kullanilan kokularin yogunlugu azaliyor ve basit de olsa bir bilinci olduguna yemin edebileceginiz koloni aninda dagiliyor!!! (cok onemli bir sonuc, ancak uc unlem kurtarirdi) analojiyi beyinle kuralim ve bu teorinin ne kadar kuvvetli sonuclari oldugunu gorelim."

    #6114321
  • the china brain olarak da bilinen dusunce deneyi.

    ayrica
    diger dusunce deneyleri icin
    (bkz: #92649934)
hesabın var mı? giriş yap