*

  • isirir mi sorusuna verilebilecek bir cevap.
  • kabalcı yayınevinin aşağıdaki şekilde tanıttığı kitabın türkçe adı:

    ''bilimkurgu yazınının benzersiz ismi douglas adamsın neredeyse dünyanın tüm dillerine çevrilmiş dizisi otostopçunun galaksi rehberi bbc'de radyo oyunu olarak yayınlanışının ardından büyük bir okur kitlesine ulaşarak popülerliğini asla yitirmeyecek bir kült haline geliyordu ...

    galaksinin en namlı otostopçularının bu macerasında okurlarımız yine hayat ve hayatın anlamına dair şaşırtıcı yanıtlar bulacaktır. galaksi tarihinin en çılgın otostoplarından birinde bu kez eski dostlar, beklenmedik kavuşmalar, uzun yolculuklar, paralele evrenler, kan ve gözyaşı olmadan sizi bekliyor.

    demek istediğimiz bir şey olacaksa olacaktır.

    herhangi bir şey ortaya çıkarken
    başka bir şeyi de ortaya çıkarıyorsa,
    başka bir şeyin ortaya çıkmasına neden oluyor demektir.

    o şey her neyse,
    olurken kendi kendisinin yeniden ortaya çıkmasına neden oluyorsa,
    tekrar olacaktır.

    bununla birlikte kronolojik bir sıra izlenmesi şart değildir. tüm bunlardan çıkarılacak en önemli sonuçlardan biri de eğer televizyonda seyredilecek pek bir şey kalmamışsa, ruhunuzu rahatlatıcı ve hafif bir müzik dinleme havasına girilmesidir. 5+1 kitaplık dizinin beşinci cildi...''
  • sarmal yayınevinden çıkan douglas adamsın otostopçunun galaksi rehberi serisinin beşinci kitabı. türkçeye çeviren irem kutluktur.
  • öncesinde "zararsız" iken yıllar süren deneyim ve gözlemler sonucu "çoğunlukla zararsız" şeklinde düzeltilmiştir. otostopçunun galaksi rehberi'nde bu gezegen hakkında yazılanların hepsi bu kadardır.

    dünya: çoğunlukla zararsız.
  • adının geçmiş bir zamanda olması ne kadar ironik aslında. saniyeler içinde bir daha asla geri gelmeyeceğini bildiğini her seferinde onaylatıyor. gözlerinin önünde yükselip kaybolan uçağını ve nafile çabanı hatırla. tam olarak anlayacaksın. akan suyu durdurmak oysaki, ne mümkün?

    arthur, sen nasıl yorumlarsan yorumla. metafiziği de, radyoaktivitesi de, kimyası da sanki benim ellerimde. olmasam olmayacak? basit aslında, var olmayan kara kediyi arıyoruz hepimiz karanlık bir odada. merak bizi öldürüyor ama en başta, kediyi değil. ve zaten yarı ömrümüzü çoktan devirmişiz. ışıldasa bulurduk hiç olmazsa, ve olsaydı tabii. hiç umut yok, göründüyse patlayacak.

    o zaman fark etmiştin aslında, "oniki nisan ikibiniki". ama geri dönememek için bile bir yola başlamak gerekir. izafiyeti her noktadan fışkırıyor işte. o zaman çok geçti, şimdi ise çok geçti. nasıl bir zamansızlık zihnini meşgul eden? gölgelenmiş kesitlerinde -hala- bilmediğin şeyler var. üzerine deste değil iki düzine koysan değişen bir şey olmayacak. çünkü dedim ya, varlığı bile geçmiş bir zamanda. yokluğu sonsuz boşluk?

    bu kez yanılsamaktan bile aciz. rutinin güveni korkunç bir sıcaklıkla etrafını sarmadan, sıcaktan bu kadar korktuğunu bilemezdin. siyah ve tekrarlı hayallerde şekerleme yaptığını san sen! bu, yerçekimli bir karanfil değil. miden de, aklın da şu kadarcık kalmasın. yakından baktığında bulanık, uzaklaştıkça netleşiyor. bense uzak gözlerimi kaybetmişim.

    şimdi, diğer her andan daha kaçınılmaz. sonra gibi belirsiz de değil üstelik. yapamayacağına inandığın her şeyi değiştirmek için tek bir şansın olsa bu "şimdi" olurdu. varlığının geçmiş olması onun bile umrunda değilken hala bir şansın var. tabii bu daha sonra mavi-yeşil renkli bir yuvarlağa dönüşecek önemsiz bir gaz ve toz bulutunun hangi ilkel canlısını ilgilendiriyorsa.

    42
  • (bkz: eksisozluk42.com)
    (bkz: 42)
hesabın var mı? giriş yap