*

  • deneyci felsefenin faransa'daki temsilcisidir. locke'tan farklı olarak empirizmi, sensualizmyönünde geliştirmiştir. bilgilerimizn kaynağı yalnızca duyu organlarımızın faaliyetine bağlamıştır. *
  • dı$ duyumu temel alıp , iç duyumu bunun olu$turduğu bir $ey haline getiren filozof.. ruhtaki bütün olayları duyuların sağladıkları duyumlardan genetik olarak türetmeye, ruhta bütün olup bitenlerin kılık deği$tirmi$ duyumlar olduğunu göstermeğe çalı$mı$tır.. bu temel görü$leriyle george berkeley'in ters görü$ündedir..
  • `jacques derrida`nın 'önemsizin arkeolojisi' adlı oldukça keyifli bir condillac okuması vardır. keyiflidir çünkü metin'i her okuma edimi; bir sonraki okumaya önsözdür ve condillac'ı açıklayan bir önsözü okumak (bizzat kitabın kendisini kastediyorum); bu kuralın dışında değildir. kitabın sonunda heykel gözlerini açar ve anlam üretmeye başlar, olmuş olduğu şey olmamak için bir daha.
  • 18. yy fransiz dusunurudur.. ingiliz empirizminin (deneyciligini) fransada sensualizm boyutuna gecmesinde etkisi vardir.. ic duyumlar yerine herseyi dış duyumlara baglar.. anilarimiz bile zayiflamis birer duyumdan baska birsey degildir ona gore.. butun duyumlarimizda bilgilerimizin yegane kaynagidir.. bu bakis acisi onu haliyle materyalist yapmaktadir..
  • condillac (1714-1780 ) iktisat'a olan katkılarıyla da bilinir.devletin piyasaya müdahalesine karşı ve serbest ticaret yanlısıdır.en önemli eseri adam smith'in başeseri olan milletlerin zenginliği ( iktsatta yeni bir dönemin başlangıcı sayılır) 'nden 1 ay önce çıkarmış olduğu ticaret ve denetimdir.mübadelelerin eşit olmayan değerler tarafından temsil ettiğini ve ticaretin her iki tarafında kazanç sağlayacağını söylemiştir.ayrıca bir malın fiyatını harcanan emeğin değil o mala karşı duyulan fayda değeri tarafından belirleneceğini söylemiştir.
  • rousseau'nun, "insanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağı" adlı eserinde sıkça vurgusunu yapmaktan geri durmadığı duyumsamacı, deneyci filozof.
  • “ne kadar yukarı tırmanırsak tırmanalım, ne kadar aşağı inersek inelim, asla duygularımızın dışına çıkamayız” sözünün sahibidir.

    aktaran: fernando pessoa, huzursuzluğun kitabı
  • duyuları ve bilginin kaynağını incelemek için oluşturduğu düşünsel heykel tasarımı muhteşemdir.
  • 17. yy. usçuluğuna karşı duyumculuğu dizgeli bir felsefe öğretisi haline getiren fransız aydınlanma filozofu. aynı zamanda önde gelen ansiklopediciler'den biri olan condillac, locke'un deneyci felsefesi ile newton'un bilimsel devrimini buluşturduğu en önemli yapıtlarından biri olan insan bilgisinin kökeni üzerine deneme'yle (essai sur l'origine des connaissances humaines, 1746) felsefe tarihinin belli başlı deneyci düşünürlerinden biri olarak anılmaktadır. condillac bu çalışmasında geliştirdiği kuramını daha sonraki çalışmalarında belirli ölçülerde değiştirmesine karşın, temelde bütün bilginin duyumlardan kaynaklandığını savunmuştur.

    condillac, kendine özgü kuramında locke'un tabula rasa'sını benimsediyse de, duyu izlenimlerini çözümleme ve karşılaştırmada zihne yaratıcı bir rol de atfeder. condillac, locke'un "duyumlar sezgisel bilgi sağlar" yollu öğretisini sorguladığı duyumlar üzerine (traité des sensations, 1754) adlı yapıtında bütün bilgilerin biçim değiştirmiş birer duyum olduklarını ileri sürer; locke'un aksine düşünceyi duyuma ek bir bilgi kaynağı olarak görmez. condillac bu çalışmasında dünyanın bilgisine nasıl ulaştığımızın yaratıcı bir tanımını verirken mermer bir heykel (hayali heykel) örneğine başvurur. condillac mermer heykel aracılığıyla koku duyusundan başlayarak beş duyuyu ayrı ayrı çözümler ve dokuma duyusu olmaksızın nesnelerin niteliklerini kavrayamayacağımızı belirterek zihnin bilgi ve yeteneklerinin daha çok dokunma duyusunun ürünü olduğunu savunur. dış dünyayı kavrayışımızın dokunma ve görme duyusunun gelişimiyle ortaya çıktığını ve dokunma duyusunun diğer duyuların hocası olduğunu öne sürer. duyumlamanın durağan bir mevcudiyet değil, dış dünyaya etkin bir katılım olduğunu gösteren condillac, ilk dışsal algı görüngübilimini geliştirmiştir.

    condillac dizgeler üzerine inceleme (traité des systemes, 1749) adlı yapıtında ise 17. yy.'ın descartes, leibniz ve spinoza gibi büyük filozoflarının kurdukları usçu düşünce dizgelerinin eleştirel bir çözümlemesini sunar. condillac, bu felsefecilerin içine düştükleri yanılgının dilin doğası ile işlevinden tutun da en genel, en soyut terimlere varıncaya dek bütün her şeyin duyumlar aracılığıyla sağlanan malzemeden türetilmesi gerektiğini anlayamamalarından kaynaklandığını savunur. condillac'a göre, bu felsefecilerin tümdengelimci yöntemi büyük ölçüde korunda da, gelişen kavramlar dizgesinin duyu deneyiminden türemeyen hiçbir şeye izin vermemesini sağlamak için çıkarımlar zincirindeki her bir bağlantının dilsel bir incelemeden geçirilmesi gerekmektedir. condillac'a göre: "felsefenin dili yalnızca birkaç yüzyıl öncesinden gelen anlamsız bir gürültüdür. bu gürültü uzadıkça felsefe bilimden daha da uzaklaşmaktadır."

    condillac'ın diğer önemli yapıtları arasında leibniz'in monadlarını yeniden biçimlendirdiği monadoloji (monadologie, 1748), tanrı'nın varlığının bir tanıtlamasını da içeren hayvanlar üzerine inceleme (traité des animaux, 1755), değerin emeğe değil de yarara ya da faydaya dayandığı savını öne sürdüğü iktisat görüşünün serimlendiği göreli konunları bakımından ticaret ve devlet yönetimi (le commerce et le gouvernement considérés relativement l'un a l'autre, 1776), ölümünden sonra yayımlanan mantık (la logique, 1780) ile matematiği bir çözümleme modeli olarak ileri sürdüğü rakamların dili (la langue des calculs, 1798) sayılabilir.
hesabın var mı? giriş yap