• pek şaşırtıcı bir olgu: partnerlerinin hamileliği sırasında baba adaylarımızın da onun yaşadığı semptomların aynılarını yaşaması; misal olarak kilo alması, sırt ağrısından, sabah bulantılarından, yorgunluktan yakınması, depresyondan, uykusuzluktan muzdarip olması. çocuk doğar doğmaz kesiliyormuş bu belirtiler...
    bir arkadaşımla bunu konuşurken "keşke bizim kocalarımız da böyle olsa" demişti. eh, tabii. böylesine empati, böylesine karşılıklı hissiyat hoş şeyler bunlar. bir yerde de çekmesin tabii, yazıktır.
    bana biraz da phantom agriları çağrıştırdı bu sendrom.
  • syndrome'larin en bi tatlisi ve komigi, hamile eslerin yasadiklarini kocalarida psikolojik olarak yasamaya baslarlar. sabah mide bulantilari, bas donmeleri, kilo alma-aserme gibi seyler birden psikolojik olarak kocalarda da gorulmeye baslar. komiktir, tatlidir.
  • bu sendrom amerikan erkeklerinin %80'inde görülüyormuş (an expectant father's guide kitabinin yalancisiyim). tarihte strobon ve marko polo bile gezdikleri yerlerde couvade ile ilgili gelenekleri gormusler.
  • sempatik hamilelik. hamile eşe psikolojik özenti.
  • hiçte öyle sanıldığı gibi hoş bir durum değildir. iki çocuğumda da kocamın yaşadığı durumdur, hamileliklerde birlikte kilo aldık ( ben 25, kendisi 20 kilo aldı), bulantıları, halsizlikleri, bel ağrılarını birlikte yaşadık. anlayacağınız bir evde iki hamile gibi olduk, hatta o benden daha hamile gibi oldu. ama en korkunç olanı loğusa depresyonuydu ( yanlış anlaşılmasın benim değil kocamın loğusa depresyonundan bahsediyorum), ben kendimi ve yeni doğmuş çocuğumu bırakıp onunla uğraştım, ikinci doğumda hem kendimi hem henüz 2 yaşında olan çocuğumu hem de yeni doğmuş olan çocuğumu dert etmek yerine yine kendisini dert etmek zorunda kaldım. çünkü sürekli gergin, her şeye takılan, bağırıp çağıran, her şeyi problem eden bi tip oluveriyordu ( normalde zor bir adam olmasına rağmen bu kadar abartmaz kendisi). uzun lafın kısası korkunç bir dönemdi. lütfen her şey doğasına uygun olsun beyler, yeni icatlar çıkartmayın bu kadar işimizin arasında bir de sizlerle uğraşmayalım.
  • "couvade" kuluçkaya yatmak demek. eşinin doğumunu bekleyen babada östrojen hormonunun artması ile bağlantılı olarak erkek daha sevecen, duygusal oluyor. ayrıca eşini yemeye teşvik eden babanın da kilo alması sendromu tetikliyor.
  • duygusal ve naif taze babaların sendromu. eşi ile beraber şişip, sabahları eşiyle senkronize öğüre öğüre kusan minnoş babacıklar hayal edin.
  • kocasinin midesi bulandigi, kustugu, sirt agrisi cektigi icin mutlu olan kezbanlardan uzak durun beyler. boyle psikopatlik gormedim ben amk.
  • malinowski'nin -henüz- sendrom hâline gelmeyen couvade için antropolojik yorumu şöyledir:

