• vladimir martynov'un bir eseri. uzun sürecek bir tanışıklığın, hatta dostluğun başlangı noktası. bir gün tesadüfen bir yere gidersiniz ve hayatınız değişir ya, benzer bir hikâye belki de.
    herşey yok'un bir yere girmesiyle başladı. kendisine birşey almak isteyen yok, müzik reyonuna sürükledi arvo'yu. ben tabii futbol reyonunu aradım gözlerimle lakin bulamadım. panini abimizin değerli çalışmalarından biri olsaydı keşke o an yanımda. neyse dayanamayıp klasik müzik reyonuna baktım, maaşı bırakıp çıktım. yok aslında cüzdanımdaki birkaç kuruşla beslenen akrebe bir fake attım, kredi kartı kullandım; çıkar elbet acısı...
    neyse efendim, şaka bir tarafa gidon kremer ve kremerata baltica'nın silencio albümünün içinden çıkan büyük ikramiye oldu benim için. 1988 yılında leningrad'da çalınmış ilk defa. yine gidon kremer jön prömiyeyi canlandırmış. şurup gibi akıyor eser, hatta daha da tatlı. bir bruckner, bir mahler kokusu var havada. beethoven quartetlerini sevenlere hararetle tavsiye edeceğim. sürekli tekrarlanan bir ses var. vurulan bir tahta parçası, sürekli kapıda birisinin olduğu izlenimini yaratıyor. heyecanla bekliyorsunuz, sanki içeri çağrılacak gibisiniz ancak bir türlü çağırılmıyorsunuz. içeri davet bekleyen bir vampir misali kapıda beklediğinizle kalıp bambaşka bir ruh alemine dalıp gidiyorsunuz. evet cennetin kapısındasınız, devamlı kapıyı vuruyorsunuz ancak içeri alınmıyorsunuz...
    (bkz: knockin on heavens door)
  • lemongrassin fleur solaire albumunden oldukca basarili bir sarki.
hesabın var mı? giriş yap