• ismet özel'in milli gazete ve gerçek hayat'ta makalelerini yazmış olduğu köşenin ismi. sonradan bir dizi kitap haline de getirilmiştir.
  • ismet özel'in gazete yazılarından müteşekkil 10 ciltlik eseridir. şimdi yeniden tiyo yayıncılık tarafından ilk beş cilt birarada olacak şekilde basıldı ve yakında satışa sunulacak. ikincisine ise allah kerim. cuma mektupları böylece hakiki yayınevini bulmuş oldu. kitap tanıtımı için
  • 496 sayfalık 2. cildi de yayımlanan eser.

    --- spoiler ---

    cuma mektupları kitabının ikinci cildi, 8 haziran 2001 - 30 mayıs 2003 tarihleri arasında yayınlanmış cuma mektupları’nın beş kitap olarak neşrolunmuş halinin yeni edisyon ve yeni önsöz ile tek ciltte toplanmış halidir.
    --- spoiler ---
  • "eğer milliyet sembolik bir rol oynuyorsa, bu milletin özel bir önemi bulunuşundan değil, beynelmilel düzenin devamında yüklendiği fonksiyon sebebiyledir. milliyet, milleti ve onun değerlerini üstün kılabilmek için değil, milliyetsiz bir sistemi işletebilmek için muhtevası boşaltılmış bir dama taşı görevi yüklenmiş haliyle vardır."

    cuma mektupları-1, s.63
  • "türkiye'de yaşayan müslümanları iki sınıfa ayırıyorum: birinci sınıf müslümanlar hayatlarını sadece islam umdelerinin gütmesini birinci mesele haline getirenler ve bu ülkede müslümanların haklarını bütün boyutlarıyla tanınabildiği bir zamanın geleceğine inananlar, bu zamanın gelmesini çabuklaştıran çalışmaları hayatlarının en önemli uğraşısı haline getirenlerdir. birinci sınıf müslümanlar, müslim ve gayr-i müslim ayrımını önemli sayarlar. günlük yaşamlarından fikri planlamalarına, ticaretten eğitime kadar her alanda bir hedef gözeterek, yani islâmî bir hayatın kurulması için yapılabilecekleri ön sıraya alarak yaşarlar. birinci sınıf müslümanlar, kâfirler karşısında aşağılık duygusuna kapılmazlar. kâfirlerin elinde bulundurdukları imkânları özenilmeye değer bulmazlar. birinci sınıf müslümanlar kendi kurtuluşlarının bütün insanlığın kurtuluşu olacağına tereddütsüz iman etmişlerdir.

    türkiye'de yaşayan müslümanlar ikinci sınıftır. bunlar dünya ahvalini bir muta (bir veri) kabul eden müslümanlardır. böylelikle hayatlarının islâm umdelerinden gayri etkenlerle düzenlenmesinden büyük bir rahatsızlık duymazlar. bu ülkede müslümanların esaslı bir dönüşüm yaşayacakları konusunda anlayışları yoktur. gelecekteki islâmî hayat için neler yapılabilir sorusu ikinci sınıf müslümanlar için vahim bir soru değildir. müslümanca olmayan tavırlar onları gayr-i müslimleri de sevimli görme duygusu aşılar. ikinci sınıf müslümanlar kâfirler karşısında kolayca aşağılık kompleksine kapılırlar. sanki kendi müslümanlıkları dılayısıyla bir özür beyan eder gibidirler.
    ...
    (bkz: bakın burası çok önemli)

    eğer kalkınma modası varsa ikinci sınıf müslümanlar kalkınmanın en iyi islâmî metotlarla gerçekleştirileceğini savunurlar. eğer sosyal adalet moda ise ikinci sınıf müslümanlar sosyal adaleti gerçekleştirmenin en uygun usulünün islâm'da bulunabileceğini ileri sürerler. ilericilik itibar temin ediyorsa ikinci sınıf müslümanlar ilericidir. insan hakları savunucuları gündemi belirlemiş ise ikinci sınıf müslümanlar insan hakları savunuculuğunda başı çektiklerini söylerler. hürriyetse hürriyet, devrimse devrim ikinci sınıf müslümanın torbasından çıkmayacak tavşan yoktur. ıçtihat kapısını onlar açar, çevre korumacılığını onlar yapar, sınıfsız toplum kurma fırsatını onlar kapar. ikinci sınıf müslümanlar bilime sarık sarmaya heves ederler, teknolojiyi yeşile boyamaya kalkarlar."

    cuma mektupları-1 s.68;70
  • "birinci sınıf müslümanlar bilir ki, günümüz dünyasında savaş aleyhtarlığı hakkaniyet talebinde bulunan insanların savaş imkânını ortadan kaldırmak için (cihadın anlamını insan zihninden silme gayretiyle) beynelmilel yaygınlık ve etkinlik sahibi şirketlerin ortaya attikları balonlardan biridir. dünyayı kår gayesi güderek kıskaç altına almış bulunan şirketler siyasi organizasyonların gücünü sıfıra indirerek istedikleri mevzilerde gerektiğinde silahlı çatışma çıkarabilmek için suret-i haktan görünüp silahsızlanma propagandası yapıyorlar. israil'in silahsızlanması veya nükleer silah üretimini durdurması diye bir konu hiçbir zaman gündeme gelmiyor. feminizmin giderek emperyalizme yataklık edebileceğini görmek uzağı görmek sayılmamalı.
    ...
    eğer nuh'un gemisini dolduracak kadar müslüman varsa her şeyi düzeltmenin ve doğrultmanın yolu açık demektir."

    cuma mektupları-1 s.73
  • "dolayısıyla müslümanlar denilince neredeyse toplumun bütünü anlaşılmakta yahut islam'dan uzaklaşmış müslüman kökenli bazı zümreler kendilerine taşıyabilecekleri farklı isimler koyamamaktadırlar. bu şartlar altında müslümanlara olduklarından başka bir isim takılmakta ve "mürteci", "yobaz" denilmektedir. böyle denilmeyecek olsa onların cephe aldıklarının isimleri su yüzüne çıkması gerekecek, asrileşme çabası olanlara "mürted", "münafik", "gâvur" demek kaçınılmaz hale gelecekti. avrupalılaşmış bir zümrenin dinden çıktığını gözlerden saklamak için müslümanlara gerçek isimleriyle hitap etmek ipleri ellerinde tutan zümrenin kaçındığı bir husustur."

    cuma mektupları-1 s.75
hesabın var mı? giriş yap