• öncelikle kilolar ve şişmanlığın neden olduğunu biraz daha anlamak için makul bir tez okuyalım

    sonra düşük karbonhidrat diyetinin nasıl ve ne şekilde olması gerektiği yönünde aynı tez doğrultusunda devamına bakalım.

    hala tatmin olmadıysak bilenin bildiği şüpheci melek de konuyla ilgili araştırmış uygulamış başarılı olmuş

    kilo vermek ve diyet arasındaki bağlantı için bir şüpheci melek yazısı okuyalım.

    yine kilo ve karbonhidratlar arasındaki ilişki için ikinci bir şüpheci melek yazısı daha okuyalım.

    kutsal bilgi kaynağından gelecek anti-tezleri beyhude beklemeyelim.
  • zordur biraz. fakat bununla ters orantılı olarak sonuçlar çok daha hızlıdır. şimdi şöyle bir yanlış anlaşılma olmasın, kaliteli karbonhidrat ve kalitesiz karbonhidratlar vardır. bu diyette kaliteli karbonhidrat ile beslenilir ve tabi ki protein. pirinç pilavı ile yapanlar da var ama ben pek önermiyorum. mantıklı da bulmuyorum. örneğin, bulgur pilavı, yeşil mercimek pilavı,ıspanak,nohut,mantar vs besin değer yüksek sebzeler meyveler bunlar kaliteli karbonhidratlardır.makarna, pirinç pilavı,beyaz ekmek vs ise kalitesizler grubuna girer. bu kaliteli karbonhidratlar kalitesizlere göre vücutta açlık hissi yaratmaz,kilo, aldırır ama yağ olarak değil.sağlıklı bir şekilde alırsınız yani.enerjinizi spor yapacağınız zaman açığa çıkarır. mesela (bkz: clean bulk) diye bir şey vardır vücut geliştirmede. temiz bir şekilde hacim almadır. yani kaliteli karbonhidratlardan alır sporcu besinini. ve sağlıklı bir şekilde kilo alır. yağlanma en aza düşer. gibi gibi. ya kısacası, bu diyeti kendi başınıza uygulamayın. profesyonel bir antrenör ile danışıp ondan yardım alarak yapılması lazım. öbür türlü, bu işleri pek bilmiyorsanız, kilo vereceğim diye kastan da verebilirsiniz, yeterince proteinle beslenmezseniz. kendinizi sürekli halsiz hissedersiniz.
  • mantıklı olabilecek bir diyet.
    ancak karbonhidratı fasulye, yulaf gibi sağlıklı gıdalardan sağlıyorsanız karbonhidratı biraz daha yükseltebilirsiniz.
  • yağ yemeyen ölür, protein yemeyen ölür, karbonhidrat yemeyen ölmez. vücut kendi ihtiyacı olan karbonhidratı glukogenesis ile kendi üretir. vücudun dışarıdan karbonhidrata ihtiyacı yoktur. gerekli mikrobesinleri alacak kadar sebze vs yenmesi yeterlidir.

    not:yatırım tavsiyesi değildir.
  • nur topu gibi bir "low carb flu"ya sahip olmakla sonuçlanıyor bazen. kalıcı mı? tabii ki hayır. daha flexible insanlarda olmuyor da zaten. ama "alla alla, hasta değilim ama niye hasta gibiyim ki?" diyorsanız sebebi low carb diyeti olabilir.
  • kompleks karbonhidrat tüketimi olursa daha anlamlı olacak diyet.
  • yeşillik (marul, roka, salatalık) + domates + sevdiğiniz sebzelerle destekleyerek ne kabız olursunuz, ne mineral eksikliği çekersiniz. etkili diyettir.
  • dört ayda 20 kilo verebildiğim diyet. ameliyattan sonra doktor tavsiye etmişti. bol sebze, köfte, tavuk, et, yumurta, balık ve tereyağı ya da zeytin yağı ile yapılıyor. gayet doyurucu ve çatır çatır kilo verdiriyor.
  • en son ramazanda farkına varmadan uygulamaya başlayıp takip 2 ayda hiç farkına varmadan 96kg dan 85kg a düşmemi sağlamış beslenme çeşididir.

    ben ramazanda küçülen mide ile neticesinde, normalden az yemeye başlamış, sonrasında da mideyi pilavla ekmekle doldurmamak lazım deyip ana yemeklere hücum etmiştim. tek abur cubur sayılacak alışkanlığım olan günlük 50g çikolatayı tamamen kaldırmıştım.
    üstüne ulaşım ve keyfi olarak haftada 150km civarı bisiklet sürüyordum. çaya kahveye şeker zaten atmam. çikolata, pirinç, ekmek harici de karbonhidrat zengini birşey yemiyordum zaten.

    işin aslı tabi meyvedir baklagil, patates olsun sebzelerden aldığım şeker miktarını hesaplamaya girişmedim. çok büyük ihtimalle günlük karbonhidrat alımım hala düşük karb diyetleri için verilen miktarların üstündeydi. ama genede insülin hassisiyetim artmış olsa gerek ki, öğünler sonrası ve genel olarak gün boyu tokluk hissimde inanılmaz bir artış oldu.

    3. aydan itibaren pirinç ve ekmek yavaşça tekrar öğünlerime girdi, soğuk hava sebebiyle iki teker üstünde yaptığım mesafeler kısaldı ve ben 85kg civarında sabit kaldım. anamın evinde 3 hafta tatilde 2 kg alıp sonra bunları gene verdim ama 85kg ın altına inemedim. sonrasında bir süre kalori saydım ama bu çekilecek eziyet değil.

    netice itibariyle, daha ciddi olarak düşük karb beslenmeye başlamaya karar vermiş vaziyetteyim. hedef; şundan şu kadar, ondan o kadar ye gibi hesap yapmadan, sadece belirli bir grubu kesip kalan herşeyden goril gibi yemeye devam edip kilo vermek. şaka bir yana, şu an ki ana problemim öğünler sonrası açlık hissinin kontrolden çıkmış olması. o yüzden goril gibi yiyorum tabiri caizse. bu da haftada 5 gün bisiklet ve salonda spor yapan, tüm ulaşımını bisiklet ile sağlayan bünyemin kilo vermesini engelliyor, almıyorum da vermiyorum da.

    -2 yıldan sonra gelen edit : spor, yüksek yoğunluklu antrenman programlarıyla birlikte hobi olarak hayatımın bir parçası olduktan sonra düşük karbonhidrat diyeti yalan oldu. karbonhidrat olmadan koşuda sprint olmuyor, bisiklet üstünde 100 km gidilmiyor.
  • 4 gündür sporla birlikte uygulamaya çalıştığım diyettir. günlük karbonhidrat alımımı 50 gr nin altında tutmaya çalışıyorum. işin ilginç yanı çok zor gibi gözüksede 4 gündür sporda yapmama rağmen hemen hemen hiç şeker yada karbonhidrat krizim tutmadı. acaba biryerde yanlış mı yapıyorum diye kendi kendime soruyorum
hesabın var mı? giriş yap