döv beni

• mazoşist kişinin karşısındakine istek bildirir çağrısı.
  (bkz: iyi bir sopa istemek)
• bazen de "sev beni" manasına gelir(-miş).
  
  bir tarihte bir şirkette çalışıyorum. aile şirketi, işler zor yürüyor ailevi nedenlerden dolayı ama dedikodu süper. ailenin içindeyiz. bölge müdürümüz olan görümce hanım anlatıyor. patronun eski çırağı olan, teknik müdür doğruluyor.
  
  patronumuz gençliğinde mahallenin kabadayısı imiş. evlenmeden önce yengenin babası bu ipsiz sapsız tip ile kızının adının çıktığını duyunca dellenmiş. patron da ilk iş eski kasa şahin'inin camlarını karartmış, orhan baba dinleyip dağ bayır yiyiştikleri gezileri kimseye görünmeden sürdürmüşler. ama tabi ev kızı yenge, yokluğu belli olmuş evde gün içinde, artı haşince severmiş patron yengeyi. dedikodu alıp yürüyünce kız babası çağırmış delikanlıyı, temizle kızımın adını demiş; evlenmişler.
  
  iş güç yok. kaynana yanında oturmuş yeni evli çift. onca birikim tabi ayaküstü yiyişmelerden, hemen de çocuk. geçim derdi, çocuğun masrafları, en melek kaynana bile olsa kendi evine çıkmayan gelinin dırdırı; içinde bir maganda olan patron yengeyi önce ufaktan hırpalamaya başlamış. sorunlar kronikleşince adamakıllı dövmeye. günü gelmiş çenesini kırmış.
  
  sonra gel zaman git zaman, allah yürü ya kulum demiş; patron mahalle kabadayılığından o bizim aile şirketinin patronluğuna. aile şirketi diyorum ama küçük bi işletme değil. işler baya bi iyi, ortaklar alman. para çok.
  
  yılların ilişkisi belki, belki yeni ortamın yeni imkanları, ya da bilmediğim başka bir sebep; patron bizim marmara bölge müdüresi bayandan çok hoşlanmış. karısını boşamamış, ama müdireden de vazgeçmemiş (müdire okumuş yazmış, çok hoş ve akıllı bi kadındı). bu ilişkiyi bir şekilde yenge duymuş. kızmış, ağlamış, itiraz etmiş, kavga çıkarmış; ne yapsa boş, patron vazgeçmemiş ama karısını da hiç dövmemiş.
  
  küskünlükler, birlikte hiçbir şey yapmamalar, yokmuş gibi davranmalardan sonra bir gün yenge; "sen artık beni eskisi gibi dövmüyorsun, çünkü sevmiyorsun" demiş.
  
  patron bir şey dememiş. ikisi de ortada bir şey yokmuş gibi yaşamışlar. müdire de sorun çıkarmamış. ben işten ayrıldığımda kimse bir şey yokmuş gibi davranıyordu hala ve hayat devam edip gidiyordu. sadece patron yengeye fiske dahi atmıyordu yıllardır.
• (bkz: hit me baby one more time)