    "baba-evlât ilişkisine giren kültür unsurları, analığı belirleyen ilişkilere büyük bir paralellik gösterirler. baba, anayla ilgili yasaklardan bazılarını paylaşır ya da en azından bunlardan bir kısmını kadınla birlikte yerine getirmek zorundadır. çocuğun sağlığıyla kesinlikle ilişkili özel bir yasak, gebe kadınla cinsel birleşme yasağıdır. doğumda da babanın yerine getireceği birtakım görevler vardır. bunlardan en önemlisi, couvade'dır. couvade, karısı normal günlük hayatına ve işlerine döndüğü zaman, kocanın onun halsizlik ve doğum sonrası hastalık belirtilerini 'üzerine almak' zorunda kalmasıdır. bu durum, en aşırı örnekse de, erkeğin karısıyla doğum sonrası sıkıntılarını paylaşması ya da hiç değilse kadına karşı sevgi göstermek zorunda olması gibi gelenekler bütün toplumlarda bulunmaktadır. bu alışkanlık tipini önümüzdeki plana yerleştirmek güç değildir. ilk bakışta saçmaymış gibi gelen bu couvade fikri bizce derin anlam taşımakta , ve gerekli görülmektedir. eğer bu, ana ve babadan meydana gelen insanın ailesi için büyük değer ifade ediyorsa, eğer geleneksel alışkanlıklar ve kurallar babayla çocuk arasında kapalı bir ahlaki yakınlık meydana getirmek içinse ve bütün bu alışkanlıklar erkeğin ihtimamını çocukları üzerine çekmek amacım güdüyorsa, o zaman, erkeğe doğum sancısı ve analık hastalığı taklidi yaptırtan couvade büyük değer taşır babalık eğilimleri için gereken uyarıyı sağlar. couvade ve bu çeşit başka gelenekler, meşruluk' ilkesini, çocuğun bir babaya ihtiyacı olduğunu belirtmeye yardım eder."
  • hastalıkların en hoşu ve en sevimlilerinden biri. ama bu sendromu yaşayan biri böyle düşünmeyebilir. bir hastalığın hoşu ve sevimlisi olur mu? eğer bu sendroma maruz kalmışsa olabilir. en azından biz dışardan baktığımızda böyle düşünebiliriz. peki bu sendrom tam olarak nedir? hamile olan eşlerin aynı belirtilerinin büyük bir çoğunluğunun gerek duygusal gerek fizyolojik olarak erkek eşlerinde görülmesine couvade sendromu denir. bu olay size biraz ilginç gelebilir. ama durum tam olarak bu.

    erkekler eşlerinin yaşadığı bu durumu neden yaşıyor peki? aslında bu sorununda cevabı basit. ve bildiğimiz temel şeyler üzerine dayanıyor. her baba adayı endişe ve gelecek korkusuna kapılır zaman zaman. içinde bu korkuyu yaşar. “babalık görevini layıkıyla yapabilecek miyim?“ diye düşünür. çocuğunun geleceğiyle ilgili endişe eder. eşinin içinde bulunmuş olduğu ruh halinden ötürü ve bunun gibi pek çok etkenden ötürü korkabilir. bunlar sendromun ana nedenleri. ve bu sendrom tamamen psikolojik etkenler üzerine kurulu.

    fizyolojik açıdan erkek eş baş ağrısı, yorgunluk, aşerme, bel ağrısı, bacaklarda kramplar, kilo almak, mide bulantısı gibi semptomları gösterebilir.

    bu sendromdan kurtulmak için eşlerin duygularını, hislerini birbirleriyle paylaşabilmeleri gerekiyor. mutlu olunan o güzel anlar eşlerle yaşanmalı ve paylaşılmalı. güzel düşünceler eşlerle paylaşılmalı. beraber çocuklarıyla ilgili ebeveyn kitapları okumalılar. ebeveyn eğitimi için pratik kurslara yazılabilirler. babalık tecrübesini yaşamış bireylerle bu konularda konuşulmalı ve onların öğütleri dikkate alınılmalı. bütün bunlar yapıldığında bu sendromun etkileri azalır ve bu sendromu atlatabilirsiniz. bu sendrom hamilelik süresi boyunca devam eder. istisnai durumlarda psikoterapi'ye başvurulduğu görülmüştür. fakat bu durum bir istisnadır ve ilaç tedavisi gerekebilir.
hesabın var mı? giriş yap