• elizabeth gaskell'in romani. artik yaslari ilerlemis iki kizkardesin ve onlarin etrafindaki cranford kasabasi sakinlerinin hayatlari uzerine kurulmustur. ingiliz televizyonlari icin yapilan filminde dame judi dench, michael gambon, eileen atkins, imelda staunton, julia sawalha gibi guzide oyuncular da bulunmaktadir. ayrica bu seneki emmylerde ve altin kure odullerinde best supporting actress in a miniseries bolumunde adayligi da vardir. amerikada pbs'te 5 bolum halinde gosterilmistir ki pazar aksamlari odev yapmamam icin yeterli bir sebep olacak kadar iyi bir yapim olmuslugunu iddia edebilirim.. jane austen, edith wharton, bronte tarzini sevenlerin cok begenecegini tahmin ederim..
  • kadınların gündelik hikayelerini çok da merak etmiyorum galiba. kitaba bir türlü ısınamadım. baya da hacimli. okuyup seven yeşillendirsin, sevgisini paylaşsın isterim.
  • elizabeth gaskell'in 1851 ve 1853 yılları arasında household words dergisinde tefrika edilmiş olan romanı.

    roman "cranford amazonların elindedir" minvalinde bir cümle ile başlıyor. cranford isimli kasabada, orta yaşlı ingiliz kadınlarının günlük hayatını anlatan kitabı, birazcık sıkıcı bulduğumu itiraf etmem gerek. daha doğrusu her bölümde cranford hanımları için hayatı önemi haiz olan bir takım olaylar yaşanıyor fakat bunun biz okuyucular için önemi malesef o kadar da çok değil. kasabaya bir lady'nin gelmesi ve bu lady'ye nasıl hitap edileceği konusu bir bölüm mesela, bir sihirbazın gösterisi ayrı bir bölüm, bir hanımefendinin diğer bir hanımefendiye alacağı şapka ve bu şapkaya dair beklentiler ayrı bir bölüm...

    cranford'da kadınların egemen olduğu, erkeklerin mümkün olan en kısa sürede kasabadan bir şekilde uzaklaştığı bir hayat yaşanıyor, bu durum bu şekilde okuyunca güzel. ben de buna karşı olmazdım sanırım ama gelin görün ki kitabı okurken hiç de istemedim cranford'da olmayı. kadın egemen bir toplum fakat kadınların itibarsız olduğu bir toplum da aynı zamanda buradaki. kadınların yalnızca önemsiz konular hakkında derde düştüğü ve yine erkeklerden kalan mülklerle hayatlarını idame ettirdiği bir hayat söz konusu. bu da başta iddia edilene ters bence. allah'tan son anda miss matty geçimini sağlayabilmek için bir çay dükkanı açabildi.* yine de bu geçkin hanımların hayatını çok da ciddiye almayıp roman içerisinde şöyle bir gezinilebilir diye düşünüyorum.
hesabın var mı? giriş yap